Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “yalnız” mücadele ettiğini hissettiğimizi sık sık yazıyoruz.

Çevresindeki ekibin, onu sıkça yanılttığını biliyoruz.

Mahallî seçimlerde Bahçeli ile yürüdüğü “Cumhur İttifakı” yolunda bizim de bildiğimiz birçok AKP teşkilatı “gereken hassasiyet ve sıcaklığı” göstermediğini kendisi de görmüş olmalı…

Büyük bir dönüşümle yanında yer alan Ağrılı Savcı Sayan kadar çıkamadı çoğu AKP’li…

Ayrıca Memur-Sen gibi yancı kuruluşlar da “rantın ellerinden gideceği” ve “iktidar gücünü ülkücülerle paylaşacakları” zannıyla seçimlere asılmadılar…

         *

Size Antalya’da Memur-Sen temsilcilerinin oynadığı nankörce bir oyunu isim vermeden aktarayım.

Malum, Antalya’da Cumhur İttifakı’nın adayı Menderes Türel idi. MHP ve AKP teşkilatları zaman zaman görüşüp görev paylaşımı ve iş takvimi yaptılar… Hatta destek için MHP lideri Devlet Bey, Cam Piramit’te Türel’le salon toplantısına bile katıldı.

Bu arada MHP’li ve AKP’li tabanın kaynaşması için TÜRKAV, Türkiye Kamu-Sen, AKP ve Memur-Sen’e bağlı sendika temsilcileri görüşmelerde bulundu, TÜRKAV İl Başkanı Hayati Peker, ekibiyle sahaya inerek MHP’li ve AKP’li adaylar için çalıştı.

Memur-Sen’ciler çalışmalara pek katılmasa da her şey normal görünüyordu…

Sahada görülen; 10 yıldır Memur-Sen’in kıyıma uğrattığı, atatmadığı, sürdürdüğü milliyetçi-ülkücü kamu çalışanlarının şikâyetleri AKP Antalya İl Başkanı’na anlatıldı.

Olumlu çalışmalar planlandı…

Derken, Memur-Sen yetkilileri mesela Milli Eğitim’de bir ülkücünün üst kadroya atandığını falan duyurdu…

Ama yapılan sadece bir kandırmaca ve ikiyüzlülüktü…

Atanacak Memur-Sen üyesinin istifası alınıp Türkiye Kamu-Sen’e kayıt olmasından sonra o kadroya atanmıştı!

Sonra da sağda solda “Ülkücü bir kardeşimiz üst kadroya atandı” propagandası yapmaktan, ötekileştirmeye devam etmekten bile utanmadılar…

         *

Geçen gün yazdık; mahallî seçimlerde AKP’nin kaybının sorumlularından biri de bu yancı sendikadır!

Nitekim Erdoğan da gelişmeleri tahlil ettikçe, seçim sonrası sendikanın nasıl sağa sola savrulduğunu söylemek gereği duymuştur!

Çünkü “yancı sendika” diye nitelenen Memur-Sen’in bir güç zehirlenmesi içinde kamu kurumlarında baskı uyguladığı, liyakata değil, üye olmaya bağlı atama, nakil, terfi işlemleri yaptırdığı herkesin malûmu artık…

Milli Eğitim Şuraları’nda kendi görüşlerini dikte ettiren, yüzlerce modern yeni okul yapımına ve 17 yılda 6 bakan değişimine rağmen atadıkları liyakatsiz, basiretsiz kadrolarla içinden çıkılmaz hale getirdikleri eğitimin sorumlusu Memur-Sen’dir.

         *

Hatırlatalım; Dersimli Kemal’in külliyedeki görüşmede “Kadıköy’de 5-6 imam hatip fazla” ve Karamollaoğlu’nun “Çamlıca’da 60 bin kişilik caminin ne gereği var” dediği devirdeyiz…

Erdoğan ile Bahçeli’nin “Pazara kadar değil, mezara kadar” dediği devir…

Ama…

Bir türlü seçimdeki yüzde 52’de MHP’nin rolünü kabullenemeyen tayfa işbaşında…

AKP’nin onca yanlış politikası ile aldatılmasına sebep olan ve partiden uzaklaştırılan isimler fırsat kolluyor…

Hedeflerinde yine Erdoğan…

 

*

MKYK’de yaptığı değerlendirmede, “tepeden tırnağa değişim” mesajı veren Erdoğan, “Kimsenin gözünün yaşına bakmayacağım” derken inşallah, “içerideki siyasî ayağı” da kastetmiştir!

Tayyip Bey’in bir başka toplantıda bir hakikate daha parmak basmasına sevindik:

“Şu anda bakıyoruz bazı yerlerde işte seçimlerde de filan falan... Allah selamet versin. Hemen anında sendika değiştirmeler, şunlar bunlar. Herkes bir yere savrulmaya başladı. Bu dava adamı olmak değil.”

Umarız, 2023’e giden yolda yapılan hatalar iyi analiz edilip, gerekli tedbirler alınarak yürünür…

Bilhassa trollere ve kriptolara dikkat ederek!