Zeki Murat Göle ne yapsın? Lider senden önce oynayıp işi bitirmiş. Kazansan bile aradaki fark yine 14 puan kalacak. Üstelik ezeli rakibin gün içinde olmazı gerçekleştirmiş, 20 kupalı hocasını gönderip gündemin birinci sırasına oturmuş. Kazansan ne, kazanmasan ne? Taraftarın da senin gibi düşünmüş olacak, yasak yokken, pandemi dönemindeki yüzde 30’luk kotayı bile aşağıya çekmiş. Takım genç de değil ki, oynayıp kendi pazarını yapsın. Üstelik, her gün başka bir teknik direktör ismi konuşulduğundan, oyuncular o ana değil, geleceğe odaklı. Bu koşullar altında sol tarafta rakibin cini Yunus Akgün’ü kilitleyip, ataklarını sağdan öncelikle İrfan Can ile yapmayı planlamıştı Göle. Futbolcular da öyle çok istek, kazanmak için ekstra çabaları yoktu. Acelesiz gitti oyun. Yunus bir kere kaçabildi. İrfan biri direkten dönen, iki tehlikeli şut attı. Bir ortasında da gole dönüşen penaltı geldi. Gökhan İnler’in jeneriklik golü oyunu yine başladığı yere döndürünce yine düştü takımın enerjisi…

Aranan motivasyonu, ikinci yarının başında golü atan Belhanda’nın, Galatasaray günlerine göndermeli abartılı gol sevinci sağladı. Bu dakikadan sonra ev sahibi kısa sürede olsa biraz daha saldırgan ve istekli oynadı. Hırs yetmeyince Göle, Mesut’un aklından yararlanmak istedi. Serdar Dursun’u da oyuna alarak santrforu ikiledi. Ezberini iyi uygulayan konuk, sıkıntıya girmeden geriye yaslanıp hızlı ayaklarıyla Berke’yi zora sokan şutlar attı. Taraftarın yönetim protestosu, Ferdi’nin oyuna girişi, son hamlelerdi. O da Fener’in lige havlu atmasını engellemedi.