Tarih düşürüp yeni bir rüzgâr yakalamak amacında olsa gerek derin bir hazırlık içinde siyasetin Meral Aplası…

Eh kolay değil, “Başbakan olacaktı”… Cumhurbaşkanını belirleyip politik arenamızın kadın gladyatörü olarak arz-ı endam edecekti ama olmadı…

Nasip.

Kendini büyük görmek, usta bir siyasi senarist veya aktris sanmak büyük zaaf…

Eee bazen eskilerin sözlerine kulak vermek lazım. Öyle hemen kendini bir şey sanmayacaksın “Deveden büyük fil var, onun da tepesine kuş pisliyor” efendim…

Bir boşluk ve kendini beğenmişlik adamı çukura düşürüyor…

Çukurdan çıkmak için de şimdilerde tarih denk düşürüp yeniden “yelkenlerini havayla doldurma” çabasında.

Zafer Ayı Ağustos’un en görkemli tarihlerinden biri de hiç şüphesiz 26 Ağustos’tur. Güzel bir gün seçmiş. Meral Hanım. Gizem verdikçe veriyor… Eski yaptığı hatalar aklımıza gelince perşembenin gelişi de çarşambadan belli oluyor.

Ne diyelim?...  Nasip.

***

Oysa daha ilk sendelemesinde Türk Siyasetinin gerçek ustası, Türk Devlet Geleneğinin fikir ve pratik kıymetlerinin temerküz ettiği Liderimiz Devlet Bahçeli Beyefendi “evine dön” demişti de anlamamıştı... Bir de üstüne üstlük kibirlenerek üst perdeden cevap vermişti.

Sonrası malum… Zillet içinde HDP’ye bile sesi çıkmamıştı!

Geçtiğimiz günlerde MHP’nin muhterem lideri yine kendine has, hassas ve nazik üslubu ile Meral Hanımı “komşularının yanına” davet etti…

Kendileri daha iyisini bilir elbette, lakin yaptıkları nazik davet ile ilgili olarak bizde hâkim olan kanaat şudur ki; “Devlet Bey yine önce ülkem ve milletim demiş, hanımefendinin başka yollara sapmaması ve milli cephe içinde kalması için” siyasi fazilet ve erdem göstermiştir…

Fakat İP’in yetkili yetkisiz bütün temsilcileri Bu denli hassas ve nitelikli bir daveti yine anlamadılar…

Anlamayınca da Teşkilat Başkanımız Sayın Semih Yalçın Beyefendinin  “net, kapsayıcı ve dahi düştükleri durumları tam manasıyla tarif eden” cevabını aldılar.

***

İlk gençlik yıllarımda meşhur Alman Falco’nun Jeanny şarkısının sözlerini merak etmiştim.

Tabii ki o zamanlarda internet yok, Google yok nasıl öğrenecektim? Gurbetçi arkadaşlara sordum anlatamadılar… Ben de gidip bir Almanca öğretmeninden yardım istedim.

Garibim yaşı geçkin bir olduğu için şarkıyı dinlemek istedi. Kasetçiden kayıt yaptırıp götürdüm… En sonunda şarkı sözlerinden Jeanny’nin yaşadığı trajediyi öğrendim.

Üzüldüm. Tüh dedim, vah dedim. Gözlerim doldu. Keşke evine dönseydin be Jeanny dedim ama “Badül harabül Basra!”

***

Ekrem İmamoğlu’nun dünkü açıklaması da sislerle dolu… Ne dediği belli olmayan, istemem yan cebime koy, olmadı ne şiş yansın ne kebap anlayışıyla yapılan konuşmasın da tornistanı görmemek mümkün değil.

Artık bundan sonrasını halkçı arkadaşlar, “değişimciler” ve “gelenekçi yenilikçiler” düşünsün.