Türkistan’da hala türküler yakılmakta, şiirler yazılmakta, Kafkasya  hala seni anmakta. Askeri ve diplomatik dehasıyla yeni nesilleri de kendine hayran bırakmakta. Sadece Türkleri değil, yabancıların da özen kaynağı olmakta. Tartışılmakta, eleştirilmekte, aşk mektupları paylaşılmakta olan bir Paşa.  Enver PAŞA. Hep beklenen kahraman Enver Paşa.

4 Ağustos 1922 yılında  şehit düşen bir komutan kendi ölümü üzerine de Anadolu’yla Türkistan arasında bağı daha da sıkı hale getirmiştir. Türkistan^da mücadelenin imkansız olduğunu söyleyenlere şöyle cevap vermektedir Paşam :

“Uzun zamanlardan beri Türkistan Türklüğü ile Osmanlı Türklüğü arasındaki irtibat kopmuştur. Ben, Osmanlı ordularının Başkomutanının ve İslam Halifesinin damadı olarak oraya gelir ve Türkistan’ın bağımsızlığı uğruna ölürsem, bu köprüyü kurmuş oluruz.”

O köprüler kuruldu Paşam. Seni görmeden senin gibi şehit olan Türkistan şairleri senden sonra seni andılar, yaşattılar.  İstiklal diye haykıran Türklere bir umut ışığı, nuru oldun.  Zaten isminin anlamı da bu değil miydi? Sovyetler döneminde bile Türkistan’da senin hatırana isminin verildiği çok balalar var. Anlamını ve tarihini bilmeden o dönemlerde bile ismin yaşatıldı. Çok şükür ki Makedonya dağlarında hala yürüyüşünü devam ettirenler var.

 Ölümünü duyan Özbek şairi Çolpan feryadıyla bütün dünyanın varlığını boğmak istedi:  Çatalca ovası, Boğaz geçidi, Karpat dağları, Trablus çölleri, Güzel Selanik’in şirin bahçeleri. Şehitlerin yüzüne damlayan nurlar, Bizi kan ağlattı bu kara haber.

Anadolu’da Kurtuluş savaşı sırasında yardım gönderen  ve ne yazık ki yardımlarına Ruslar tarafından el konulan Buhara Cumhurbaşkanı Osman Kocaoğlu senin ölümüne İntikam al…İntikam dedi: Türk balası oruslardan köp sıkıldı, Er kırıldı, kız ezildi, yurt yıkıldı. Hamiyetlik Enver Paşa onu surap, Kelib azad etmek üçün şehid boldu.  İntikam  Al… İntikam!

 

İşte bu ruhtur bu köprülerin temelini atan ve bağı daha da birbirine bağlayan. Bu ruhun adıdır Enver Paşa. Bakü’nün düşman işgalinden kurtarılması için kardeşi Nuri Paşayı görevlendirerek Kafkas İslam Ordusu’nun Azerbaycan’ın başkentini kurtarılması için talimat veren Osmanlı Harbiye Nazirini unutur mu Kafkaslar?  Şanına yazılan Türküler hala da söylenmekte. Bütün geri dönmeyen Türk askerinin adıdır Enver Paşa : Cephede mitralyöz ayna gibi parlıyor, Kafkasya Türkleri bayrak açmış bekliyor, Arş, arş,arş; ileri, ileri; Marş, marş , marş; ileri,ileri, Dönmez geri Türkün askeri.

 Siz söyleyin, 1922 yılında şehit düşen bir yiğit 1990 yılında tekrar neden anılsın? Tarih 20 Ocak 1990. Sovyet Ordusu tanklarla Bakü’ye girerek katliam yapmakta. Azerbaycan şairi Memmed Aslan sokaklarda karanfiller kan ağlarken Enver Paşa’yı hatırlar. Komünist bir rejimin ordusu Bakü’de insanları kurşuna dizerken yine komünist kurşunuyla şehit olan Enver Paşa hatırlanır: Yol direndi yohuşa, Gelmez mi Enver Paşa, Bu derdi çaksın daşa, Ağla karanfil ağla!  Kanımızı ne çekti, Ömür kuru çiçekti, Nuri Paşa gecikti, Ağla karanfil ağla!

 Uzun uzun rakamlara ve tarihe girmeye niyetim yok. Zaten bu tarih yazan kahramanın hayatı ve yaptıklarıyla ilgili çok kaynak bulunmakta. Ne kadar anlatılsa da hep eksik kalan tarafları olacak bu yiğidin.

Sen atamın hatırası

Benim hayalim

Oğlumun adısın…

Geleceğimin yoldaşı

Hepimizin tarihisin.

Sen Enver Paşasın!