Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, Filistin’e yönelik uluslararası sorumluluğun altını çizen ve İsrail’in 1967 sonrası işgaline son verilmesini talep eden kritik bir karar tasarısını büyük çoğunlukla kabul etti. Cibuti, Ürdün, Moritanya, Katar, Senegal ve Filistin tarafından hazırlanan “Filistin sorununun barışçıl çözümü” başlıklı tasarı, gerçekleştirilen oylamada 151 ülkenin desteğini aldı. ABD ve İsrail’in de aralarında bulunduğu 11 ülke “hayır” oyu verirken, 11 ülke çekimser kaldı.
Türkiye’den güçlü destek çağrısı
Oylama öncesinde Genel Kurul’da söz alan Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi Ahmet Yıldız, Ankara’nın karar tasarısını kararlılıkla desteklediğini ifade ederek tüm üye devletleri bu kararların hayata geçirilmesi için çaba göstermeye davet etti. Gazze’deki insani tablonun “derin kaygı verici” olduğunu dile getiren Yıldız, bölgede ölü sayısının 70 bini aştığını, altyapının çökmeye devam ettiğini vurguladı.
Yıldız, tüm yıkıma rağmen diplomatik zeminde iki devletli çözüme yönelik olumlu adımların yoğunlaştığını belirterek uluslararası desteğin son dönemde arttığına dikkat çekti. Türkiye’nin bir arabulucu olarak Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararı ve 20 maddelik barış planının eksiksiz uygulanması çağrısında bulunduğunu da hatırlattı.
Türkiye, Gazze’ye sürekli ve daha geniş çapta insani yardım sağlanması, bölgenin yeniden inşasının hızla başlaması ve şiddetin Batı Şeria ile çevre ülkelere yayılmaması için uluslararası topluma sorumluluklarını hatırlattı. Yıldız ayrıca Batı Şeria’da Filistinlilerin topraklarını ele geçiren İsrailli grupların saldırılarını sert ifadelerle kınadı. Orta Doğu’da kalıcı barışın ancak 1967 sınırlarına dayalı iki devletli çözümle mümkün olabileceğinin altını çizdi.
Karar ne içeriyor?
BM Genel Kurulu’nun kabul ettiği metin, Filistin meselesinde BM’nin rolünü teyit ediyor ve İsrail’in 1967’den sonra işgal ettiği topraklardan çekilmesini talep ediyor. Kararda, Filistinlilerin topraklarını gasp eden yerleşimci faaliyetlerinin sonlandırılması isteniyor; İsrail, uluslararası hukuka bağlı kalmaya davet ediliyor.
Tasarı ayrıca barış müzakerelerinin yeniden başlaması çağrısı yapıyor ve tüm devletlere, derinleşen insani kriz nedeniyle Filistin’e yardımlarını artırma çağrısında bulunuyor. Gazze Şeridi’nde 10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasının memnuniyetle karşılandığı belirtiliyor ve Gazze’nin, 1967’de işgal edilen Filistin topraklarının ayrılmaz bir parçası olduğu vurgulanıyor.
İsrail’in Doğu Kudüs de dahil olmak üzere işgal altındaki tüm Filistin topraklarından çekilmesi gerektiği ifade edilirken, Filistin halkının kendi kaderini tayin etme ve bağımsız devlet kurma haklarının korunması gerektiği de özellikle hatırlatılıyor.
Genel Kurul kararları bağlayıcı olmasa da uluslararası kamuoyunun ortak tutumunu göstermesi açısından büyük önem taşıyor.
