Yeni Zelanda’daki katliamı yapanların sıradan bir ırkçı cani ile sınırlı olmadığı, çok daha girift, çok daha planlı, çok daha kapsamlı bir kalleşliğin tezahürü olduğu anlaşılmaktadır.

Yeni Zelanda’daki katliamı yapanların sıradan bir ırkçı cani ile sınırlı olmadığı, çok daha girift, çok daha planlı, çok daha kapsamlı bir kalleşliğin tezahürü olduğu anlaşılmaktadır. Bu kadar silahı, o silahların üzerine yazılanları, yayınlanan sözde manifestodaki bilgileri sıradan birinin elde etmesinin neredeyse imkansız olduğu ortak kanaattir ve yüksek kabul görmektedir. Caninin daha önce 2 defa İstanbul’a geldiği de dikkate alınırsa, soru işaretleri daha da artıyor ve ciddi ve derinlemesine bir araştırma yapılması şart oluyor.

HAÇLI DÜNYASI İKİYÜZLÜ

Olay bütün yönleriyle araştırılır mı, araştırlısa da ne kadar ileri gidilebilir, çok emin değiliz. Söz konusu Türkler ve Müslümanlar olunca Haçlı dünyası anında ikiyüzlü bir tavır takınıyor.Göstermelik kınamalardan, sıradan açıklamalardan daha ileri gidilmiyor. Daha da vahim olanı, bu kadar kan dökülmesine rağmen, hala katili masum göstermek ve suçu Müslümanlara atmak isteyen alçaklara rastladık. Bu yaşananlar, söylenenler bizim için çok şaşırtıcı değildir. Ne ilk defa böyle bir vahşetle karşılaşıyoruz, ne de ilk defa bu kahpeliklerin üzerini örtmeye uğraşanlara şahit oluyoruz. Söz konusu kendileri olunca, bir Hıristiyan’ın burnu kanayınca dünyayı ayağa kaldıranlar, Türk ve Müslüman kanın akması karşısında son derece duyarsız oluyor ve bir an önce üzerini örtmek için çabalıyorlar.

NE FARKLARI VAR?

Biz yine kendi işimizi kendimiz görmek, kendi güvenliğimizi kendimiz sağlamak, kendi bekamıza milletçe sahip çıkmak zorundayız. Asırlar değişiyor, ama bu gerçek asla bir milim yerinden oynamıyor. 104 yıl önce Çanakkale’ye dayanan zihniyet bugün de aynıdır. Sayın Bahçeli’nin İzmir’de söylediği gibi, Çanakkale’de yendiklerimiz yine karşımızdadır. Bu vesile ile Çanakkale’yi geçilmez yapan kahramanları, bu toprakları vatan yapmak için gözünü kırpmadan toprağa düşen yiğitleri şükranla anıyorum. Bizi asıl yaralayan, asıl düşündüren kendi içimizdeki hainlerdir. Çanakkale’ye dayanan düşmanla, eline silah alıp bu ülkeyi bölmek için dağa çıkan kalleşler arasında ne fark var? Bu kahpelere sırtlarını dayayarak siyaset yaptığını söyleyenleri nereye koyacağız? Ve daha da önemli, sureti haktan görünüp bu hainlerle işbirliği içine giren, onların uzantılarını listelerinden aday gösterenleri nasıl değerlendireceğiz?

CHP BU YÜKTEN KURTULMALI

Biz, gördük, tanıdık ve değerlendirdik. Adına da zillet dedik. İtirazlar, görmezden gelmeler, aklımızla alay etme çabaları beyhudedir. Karşı karşıya kaldığımız ihanetin bir ucu Yeni Zelanda’da diğer ucu Türkiye’dedir. Kemal Kılıdaroğlu’nun dünyayı ayağa kaldıran katliamla ilgili yaptığı değerlendirme çok vahimdir, çok yaralayıcı ve çok düşündürücüdür. YPG’yi terör örgütü görmeyen Kılıçdaroğlu’lu, biraz daha cesaret bulsa 50 kişiyi katleden caniyi de masum gösterecek. Mustafa Kemal Atatürk’ün partisinin bu durumlara düşmüş olması gerçekten çok acı, çok kabul edilemez bir durumdur. CHP’nin bu yükten kurtulmasının zamanı çoktan gelmiştir.

SÖYLEYENE DEĞİL HABERİ YAPANA KIZDILAR

Türkiye tarihinin en kritik seçimini yapacaktır. Hiçbir şart altında zillete geçit verilemez. Tehdit ve tehlikenin ne kadar yakın olduğu çok net şekilde orta yerde durmaktadır. Zilletin milletin başına püsküllü bela olan üçlüsü ifşa olmuştur. HDP’den gelen açıklamalar kirli ortaklığın ayrıntılarını ortalığa saçmaktadır. Sezai Temelli denilen Kandil sözcüsü, Ankara ve İstanbul’da zillet ittifakını nasıl şekillendirdiklerini ve oynadıkları rolü açıkça beyan etmiştir. Zillet adayları bu açık beyan karşısında saklanacak bir yer bulamamışlardır. Açıklamalar sessiz kalmış, bunun haber yapılmasına ve Türk milletine duyurulmasına kızmış, hatta saldırıya geçmişlerdir. Böyle bir zihniyet, böyle bir ayıp siyaset tarihinde görülmemiştir.

GÖRKEMLİ İZMİR MİTİNGİ

Bütün bu rezillikleri, bütün bu saldırıları, bütün bu kiri ve zilletin oluşturduğu tehlikeyi görmezden gelemeyiz. Yapılması gereken bellidir. Sayın Devlet Bahçeli, seçim gezilerinde çok önemli açıklamalar yapıyor, çok hayati uyarılarda bulunuyor. Cumhur ittifakı olarak İzmir Gündoğdu Meydanında çok görkemli bir miting düzenlenmiştir. Bir defa daha Türk milletinin Cumhur ittifakını nasıl sahiplendiğini büyük bir memnuniyetle izledik. Sayın Bahçeli’nin İzmir konuşmasıda belirttiği gibi.Yeni Zelanda’da bir cani tarafından sıkılan kurşunlar hepimize isabet etmiştir. Kanı dökülen sadece masum ve mazlum kardeşlerimiz değil, hepimiziz. Bu olay bekanın neden önemli olduğunu bir defa belgelemiş, hala anlamayanlara da bir ders olmuştur. 31 Mart seçimlerinin niçin beka seçimi olduğunu anlamamız için daha ne olması gerekiyor?

ASLA YIKAMAZLAR

Çanakkale’yi bir defa daha geçilmez kılmak ve zilleti sandıkta durdurmak bir görev haline gelmiştir. Cumhur İttifakı sadece bir alternatif değil, ülkenin geleceğinin teminatıdır. Yerel yönetimlerin de yeni hükümet sistemine uygun olarak şekillenmesi ile birlikte çok daha güçlü ve iddialı bir ülke haline geleceğiz. Yine sayın Bahçeli’nin dediği gibi, bir olursak, Çanakkale’de olduğu gibi, bu milleti geçemezler. El ele verirsek, güç birliği içinde olursak Türkiye’yi yenemezler. Cumhur İttifakı’nda kucaklaşırsak Cumhuriyet’i asla yıkamazlar.