ÜSKÜP… ‘Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik’ diyen Yahya Kemal’in memleketi, Balkanlar’ın incisi, Makedonya’nın başkenti, çarşısı, sokağı, mimarisiyle Türk’ün imzası, dağı, taşı, toprağıyla Türk’ün izi. ‘Vardar Ovası’ dinlediğimizde sadece aklımıza Makedonya gelmiyor, gençliğinde askerî öğrenci olarak o topraklarda bulunan ve orada Manastır Askeri İdadisinde eğitim alan Mustafa Kemal de hatırlanıyor. Makedonya denildiğinde, hürriyet kahramanı Enver Paşa akıllara geliyor.

Çarşısı, dükkanı, camisi, yollarıyla Anadolu. Bilmeyenlere yabancı memleket, bilenlere özbeöz Türk yurdu olan Makedonya, diğer Balkan ülkelerimiz gibi sancılı bir tarihe sahip. Ama bu topraklardaki dürüst insanlar ne kadar hor görülse, ne kadar zulüm yaşasa da bu topraklarda onurlu yaşamalarından asla vazgeçmediler. 1389 yılında Osmanlı Devleti’nin egemenliğine girdikten sonra Makedonya, kültürel, sosyal ve ticari alanlardaki zenginliğini giderek arttırmış. Evliya Çelebi, Seyahatname’sinde 1660-1661 yılında bölgeyi ziyareti sırasında “Burada eğitimli ve dürüst insanlar var” cümlesine yer vermiştir. Yaklaşık 6 yüzyıl Osmanlı himayesinde kalan Makedonya, Balkan Savaşları sırasında Osmanlı’dan ayrılmış. Bu ayrılışla birlikte birçok acı hikayeye sahne olan bölge, Türk çoğunluğunun Anadolu’ya göçüyle ‘ayrılmanın bıraktığı hicranın derinde’ olduğunu hatırlatır. Osmanlı himayesinde farklı kültürleri de kendinde barındırmasına rağmen huzurla yaşayan toplumlar, ayrılıştan sonra günümüze kadar hep bir mücadele ve çatışma ikliminde yaşamıştır.

Kan ve zulüm hiç durmamış, insanlar Türklüğünden ve Müslümanlığından dolayı katledilmişlerdir. Yine de Türklüğün izlerini her yerinde görebileceğimiz Makedonya, tarihi, kültürü, dokusu ve toplumsal adetleriyle Türklüğün kokusu, soluğu. Türkçe sesleri çokça duyabileceğiniz kentlerinde başka dillerde de Türkçenin izlerinin ne kadar çok olduğunu size hatırlatır, suyu bile Türkçe akan memleket. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti’ne katılan Makedonya, bölgedeki diğer ülkeler gibi siyasi istikrarsızlıklar ve çatışmalara sahne olmaya devam etmiştir. Etnik gruplar arasında çıkan çatışmalar Yugoslavya’nın parçalanmasına zemin hazırlamıştı..

Yugoslavya’nın çöküşünden sonra, terkibinde olan diğer devletler gibi Makedonya Cumhuriyeti 8 Eylül 1991 yılında yapılan referandumda Makedonyalıların yüzde 95’i ‘evet’ oyu kullanarak bağımsızlığa kavuşmuştu. Bu dönemlerde Makedonya için zorlu bir sınav başladı. 1992 yılında Türkiye, Makedonya’yı resmen tanıdığını ilan etti. Türkiye, Makedonya Cumhuriyeti’ni anayasal ismiyle tanıyan ilk ülkelerden ve Üsküp’te büyükelçilik açan ilk ülke olmuştur. Fakat her zaman her konuda olduğu gibi Yunanistan buna karşı çıktı. Hatta gösteriler düzenleyerek Türkiye ve Makedonya aleyhine mitingler ve protestolar gerçekleştirdi. Fakat 1993 yılında Birleşmiş Milletler üyeliğine kabul edilen Makedonya, Yunanistan’ın isim itirazı aşılamadığından ‘Eski Yugoslavya Makedon Cumhuriyeti’ adı altında üyeliğe alınmıştı.

Yıllarca isim konusunda Yunanistan’la sorunlar yaşayan Makedonya, Kuzey Makedonya Cumhuriyeti olarak ismini değiştirdi. Resmî dillerinden biri Türkçe olan, üniversite ve eğitim ocaklarımızın da faaliyette bulunduğu Makedonya’da, ciddi bir Türk çoğunluğu hâlâ varlık göstermektedir. Acılı ve çileli bir tarihi süreçten geçen Makedonya ve onun içerisinde yaşayan halklar için bağımsızlığın değeri paha biçilemez.

Mail: [email protected]
Twitter: ELNURPASA_TC
Instagram: ELNURPASA_TC