Erken seçim de, parlamenter sistem de yok

Abone Ol

Gırtlağına kadar kadar zillete gömülmüş olanlar, bu milletin faydasına olacak istisna cinsinden de olsa tek bir şey üretemedikleri gibi, bir de sorun çıkarıyor, gereksiz tartışmalarla zaman kaybettiriyorlar. “Erken seçim ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” diye bir ezberleri var. Ne dinleyenleri var, ne ciddiye alan bulunuyor ama onlar yine de her ağızlarını açışlarında aynı şeyi tekrarlıyorlar. Daha da trajikomik olanı, konuşacak, tartışacak başka hiçbir şey kalmamış gibi, özellikle haber kanallarının da bu konuları neredeyse her gün gündemde tutmalarıdır. Saatler süren programlar yapıyorlar, sonunda bir cevizin kabuğunu dolduracak şey ortaya çıkmıyor. “Neden erken seçim olsun?” sorusunun cevabı, bu beyefendilerin keyfi böyle istediği içinden ileri gitmiyor. Aslında biraz akıl, biraz mantık ve ülke gerçekleriyle hareket etseler, onlar da aynı sonuca ulaşıyor ve erken seçim için bir sebep olmadığını söylüyorlar ama bir sonraki cümleleri ile yine kendilerini kandırıyor, kendilerini çürütüyorlar.

ERKEN SEÇİM TARTIŞMASI ZAMAN KAYBI

Hiç uzatmadan ve kesin olarak söyleyelim. Yeni sisteme göre erken seçime gitmek için Cumhurbaşkanı’nın kararı veya Meclisin beşte üç çoğunluğu gerekiyor. Sayın Cumhurbaşkanı sonuncusu daha dün olmak üzere, defalarca erken seçim olmayacağını, seçimlerin 2023 yılının Haziran ayında yapılacağını söyledi. Cumhur İttifakı’nın diğer üyesi MHP’den de aynı açıklama defalarca yapıldı. Geriye kaldı Meclis kararı. 360 milletvekilinin desteğini bulabilen varsa, buyursun erken seçim kararı alsın. Kısacası, ne hükümetin gündeminde, ne Türk milletinin beklentileri arasında bir erken seçim yok ve bu konudaki tartışmalar boştur ve zaman kaybıdır.

NEYİ GÜÇLENDİRECEKSİNİZ?

Gelelim şu “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” meselesine. Bu iddiayı ortaya atanlar zaten daha en baştan Parlamenter Sistem’in sorunlu olduğunu kabul ve itiraf ediyorlar. Başka türlü olsaydı, “Parlamenter Sistem’e dönelim” derlerdi. “Güçlendirilmiş” diyerek Parlamenter Sistem’in işlemediğini, yeni ve farklı bir şeye ihtiyaç olduğunu kabul ediyorlar ki, zaten Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi de böyle bir ihtiyaçtan doğmuştur. Neyi ve nasıl güçlendireceksiniz diye sorduğunuzda, alabildiğiniz makul bir cevap yoktur.

Söyledikleri, “Cumhurbaşkanı’nın TBMM tarafından seçilmesi, partisiz, tarafsız olması, sadece sembolik ve törensel yetkilere sahip kılınması, hükümetin parlamento içinden kurulması, bakanların seçilmiş olması, hükümet kurulmasının kolaylaştırılması ve düşürülmesinin zorlaştırılması” gibi bilinen, denenmiş ve eskinin tekrarı olan önerilerden ibarettir. Bu değerlendirmelerde bir güçlendirme bulunmadığı gibi, sorunlu, kriz üreten ve tıkanan sisteme geri dönülmesinin teklif edildiği anlaşılmaktadır.

ACZİYETİN İLANI

Sayın Devlet Bahçeli, kısa süre önce EtikHaber’e bu konuda bütün tartışmaları bitirecek, akla gelebilecek her sorunun cevabını içinde barındıran detaylı bir açıklama yaptı. Açıklama, gazetemiz TÜRKGÜN’de yayınlandığı gibi bu köşede de bir özetini paylaştık. Bu açıklamada da belirtildiği gibi, “İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” çağrıları çaresizliğin ispatı, hep aynı şeyleri yaparak farklı sonuç bekleyen siyasi acziyetin ilanıdır. Parlamenter Sistem’i siyasetlerinin ana ekseni hâline getiren partiler, işlevini iyice yitirmiş, sorun çözme kabiliyetini kaybetmiş bir yönetim sisteminin Türkiye’nin geleceğinde yeri olmadığını anlamak ve kabullenmek durumundadır.

MECLİSTEN BÖYLE BİR KARAR ÇIKMAZ

Türkiye’de yeniden bir sistem değişikliğine hiçbir şekilde ihtiyaç olmadığı gibi, bunun hukuki altyapısı da mevcut değildir. Sayın Bahçeli’nin de açıklamasında özellikle altını çizdiği gibi, öncelikle, Parlamenter Sistem’e geri dönüşün sağlanması için Anayasa değişikliği gerekmektedir. Anayasa değişikliği için TBMM’de en az 200 milletvekilinin teklifi ve en az 360 milletvekilinin kabul etmesi, Cumhurbaşkanı geri gönderirse en az 400 milletvekilinin kabul etmesi, ayrıca halk oylamasında geçerli oyların yarısından çoğunun kabul olması gerekmektedir. Bu çerçevede mevcut TBMM milletvekili dağılımı dikkate alındığında Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’i öneren partilerin hepsi bir araya gelse bile gerekli Anayasa değişikliğini yapabilmeleri mümkün değildir.

TERÖRİSTİN ÖNERİSİNE SAHİP ÇIKIYORLAR

Neresinden bakılırsa bakılsın, bu tartışmalar zaman kaybıdır ve havanda su dövmektir. Kaldı ki, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem kavramını ilk ortaya atan ve sisteme dair önerileri ilk açıklayan HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’tır. Başka hiçbir şey olmasa dahi, bir kravatlı teröristin önerisine sahip çıkmak bile başlı başına bir zillettir ki, HDP, CHP, İP, SP, DEVA VE GP zaten bu yolun yolcusudur. HDP, CHP, İP ve SP temsilcilerinin yaptığı anayasa çalışmasının kamuoyuna sızmasıyla birlikte asıl amacın Anayasa’nın ilk dört maddesinde değişiklik, Türklüğün ve Atatürk’ün Anayasa’dan çıkarılması, Türkiye’nin 26’ya bölünmesi, ana dilde eğitim ve vatandaşlık tanımı gibi, bu ülkeyi lime lime edecek değişiklikler olduğu ortalığa saçılmıştır.

İşin özü ve özeti şudur: Erken seçim ezberleri ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem dayatmaları kötü niyetlidir.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve Cumhur İttifakı karşıtlığının siyasi söylemi, ortak sesi olarak kullanılmaktadır.