HDP’nin kapatılma davasına itiraz edenleri ve ileri sürdükleri gerekçeleri hayret ve ibretle takip ediyoruz. Bunları dinlerken nerede yaşadıklarını, neden bahsettiklerini anlamakta zorluk çekiyorum. Zira bu ülkede yaşayan akıl, izan ve vicdan sahibi herkes HDP’nin PKK’nın giriş kapısı olduğunu bilir, kabul eder ve söyler. Bir bölücü örgütün devamı olan parti, nasıl, hangi ölçüyle ve hangi hakla savunulur? Özellikle bu ihaneti demokrasi ile izah edebilmek hangi aklın, hangi vicdanın ürünüdür? Dünyanın neresinde terör örgütünü görmezden gelen, ülkenin bölünmesini hedefleyen bir partiye göz yumulur?

İDDİANAMEDE ÇARPICI BİLGİLER VAR

Başka bir bilgiye ve belgeye gerek yok. İster ilkokula başlama yaşını, isterseniz daha küçük bir yaşı ölçü alın, bu ülkede ne olup bittiğini anlayacak bir olgunluğa erişip de, PKK’nın bölücü ve kanlı bir terör örgütü olduğunu bizzat yaşayarak görmeyen bir Allah’ın kulu var mı? Eğer varsa şaşarım. Açılan davanın iddianamesinde çok çarpıcı bilgi ve belgeler mevcut. HDP’li belediyelerin terör örgütü PKK ile ilişkisini anlatan onlarca gizli tanığın ifadesi ayrıntılarıyla yer alıyor. Bu sözde belediye başkanları zaten olması gerektiği gibi görevden alınmış, yargının önüne çıkarılmışlardır. Seçilmiş olmak, şu kadar oy almış olmak bölücülüğü, terörü, ihaneti meşru hâle getirmez.

DAĞA AKARYAKIT GÖNDERMİŞLER

İddianamede yer alan bilgi, belge ve gizli tanık ifadeleri dehşet vericidir. Belediyenin garajındaki akaryakıt deposundan Tendürek Dağı kırsalına bidonlarla akaryakıt gönderenler görmezden gelinemez. Belediye çalışanlarının maaşlarından kesinti yaparak toplanan parayı, ramazan ayı bahanesi ile satın alınan yüklü miktardaki gıda ve erzakı dağdaki teröristlere gönderen belediye başkanları bu parti görünümlü terör odağının mensuplarıdır. Ve bu partinin binaları kandırılan ve kaçırılan gençlere örgütsel ve ideolojik eğitimlerin verildiği merkezler hâline getirilmiştir. Hendek eylemlerinin yine bu parti görünümlü terör merkezinde planlandığı ve yönlendirildiği ortaya çıkmıştır. Diyarbakır Belediyesi tarafından gerçekleştirilen ihaleler, malzeme alım satımı ve ihtiyaçların karşılanması gibi durumlarda devlet tarafından gönderilen ödeneklerin harcanmış gibi gösterilip, PKK/KCK terör örgütü yöneticilerine aktarım yapıldığı ortaya konulmuştur.

HİÇBİR VİCDAN BU REZALETE ONAY VERMEZ

Dava dosyasındaki bilgi ve belgelerin tamamını buraya yazmaya ne zamanımız ne yerimiz el verir. Neresinden bakılırsa bakılsın, Anayasa Mahkemesinde açılan dava yerindedir, hatta geç kalmış bir davadır. İvedilikle sonuca bağlanması ve bir daha hiçbir ad altında açılmayacak şekilde bu terör odağının ortadan kaldırılması hem hukukun, hem aklın, hem şehitlerimize ve Türk milletine olan borcumuzun gereğidir. Bu gerçek orta yerde dururken, birilerinin hâlâ HDP’yi temize çıkarmaya uğraşması, kapatılmasına itiraz etmesi hiçbir şekilde kabul edilemez. Sayın Bahçeli’nin de grup toplantısında belirttiği gibi, adalet ve vicdan terazisi bu rezalete onay veremez, cinayet ve melanetleri normal göremez. HDP, pek çok vahim özelliğinin yanında Türk demokrasisine biçilmiş kefen, doğrultulmuş silah, tuzaklanmış patlayıcı, döşenmiş mayındır. Ve HDP kapatılmalıdır, bu örgütün bölücü yöneticileri hakkında hukuk ve adalet, tesirini mutlak surette göstermelidir.

GEREĞİ YAPILIYOR

Daha önce HDP’nin yaptığı ihanetler ve kanlı sicili hatırlatınca, “eğer öyle ise niye gereği yapılmıyor, niye hukuka gidilmiyor?” diyorlardı. Şimdi gereği yapıldı, hukuk işlemeye başladı, bu defa da akla ziyan gerekçelerle niye davanın açıldığını sorguluyorlar. İnsanın hayâ perdesi yırtıldı mı, kalbi taşlaştı mı işte böyle bir rezillik, böyle bir ahlaksızlık ortaya çıkıyor. Her zaman söylüyorum, bunlar varken bizim başka düşmana ihtiyacımız yok. PKK kendi teröristlerinden, kendi kanlı katillerinden çok herhâlde bunlara güveniyor, bunlara minnet duyuyordur.

YOK OLMAKTAN KURTULAMAYACAKLAR

Türkiye terörle mücadelede bir dönüm noktasına gelmiştir. Dağdaki hainlerin kaçacak, saklanacak inleri kalmamıştır. Her gün elebaşlarından birinin paketlendiği veya hak ettiği sonu yaşadığı haberlerini büyük bir memnuniyetle alıyoruz. Bu hain güruhunu ne asıl sahipleri, ne de içerideki uzantıları yok olmaktan kurtaramayacaklardır. Türk devleti güçlü ve iddialı bir devlettir. Hiç kimse aklımızla alay etmesin. Her şey hukuk içinde ve olması gerektiği gibi yapılıyor. Bize medeniyet, hukuk ve demokrasi örneği olarak gösterilen ülkelerde, en küçük bir terör eylemi karşısında neler olduğunu, hangi tedbirlerin alındığını ve bırakın sorguyusuali, terörist olduğundan şüphe edilenlerin bile anında ortadan kaldırıldığını yaşayarak gördük. Hiç kimse rahatsız olmasın, olan da olmaya devam etsin. Dünyanın her yerinde terörle mücadele nasıl yapılıyorsa, biz de onu yapıyoruz ve bunu sonuna kadar sürdürmek hakkımızdır.