İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları: Pazar günü yapılan İBB seçiminin de şehrimize ülkemize hayırlar getirmesini diliyorum. İBB'ye seçilen CHP adayı Ekrem İmamoğlu'nu bir kez daha tebrik ediyorum. İstanbul halkının kararının başımızın üstünde yeri vardır. 31 Mart seçimlerinde, İBB seçimleriyle ilgili olarak hem birleştirme tutanaklarında hem de sandık kurullarında sonucu etkileyecek ölçüde sorunlar tespit edilmişti. Bunun üzerine YSK büyükşehir seçimlerinin yenilenmesine karar verilmişti. Tabi bu seçimlerde gerek belediye meclisinde, kahir ekseriyetle partimiz seçimi kazanmıştı. Bunun ardından yapılan komisyon seçimlerini yine tamamiyle AK Parti almıştı. Binali beyin seçimi kazanmasını arzu ettik. Kendisine gayreti ve mücadelesi için buradan teşekkür ediyorum. Binali bey İstanbul'da bürokrat olarak başladığı hizmet yolculuğunu bugüne kadar sürdürmüştür. Kendisi tecrübelerini, projelerini hayata geçirmek için aday olmuştu. Ama İstanbul halkının takdiri bu şekilde gerçekleşti. Bizim için asıl önemli olan milli iradenin en sağlıklı, en şaibesiz şekilde tecelli etmesidir. Son seçim kimin kazandığının ötesinde tereddütleri ortadan kaldırması bakımından başlı başına değerlidir. 31 Mart'ın galibi ise tartışmasız şekilde Cumhur İttifakı'dır. AK Parti ve MHP'dir. "SİYASET ANLAYIŞIMIZDA MİLLETİ SUÇLAMAK ASLA VE ASLA YOKTUR" Büyükşehir seçimlerinde İstanbul'da; burası önemli... 2004'ten itibaren yerel seçimlerde nereden nereye geldiğimiz bakımından önemli; 2009'da 44,7 oranında, 2014'de yüzde 47,9 oranında oy almıştık. Geçtiğimiz Pazar günü de oy oranımız yüzde 45 olarak gerçekleşti. Fakat bu oran kazanmamıza yetmedi. 2024 seçimlerine kadar AK Parti ve MHP olarak İstanbul'da sahip olduğumuz 25 ilçe belediyesi ve 180 büyükşehir belediye meclis üyesiyle halkımıza en güzel hizmetleri vermenin gayreti içinde olacağız. Cumhurbaşkanı, bakanlıklar ve kurumlar olarak da İstanbul ile ilgili yatırımlarımızı hayata geçirmeye devam edeceğiz. Son nefesimize kadar inşallah bu yolda yürüyeceğiz. Şimdi önümüzde Cumhurbaşkanlığı ve Meclis için 4 yıldır, belediyeler için 5 yıllık icraat dönemi bulunuyor. Tüm gücümüzü önümüzdeki döneme teksif ederek çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bizim siyaset anlayışımızda millete küsmek, milleti suçlamak asla ve asla yoktur. Dışarıdan birilerinin yaptığı tanımlamalara göre değil, biz tanımlamalarımızı hep birlikte yapma kudretine sahibiz. Milletimizin verdiği mesajları görmezden gelerek kulağımızın üstüne yatamayız. Yunus Emre'nin dediği gibi; biz sevdik aşık olduk, sevildik maşuk olduk, her dem yeni doğarız, bizden kim usanası... AK Parti kurulduğu günden beri milli iradenin üstünlüğünü, ortak hedeflerimiz için çalışmayı esas alan bir hareket olmuştur. Çarşamba günü yarın G-20 toplantısı ve ziyaret için Japonya ve Çin ziyaretimiz olacak. G-20'de en gelişmiş ülkelerin liderleri ve küresel kurumların temsilcileriyle konuşacağız. Türkiye ekonomisinin dünya ile uyumlu şekilde büyümesine katkı sağlamak için görüşmeler yapacağız. S-400 MESAJI: GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ S-400 hava savunma sistemlerini önümüzdeki ay teslim almaya başlıyoruz. Güvenlik ihtiyaçlarımız konusundaki farklı seçeneklere de kapımız daima açık olmuştur. Türkiye bu konuda izin almak, hele hele baskılara boyun eğmek durumunda değildir. S-400 meselesi doğrudan egemenlik haklarımızla ilgili konudur ve bundan geri adım atmayacağız. Çin ve Amerika arasında süren ticaret savaşını herkes için kazanca dönüştürecek tüm girişimlere destek veriyoruz. Dünya çapında İslam'a Müslümanlara ve Türklere karşı yürütülen husumet politikalarına en gür sada ile karşı çıkmaya devam ediyoruz. Yaptığımız operasyonla terör tehditlerini kaynağından önleyecek başarılar elde ettik. Türkiye’yi bölgemizdeki krizin ve yıkımın bir parçası haline getirmeye yönelik tüm çabaları hakim bıraktık. Terörist başının kamuoyuna yaptığı açıklamalar; örgüt içinde politikada ve bölge politikasında ciddi görüş ayrılıklarının ortaya çıktığının işaretleridir. DEAŞ’ı diriltmeye yönelik oyunları bozuyoruz. DOĞU AKDENİZ’DEKİ GELİŞMELER: KARARLILIKLA SÜRDÜRECEĞİZ... Doğu Akdeniz’de bölgede attığımız adımları kararlılıkla sürdüreceğiz. Bu havzadaki petrol doğalgaz arama faaliyetleri konusunda Türkiye’nin ve Kıbrıs Türklerinin haklarını yok sayan girişimlere asla izin vermeyeceğiz. Geçmişte bizim böyle sondaj, arama-tarama gemilerimiz yoktu. Ancak kiralama sistemiyle dünyadan bulabilirsen kiralayacaksın, gelip bu çalışmayı yürüteceksin. Ama şimdi hem arama hem sondaj gemileri olmak üzere 4 tane bu gemilere sahip olduk. Bu gemilerimizle birlikte biz Doğu Akdeniz’de bu çalışmaları sürdürmeye başladık. ‘YUNANİSTAN BAŞBAKANI KENDİNCE BİR ŞEYLER SÖYLÜYOR’ Yunanistan Başbakanı kendince bir şeyler söylüyor, ne söylerse söylesin… Bizim orada bir defa haklarımız var. Aynı şekilde bu haklarımızı koruma adına hem arama tarama yapacak olan gemilerimiz, hem sondaj gemilerimiz faaliyetleri sürdürecek. Silahlı kuvvetlerimiz gerekli tedbiri aldı, alıyor, alacaktır. Ülkemizde sözde siyaset yapanlar “niçin böyle adımlar atıyoruz” gibi eleştiriler yapıyorlar, yapabilirler. Ama bunların böyle bir derdi yok. Bir şeyi hep söyledim. Burayla ilgili Fransa’nın söyleyecek hiçbir şeyi yoktur. Burada Türkiye konuşur garantördür. Yunanistan konuşur garantördür. İngiltere konuşur garantördür. Ama Fransa sen konuşamazsın, senin böyle bir yetkin yok. ‘HEP SÖYLÜYORLAR, AMA ONDAN SONRA HERHANGİ BİR ŞEY MAALESEF YOK’ Şu anda bildiğiniz gibi en önemli buralardaki konu terör koridoru olayıdır. Şu anda biz bu terör koridorunu istiyoruz ki bir güvenlik koridoru haline getirelim. Türkiye’deki mültecilere oralarda bir yerleşim imkanı sağlayalım. Ve bu yerleşim imkanıyla birlikte hani konuşanlar var ya, koalisyon güçleriyiz diyen… Hadi verin desteklerinizi, güvenlik koridorlarında onlara yerleşim yeri kuralım. ABD gelsin lojistik desteğiyle desteğini versin. Biz burada deneyimimizin, tecrübemizin çok ileri olduğu TİKA olduğu yerleşim noktasında üst yapı alt yapı bu çalışmaları yaparız. Bunları batı ülkelerine; başta Obama geçmişte ona söyledim. Bu dönemde Trump’a söyledim. O da güvenli bölge ifadelerini kullandı. Ama hiçbirisi mali desteği vermedi. Sayın Merkel ile de bunları konuştum. O da bu noktada böyle bir desteği verebileceğini ve bu projenin isabetli olduğunu söyledi. Ama oradan da gelişme olmadı. Suud ile de görüştüm. Ama ondan da ses yok. Hep söylüyorlar, ama ondan sonra herhangi bir şey maalesef yok. ‘EKONOMİ VE GÜVENLİK KONULARI GÜNDEMİMİZİN EN ÜST SIRALARINDA YER ALACAK’ Önümüzdeki dönemde ekonomi ve güvenlik konuları gündemimizin en üst sıralarında yer alacaktır. Türkiye’nin ekonomideki asıl hedefi markalaşmaya, yüksek katma değere dayalı üretimi geliştirmektir. Maalesef Türkiye’de sözde siyaset yapan birileri eğitimde attığımız adımları küçümsemeyle prim yapmaya çalışıyor. Sağlıkta attığımız adımları küçümsemeyle prim yapmaya çalışıyor. Ulaşımda attığımız adımlarla prim yapmaya çalışıyor. ‘BU HANIMEFENDİ HALA ANLAYAMADI’ Bugün bir tanesi öyle söylüyor. “Şu kadar bölünmüş yol yaptım demekle mi oy alacaksınız” Öbür tarafta da şunu söyle be, “yüksek hızlı tren yaptık diye mi bu millet oy verecek” “26 havalimanını 56’ya çıkardık diye mi bu millet size oy verecek” Ne kaldı? Ne olacak, sen niye varsın o zaman? Yani siyasi kadrolar bu ülkede ne yapar? Şimdi ben bir vatandaşımızın güzel bir tebliğini sizlere şurada perdede göstermek istiyorum. O anlamış ama sözde siyaset yapan neyse isim vermeyeyim anlayamamış… Herhalde bunu izleme fırsatı bulursa anlayacaktır. Benim Kahramanmaraşlı kardeşim anladı ama Bu hanımefendi hala anlayamadı. Bunlar bugüne kadar niye yapılmıyordu? Şimdi yapılınca niye rahatsız oluyorsun? Bir teşekkür etmesini bilin ya. Yok görevindir, tamam da siz geçmişte bakanlık filan da yaptınız. Siz niye yapamadınız? İşte kıskançlık çok kötü bir illet. Fakat isteseler de istemeseler de biz yine bu yolları yapmaya devam edeceğiz. Bu tünelleri inşallah açmaya devam edeceğiz. Köprüleri yapmaya devam edeceğiz. Yavuz Sultan Selim Köprüsü de yapacağız. Osmangazi Köprüsü de yapacağız. Marmaray gibileri de yapacağız. Yapmaya da devam edeceğiz.