Bu topraklar deprem bölgesi ve gidecek başka yerimiz de yok… Alışmalı, tedbir almalı, deprem teknolojisi üzerine çalışmalıyız… Tanrı’nın dışında, neyin nerede ve ne zaman olacağını bilecek yok… Ne ABD’de ne de Japonya’da… İlim, akıl ve inanç tek kurtuluşumuz!

*

1999’daki felaketten birçok ders aldık, kanun değiştirdik, yönetmelik uyguladık… İnsan, nisyan ile malûl ya… Yine inşaattan demir çalmaya, dere yatağına ev yapmaya, kibrit kutusu gibi bloklara insanları tıkıştırmaya başladık… Sonra Silivri geldi, Manisa geldi, Elazığ geldi, titredik!

*

“Deprem” Türkiye’nin sürekli gündeminde… Medyada, internette, konferanslarda, siyasîlerin ve ilim adamlarının dilinde… Meğer memlekette ne çok jeolog, jeofizikçi, uzman, profesör, yazar çizer varmış... Hepsi ayrı bir âlem… Kimi İstanbul’a dikkat çekiyor, kimi Kahramanmaraş’a… Kandilli bir yanda, AFAD bir yanda… Ekranlarda elinde sopa, haritada yer gösteren gösterene!

*

Türk milleti kendi felaketini kendi yaşar; kendi yarasını kendi sarar; küllerinden yeniden doğar, köyler şehirler kurar, yaşamaya devam eder…

“Rant uğruna” yerleşime açılan tarım alanları, yamaçlardan ovalara inen köyler, şehirler, “çevre yolu” diye şehirlerin etrafını dolanıp, ovaların istilasına yol açan kara yolları…

Tarımı ve hayvancılığı bitirilince, şehirlere akan köyler… “Tepeden tırnağa” İstanbul’a yatırım yapan belediye ve hükümetler…

“Kar gelecek, geliyor, geldi” falındaki hava durumları hep İstanbul için… Orta yerde unutulan bir Anadolu var hâlbuki… İstanbul dediğin hadi 16 milyon; ee 65 milyonluk Anadolu nerede? Burdur, Aydın, Karabük, Bolu, Eskişehir, Sinop, Muğla, Afyon, Mersin, Nevşehir, Yozgat, Erzincan, Sivas, Bingöl, Hakkâri nerede beyler?

*

Koskoca profesör elinde sopa haritada anlatıyor: İstanbul’da toplanma alanı yok, AVM yaptılar… Bilmem kaç bin apartman güçlendirilmedi, kentsel dönüşüm yanlış… Yakında İstanbul depremi var, binlerce ev yıkılacak, ölenler hep fakir semtlerden! Çüşşşş!

Bu arada dangalağın biri dükkânı genişletmek için kolonu kesince… 3.5’lik sallantıda çatlamaz mı binanın her yanı! İstanbul’da felaket kapıda! Yıllardır İstanbul ha yıkıldı ha yıkılacak… “Onca deprem vergisi nereye gitti? Araştırma önergesine şunlar bunlar oy vermedi!” Vay hainler!

*

Bu memleketin en büyük derdi, okumuş cahiller… Hepsi felaket tellalı kesildi… Halka umut aşılayacaklarına, ilmî verilerle yol göstereceklerine… Biri “Kanal İstanbul deprem sebebi” diyor, diğeri “Deprem vergileri nereye gitti?” diyor, öbürü depremden uzak yerlerden arazi almış, mal pazarlıyor… Salla gitsin, hesap mı vereceksin? Ey YÖK, ey üniversiteler, oturup bir “Deprem Şurası” düzenleyemiyor musunuz mübarekler?

Hepiniz bir Prof. Dr. Şener Üşümezsoy olamadınız be… Yaşı ortaya çıkacak ama 70 yaşındaki bu karizma adam, galiba Türk milletinin en cevval evlatlarından… “Türk Jeostratejisi” adlı eseri yazan vatansever… Şak diye “İstanbul’da büyük bir deprem olmayacak” deyiverdi!

Beyler! Bu asil millete moral aşılayın, bilgi verin, teknoloji aşılayın, reytingin ve felaketin değil, bilimin aşığı olun da nefes alalım!