Bir gün önce “Seyircisiz oynamaya gerek yok” diye Spor Bakanı, bir gün sonra, futbolun dışında, basketbol, voleybol ve hentbol maçlarının seyircisiz oynanacağını, olimpiyat kota mücadelesi dışındaki spor organizasyonlarının iptal edildiğini açıkladı.Aslında bu açıklamalar bir çelişkinin değil, geleceğe yönelik ciddi önlemlerin ifadesiydi.

Devletin zirvesinden çıkan bu karar, 14 günlük kuluçka devresi olan virüsün geçmişini değiştirmek için değil, gelecekteki yayılmasını önlemekle ilgili bir adımdı. Kararın uygulanacağı haftanın bu kadar kritik ve seyirci çekecek maçlara denk gelmesi bir şanssızlıktı. Karar açıklanınca ilk Galatasaray itiraz etti. Sarı Kırmızılı kulüp, ligin ertelenmesini isteyerek, tribüne gelmeyen taraftarın, maçı toplu halde kahvelerde, kafeteryalarda izlemesinin daha büyük sıkıntı yaratacağını iddia etti.

Havada kaldı… Galatasaray-Beşiktaş maçına kadar oynanan 7 maçta, herkes futbolun, seyircisiz keyif vermediği yorumlarını yaptı. Sessiz derbi sonrasında Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, seyircisizlik dışında sağlık vurgusu da yapınca ortalık karıştı. Galatasaraylı Fatih Terim haklı… Tribündekiler için sağlık ne kadar önemliyse, futbolcu için, hakem için, teknik kadro için, top toplayıcı, federasyon görevlisi, hatta ve hatta maçlara akredite olan basın mensupları için de önemli… Onlar da temas etmemeli…

Sarı Kırmızılı Fatih Terim haksız… Bu karar devletin zirvesinde çok yönlü değerlendirilip alındı. Futbolseverlerin durumu da hesaplandı, toplumun psikolojik ‘umut’ durumu da… Oyuncuların içinde bulunduğu risk de değerlendirildi mutlaka, onların yurtdışına gidip gelmeleri de…

Sonuçta, bu tür olağanüstü durumlarda alınan olağanüstü kararlar her zaman tartışmaya açıktır. Ancak, yeni bir karar alınana kadar da, eksiğiyle fazlasıyla uygulanmalıdır.