Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, NATO üyeliğinden vazgeçmek zorunda bırakılan Ukrayna’ya güçlü güvenlik güvenceleri verilmesi gerektiğini vurguladı.
Brüksel’de gerçekleştirilen AB Dışişleri Bakanları Toplantısı’nın ardından basına açıklamalarda bulunan Kallas, Ukrayna dosyasına ilişkin görüşmelerin devam ettiğini belirterek, AB’nin Moskova üzerindeki baskıyı artırma ve Kiev’e desteği güçlendirme politikasını sürdürdüğünü ifade etti.
Ukrayna’ya verilen desteğin gecikmeden devam etmesinin önemine dikkat çeken Kallas, bu desteğin Rusya barışı reddederken Ukrayna’nın savunma kapasitesini ve müzakere gücünü artırdığını söyledi.
“Ukrayna’ya güçlü güvenlik güvenceleri verilmeli”
Kallas, NATO üyeliğinden feragat etmeye zorlanan Ukrayna için güçlü güvenlik mekanizmalarının oluşturulmasının zorunlu olduğunu belirterek, ancak bu şekilde Rusya’nın Ukrayna’yı yeniden işgal etmesinin önlenebileceğini dile getirdi.
AB’nin Ukrayna’ya eğitim desteği sağlamaya ve savunma sanayisini güçlendirmeye devam edeceğini kaydeden Kallas, Rusya’nın gölge filo faaliyetlerine karşı her ay yeni yaptırım kararları alınacağını açıkladı. Kallas, “Güvenliğimizi tehdit edenler bunun sonuçlarıyla karşılaşacaktır.” dedi.
Perşembe günü yapılacak AB Liderler Zirvesi’nde 2026-2027 dönemine ilişkin Ukrayna fonlarının ele alınacağını hatırlatan Kallas, Ukrayna’ya destek vermenin maliyetli olduğunu ancak ülkenin düşmesinin çok daha ağır sonuçlar doğuracağını söyledi.
Kallas, Lahey’de Rusya’nın yol açtığı savaş zararlarına ilişkin taleplerin değerlendirileceği bir komisyon kurulacağını bildirerek, bu komisyonun Ukrayna’ya ödenmesi gereken tazminatları inceleyip karara bağlayacağını ifade etti. “Rusya, yıktığı evlerin, okulların ve hastanelerin bedelinden kaçamayacak.” dedi.
Toprak tavizleri konusunda kararın yalnızca Ukrayna’ya ait olduğunu vurgulayan Kallas, Rusya’nın yalnızca Donbas’la yetinmeyeceğini, daha fazlasını talep edeceğini belirtti. Kallas, “Tavizler saldırgan tarafından yapılmalı, mağdurdan beklenmemelidir.” değerlendirmesinde bulundu.
Toplantıda Suriye konusunun da gündeme geldiğini aktaran Kallas, ülkenin hâlâ ciddi zorluklarla karşı karşıya olduğunu söyledi. Suriye’deki geçiş sürecinin desteklenmesi için atılabilecek adımların ele alındığını belirten Kallas, AB’nin Suriye’ye yönelik yaptırımları kaldıran ilk aktör olduğunu hatırlattı.
Yaptırımların kaldırılmasının tek başına yeterli olmadığını dile getiren Kallas, ekonomik toparlanma için yatırım ortamı ve hukuki güvenin şart olduğunu vurguladı. AB-Suriye Siyasi Ortaklığı alanında ilerleme kararı alındığını belirten Kallas, “Eğer AB daha etkin olmazsa, oluşan boşluğu Rusya gibi aktörler doldurur.” dedi.
Gazze’deki gelişmelerin ve AB’nin güvenlik ile istikrara katkısının da toplantıda ele alındığını kaydeden Kallas, AB’nin Gazze’deki iki misyonunun faaliyet alanının genişletilebileceğini, bunun için İsrail’in onayının gerektiğini söyledi.
Filistin Yönetimi ile insani yardım, reform ve yeniden yapılanma konularının görüşüldüğünü aktaran Kallas, “Kaynakların nereye harcandığı konusunda söz sahibi olmalıyız.” ifadesini kullandı.
“AB’de İslam karşıtlığına yer yok”
Avustralya’nın Sidney kentindeki terör saldırısına müdahale eden kişinin Müslüman olmasına ilişkin soruya yanıt veren Kallas, AB’de Yahudi karşıtlığına yer olmadığı gibi İslam karşıtlığına da yer olmadığını belirtti.
Kallas, “Teröristler bireyseldir; her dinden ve her kökenden olabilirler. Bu olay da bunu açıkça göstermektedir.” dedi.
