Erdoğan’ı devirme senaryosu etrafında kenetlenen 6 siyasi parti ve HDP iç çekişmelerin aşılamaz boyutlara ulaştığı bir evreyi tecrübe ediyor. 5 kez tertiplenen toplantılarda kimin Cumhurbaşkanı adayı olacağı ve nasıl bir programla seçmenin karşısına çıkılacağı kararlaştırılamadı. HDP’yi masanın dışında göstermeye çalışsalar da 6’lı masanın pusulası durumundaki HDP Cumhurbaşkanlığı adaylığı kovalayan isimlerin üzerini bir bir çiziyor. Şimdiye kadar Mansur Yavaş ve Meral Akşener HDP tarafından minder dışına itilen isimler oldu.

Terör partisinin gözünde, masadan çıkacak ismin Erdoğan karşısında kazanma ihtimalinin yüksek olması yeterli bir kriter değil. Onların olur vereceği aday hem Erdoğan’ı ekarte edebilecek birisi olmalı hem de Cumhur İttifakı iradesi tarafından yok sayılan PKK taleplerini yeni bir demokratikleşme paketi içerisine sokacak kadar bölücülüğe sempatiyle yaklaşmalı.

Terörist HDP’nin 6’lı masa üzerindeki bu etkin gücü muhalefet liderlerinin neden HDP’ye devamlı olarak gerdan kırdığının da nedenidir. Ahmet Davutoğlu’nun Kürt çalıştayı düzenlemesi, Kemal Kılıçdaroğlu ve Ali Babacan’ın anadilde eğitim söylemleri, anayasanın ilk 3 maddesinin değiştirilebileceğine ilişkin verilen mesajlar, Meral Akşener’in HDP’ye şirin görünmek uğruna katlandığı rezillikler ve bu liderlerin hepsinde ortak bir şekilde tecessüm eden Selahattin Demirtaş tutkusu muhalefetin HDP karşısındaki ezikliğinin emareleridir.

HDP Cumhurbaşkanı adayını son kertede belirleyecek olan partidir fakat o aşamaya gelene kadar ittifakın diri kalıp kalamayacağı bile tartışmalıdır. Çünkü bu ittifak düzeni, kısa erimli bir çıkar uzlaşısından başka bir şey değil. Çıkarlar çatışmaya başladığı anda masa bileşenlerinin maskeleri düşüp gerçek yüzleri ortaya çıkıyor.

Meral Akşener “İyi Parti olmasaydı CHP bu kadar belediye kazanamazdı” sözlerini sarf edince CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel de “İktidara gelmek için 6 partiye de ihtiyacımız yok” açıklamasını yapmıştı.

CHP HDP’nin “Tezkereye onay vermeyin” çağrısına uyup sınır ötesi harekat oylamasında “Hayır” verirken bu çağrıya uymayanları Cumhuriyet’e ihanet etmekle suçlamıştı. İP Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu da “Partimizi Cumhuriyet ile ihanet noktasında değerlendirmeye tabi tutabilmek için akıldan yoksun olmak lazım” açıklamasını yapmıştı.

Geçtiğimiz günlerde ortaya çıktı ki Ahmet Davutoğlu’nun Gelecek Partisi öncülüğünde 6’lı yapı içerisinde kurulmak istenen, muhafazakar partiler arası 3’lü ittifak projesi Deva Partisi tarafından reddedilmiş. Aynı ekolden gelen partilerin bile söylem birliği geliştiremediği ve birbirlerine güvenmediği bir ortamda bir Cumhurbaşkanı adayı üzerinde uzlaşmaları mümkün mü?

Muhalefet partilerinin birbirini tüketme süreci aynı hızda devam ederse hepsi kendi adayıyla seçime girmek zorunda kalacak gibi görünüyor. Şu halde muhalefetin ısrarla erken seçim istemesinin de nedeni anlaşılıyor. Her yerinden su alan gemi batmadan limana yanaşabilsin diye “Hemen seçim, bugün seçim” çağrısı yapıyorlar. Oysa onlara göre yarınki ekonomik şartlar bugünkü durumdan daha kötü olmayacak mıydı? Yarınki “kolay” zaferin yerine bugünkü şartlarda seçim istiyorlarsa bu 6’lı yapının mum gibi erimesinden dolayıdır. Seçim tarihi uzadıkça ittifaklarının ömrü kısalıyor, onlar da bunu çok iyi biliyor.