İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, LA7 televizyon kanalına verdiği röportajda Avrupa’nın savunma kapasitesi, ABD ile ilişkiler ve uluslararası gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Meloni, ABD yönetiminin açıkladığı yeni ulusal güvenlik stratejisinde yer alan “Avrupa’nın kendi ayakları üzerinde durması gerektiği” vurgusuna katıldığını belirtti.
Meloni, Avrupa’nın büyük bir güç olmak istiyorsa kendi savunmasını sağlayabilecek durumda olması gerektiğini söyleyerek, şu ifadeleri kullandı:
“Güvenliğinizi başka bir güce devrettiğinizde bunun bir bedeli olacağını bilmelisiniz. NATO zirvesinde yaşananlar da bunun bir yansımasıydı. Bu sürecin kaçınılmaz olduğunu ve Avrupa için aynı zamanda bir fırsat sunduğunu düşünüyorum. Savunmanın ekonomik maliyeti vardır ama siyasi özgürlük de getirir.”
ABD-Avrupa Birliği ilişkilerinde bir çatlak görmediğini belirten Meloni, ABD’nin stratejik belgesindeki değerlendirmelerin uzun süredir devam eden tartışmaların daha açık bir dille ifade edilmesinden ibaret olduğunu söyledi.
“Ukrayna’ya desteğimiz barışı inşa etmek içindir”
İtalya’nın Ukrayna politikasıyla ilgili iç tartışmalara da değinen Meloni, hükümetin tutumunun net olduğunu vurgulayarak, “Barış sadece iyi niyetle değil, caydırıcılıkla sağlanır. Ukrayna’ya desteğimiz bunun içindir.” dedi.
“Filistin tanınmadan önce şartlar yerine getirilmeli”
İtalya’nın Filistin’i tanıyıp tanımayacağına ilişkin soruyu yanıtlayan Meloni, Temsilciler Meclisi’nin 2 Ekim’de aldığı kararı hatırlatarak, “Hamas’ın silahsızlandırılması ve Gazze’nin geleceğinde rol almaması bu kararın temel şartlarıdır.” değerlendirmesinde bulundu.
Meloni, ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze planının “karmaşık ama eşsiz bir fırsat” olduğunu da ifade etti.
“İtalya’nın tutumu çekingen değil, nettir”
İsrail ve Batı Şeria’daki gelişmelere ilişkin eleştirilere yanıt veren Meloni, İtalya’nın bölgedeki olaylara yönelik tutumunun açık ve net olduğunu savundu.
Son olarak ülkesinde bahar aylarında referanduma sunulması beklenen yargı reformuna değinen Meloni, reformun hükümet için değil, ülke için hayati öneme sahip olduğunu söyledi.
