Tedavi gören Icardi’yi Beşiktaş maçını düşünerek dinlendiren Okan Buruk, olası bir Karagümrük sıkıntısı için de kenarda tutmuştu. Onun yerine oyun karakteri farklı Zaniolo’yu tercih etmişti. Konuk, Andrea Pirlo’nun bir ezberi, futbol oynama isteği yüksek, ligin en çok gol atan ve yiyen takımlarının arasında yer alan takımlarından Fatih Karagümrük’tü. Olur ya da olmaz fark etmez, her maçta kendi oyunlarına bakıyorlardı.

Lidere karşı da baskılı başladı. İlk baskıyı atlatan ve çok hızlı rakip alana geçen Galatasaray, seyrek savunma karşısında neler yapabileceğini ilk atakta bulduğu golle gösterdi. Tıklım tıklım tribünleri dolduran taraftarı önünde erken gol, golün benzeri pozisyonlar ‘kolay galibiyet’ duygusuna kapılan sarı kırmızılıların dikkatini azalttı. Orta sahada kaptırılan top, arkada unutulan Diagne’nin kestiği ceza lideri sarstı. Kırmızı siyahlılar golle artan özgüveni, topu geniş alana yayarak sarı kırmızılı baskıyı kırma becerisiyle psikolojik üstünlüğü ele geçirdi. Her atakta Galatasaray savunmasını çaresiz bırakırken, Borini ile iki gol bulup farkı da yakaladı.

Sonrasında artan telaşı topu yere indirip dindiren Oliveira, VAR penaltısını da gole çevirip, umudu ikinci yarıya bıraktı. “Derbi mi, bu maç mı?” sorusunun kararını veren Buruk, son yarım saat için Icardi’yi sahaya sürüp takımı fabrika ayarlarına döndürdü. Arjantinlinin hemen kısa süre içinde gelen penaltıyı açırmasının şoku, son on dakikaya girilirken Boey’in golüyle heyecana dönüştü. Yüksek gerilimle berabere biten maçın sonunda gülen liderin takipçisi Fenerbahçe oldu.