Fatih Sultan Mehmed’in portresi eğer gerçekten orijinal bir tablo ise Türkiye’ye kazandırılması tarih ve kültür adına yerinde bir adım olmuştur. Yok, eğer Murat Bardakçı’nın bahsettiği gibi sahte bir tabloya bu kadar para verildiyse işte o zaman İstanbul halkı adına israf ve dolandırılma halidir. Bu durumun da tarihçi ve uzmanlar tarafından netleştirilmesi elzem olmuştur.

          Londra’da düzenlenen müzayedede “Daimi sergilenen sanat eserleri” arasında yer alan büyük komutan ve devlet adamı Fatih Sultan Mehmed’in portresini İstanbul Büyükşehir Belediyesinin 770 bin sterline satın almasının ardından tartışmalar halen devam ediyor. Kimi “israf” üzerinden, kimi “Tarihe sahip çıkılması adına olması gereken yapıldı” üzerinden, kimi “Ekrem İmamoğlu, Fatih Sultan Mehmed’in türbesindeki saygısızlığının üzerini kapatmak için bunu yaptı” üzerinden tartışmalar sürdürülüyor.

          Bu tartışmalar sürerken tarihçi Murat Bardakçı’dan da “İBB’nin aldığı Fatih Sultan Mehmed portresi sahte olabilir” açıklaması geldi. Murat Bardakçı’nın bu konudaki açıklamasının geniş hali şu şekildedir:

          Şimdi, Londra’daki müzayededen satın alınan tablo konusunda elde mevcut olan ‘doğru’ bilgileri nakledeyim: Tablonun kimin eseri olduğu meçhuldür, Gentile Bellini’nin atölyesinde yapılıp yapılmadığı konusunda bile bilgi yoktur, kurulan bağlantılar sadece söylentilerden ibarettir. Kaldı ki, Bellini gibi tablolarının birçoğu asırlar önce bir yangında yok olan ve şu anda elde az sayıda eseri bulunan Rönesans döneminin önemli ressamına aidiyeti kesin şekilde bilinen bir tabloya birkaç yüz bin pound değer biçilmesi mümkün değildir; Bellini’ye ait bir eser milyonlarca, hatta yüz milyonlarca pounda satılır.

          Fatih Sultan Mehmed’in portresi eğer gerçekten orijinal bir tablo ise Türkiye’ye kazandırılması tarih ve kültür adına yerinde bir adım olmuştur. Yok, eğer Murat Bardakçı’nın bahsettiği gibi sahte bir tabloya bu kadar para verildiyse işte o zaman İstanbul halkı adına israf ve dolandırılma halidir. Bu durumun da tarihçi ve uzmanlar tarafından netleştirilmesi elzem olmuştur.

          Sahteliği iddiasını bir kenara bırakarak, tablonun gerçekliği üzerinden değerlendirirsek, ben şahsen böyle bir tablonun Fatih Sultan Mehmed’in fethedip bize miras bıraktığı İstanbul’a kazandırılmasından rahatsız olmam. Türk tarihi ve kültürünün yaşatılması adına müzede böyle bir eserin olması bize manevi güç verir. “Bir doğru adına diğer doğru terk edilmez” noktasından bakıyorum. Fatih Sultan Mehmed’in tablosunun kazandırılması doğru bir adım olduğu gibi, diğer doğru da Ekrem İmamoğlu’nun asla güvenilmez biri olduğudur.

          Yunan medyasının “İstanbul’u fetheden Yunanlı: Ekrem İmamoğlu” manşetini, Yunan medyasının “Pontus kökenleri taşıyan ve Yunanca konuşan Konstantinapolis’in yeni belediye başkanı Ekrem İmamoğlu…” yorumunu, Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, Ekrem İmamoğlu için “İstanbul Belediye Başkanı” yerine “Konstantinapol Belediye Başkanı” demesini hadi Yunan’ın propaganda tezgâhı olarak görelim ve bu tezgâhlara mesafeli duralım.

          Ama hendek-çukur olaylarında 793 askerimizi, polisimizi şehit eden PKK’lı katilleri azmettiren, sürekli terör örgütü PKK’ya yardım ve yataklık eden terörist Demirtaş gibi biri için “Siyasetteki çizgisini çok beğeniyordum”, “Suçu nedir, niçin hapiste?”, “Cezaevinde ziyaretine gideceğim” diyen, “HDP’lilerin başımın üstünde yeri var, onlara layık olmaya çalışıyorum” diyen, kayyum atanan HDP’li belediye başkanlarına sahip çıkan Ekrem İmamoğlu, “Fatih Sultan Mehmed’in tablosunu İstanbul’a kazandırdı” diye de genel bir aklama yaşamıyor ve zaten yaşamamalıdır.

          İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmed’in tablosunu alanla, Türkiye’yi bölmeye çalışan, teröre yardım ve yataklık eden PKK’lılara sahip çıkan aynı kişi olunca elbette bu konuda daha temkinli olmak gerekiyor.

Ekrem İmamoğlu’ndan yemlenen şu medya kuruluşlarının gazına gelmemek lazımdır:

Yeniçağ gazetesi: Ekrem İmamoğlu ecdadına sahip çıktı; Fatih Sultan Mehmet’in orjinal tablosunu İBB satın aldı.

Oda Tv: Yurtseverlik budur; İBB satın aldı.

Cumhuriyet gazetesi: Ekrem İmamoğlu’na ‘teşekkür’ yağdı. Ekrem İmamoğlu tablo satın aldı diye “yurtsever” oluyorsa, terörist Demirtaş’a sahip çıkarken “yurtsatan” olmuyor mu?

Oda Tv, söz konusu Ekrem İmamoğlu olunca veriyor coşkuyu…

İşte bu noktada Fatih Sultan Mehmed’in “Düşmanı tanımak, tehlikeyi bertaraf etmek demektir” sözünü devreye sokmak gerekiyor.

          Fatih Sultan Mehmed’in tablosunu satın almadan bir-iki hafta önce Ayasofya konusunda Yunan medyasına “Ayasofya’nın ibadete açılmasına ihtiyaç olmadığını” vurgulayan biri, aynı zamanda İstanbul’u fethedip Ayasofya’yı camiye çevirmiş Fatih Sultan Mehmed’in maddi ve manevi mirasına saygısızlık yapmış olmadı mı?

          Hele, Ekrem İmamoğlu’nun Fatih Sultan Mehmed’in türbesinde o saygısızca dolaşma, yürüme olayına tepkiler hâlâ sıcaklığını korurken, Fatih Sultan Mehmed’in satın alınan tablosuyla Ekrem İmamoğlu’na siyasi maske yapılmasına müsaade edilmemelidir.

          İstanbul gibi, Fatih Sultan Mehmed’in fethederek bize miras bıraktığı, yüzyıllar sonra Mustafa Kemal Atatürk’ün işgalden kurtardığı kutsal bir şehrin, Ekrem İmamoğlu gibi birine teslim edilmesi bir talihsizlik olmuştur. Bunu şimdi ona oy verenler dâhi anlamıştır.

          Ekrem İmamoğlu’nun bir kutsalı, milli bir düşüncesi olduğuna inanmıyorum. O yüzden bir tablo satın alması üzerinden onu kutsallaştırmaya, ona yurtsever etiketi yapıştırmaya gerek yok…

          Çünkü onu yarın Türkiye’ye başkan yapın, Türkiye’yi de, İstanbul’u da terörist Demirtaş’a, HDP’ye teslim edecek kadar durduğu noktasını net gösteren birisidir. O yüzden içimizdeki Bizanslı diyoruz ona…

          Yunan’ı üzmemeye özel gayret gösteren birinin, Fatih Sultan Mehmed misyonu da zaten olmaz.