Türkiye’de demokrasinin yokluğundan şikâyetçi, gerçek demokrasiyi sadece kendilerinin getirebileceğine inanan bir muhalefet var.

Dillerine dolanan demokrasi kültürü kendi tarlalarında bile hasat vermiyor ama.

Bizim Kemal Bey’e çok benzeyen Mahatma Gandhi'nin sözüdür: Dünyayı değiştirmek istiyorsan, ilk önce kendinden başla.

Demokrasi çok sesliliğe saygıysa, farklı görüşlere tahammülse, muhalefetin kendi içerisinde uyguladığı tarifenin adı ne?

6’lı masadan kalkıyor gibi yapan Meral Akşener’e “Çek sifonu gitsin” diyerek dışkı imasında bile bulunmadılar mı?

Yıllardır yazılarıyla coştukları Yılmaz Özdil’i, Meral Akşener’i savunan sözler söyledi diye dakikasında harcamadılar mı?

Meral Akşener de aynı gaddarlığı PKK’nın partisiyle iş birliğine tepki gösteren Yavuz Ağıralioğlu’nu istifaya sürükleyerek gösterdi.

Hepsinin boy boy fotoğraf arşivi oluşturduğu HÜDAPAR’ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı destekliyor diye ne teröristliği kaldı ne kadın düşmanlığı…

Sürü ruhuna aykırı hareket eden herkes hain ve terörist olma potansiyelinde.

HDP’ye ise laf yok, o baş üstünde…

Cumhur İttifakı birlikteliğine dâhil olan DSP Genel Başkanı Önder Aksakal da ihanet damgası vurulan isimlerden birisi olmuştu.

"Bülent Ecevit de yaşasaydı Cumhur İttifakı'nda olurdu" diyen Önder Aksakal, rahmetli Bülent Ecevit’e ihanet etmekle suçlandı.

Oysa Ecevit tam olarak böyle bir siyasi liderdi.

Terörle mücadele tezkeresine “hayır” oyu veren, PKK’nın hâkimiyetindeki Afrin’e Türk ordusunun girmesine karşı çıkan Kemal Kılıçdaroğlu gibi değildi Ecevit.

Kıbrıs’a girendi.

“4 parti uzlaşırsa Öcalan'a ev hapsi bizim için mesele olmaz diyen” Kemal Kılıçdaroğlu gibi değildi Ecevit.

Öcalan’ı paketleyendi.

14 Mayıs’ta seçimi kazanırsa HDP’ye bakanlık vermeye hazırlanan Kemal Kılıçdaroğlu; 1991’de bölücülerle ittifak yapan SHP’ye “Sırf Güneydoğu'da biraz daha fazla oy alabilmek uğruna Türkiye'yi bölmek istediklerini açıkça söyleyen kimseleri Meclise taşımış bir parti asla Cumhuriyet Halk Partisi'nin mirasçılığı iddiasında bulunamaz” diyen Bülent Ecevit’le aynı ligde bile top koşturmuyor.

Türkiye’nin bekasına sahip çıkan Ecevit’in bir tarafı Kürt’tü. Türkiye'yi bölmek istediklerini açıkça söyleyenlerin cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu seyit olsa ne, Türkmen olsa ne, Kürt olsa ne?

Sırtını PKK’ya yaslayan HDP’li Figen Yüksekdağ’ın her tarafı Türk olsa ne, olmasa ne?

Bunlar gibi binlercesi Türkiye’nin ulusal bütünlüğünü gözeten bir tane Ecevit ediyor mu?

Tırnağı bile etmiyor değil mi?

Zaten mesele Kürt-Türk, şu-bu farklılığı olmadı ki hiçbir zaman…

Ziya Gökalp kendisi için “Türk değil” diyen Ali Kemal’e ne diyordu:  

Hatta ben olsaydım: Kürd, Arap, Çerkes;
İlk gayem olurdu Türk milliyeti
Çünkü Türk kuvvetli olursa, mutlak,
Kurtarır her İslam olan milleti!

Türk olsam olmasam ben Türk dostuyum,
Türk olsan olmasan sen Türk düşmanı!
Çünkü benim gayem Türkü yaşatmak,
Seninki öldürmek her yaşatanı!

Meselenin özeti her zaman buydu. Ecevit bugün yaşasaydı Türkiye’nin bekası için içeride ve dışarıda amansız bir mücadele veren Cumhur İttifakı’na güç katardı. Ama bu pusulası şaşmış muhalefet onu da hain ilan etmekten geri durmazdı.