Biz, millet ve ülke olarak darbelerle, darbe girişimleriyle, terör eylemleriyle, ihanetlerle defalarca karşı karşıya geldik. Bizim kadar çok yönlü terör örgütlerinin saldırısına maruz kalmış dünyada başka bir ülke yoktur. Dışarıdan gelenleri anlıyoruz da, kendi okullarımızdan, kendi devletimizin içinden nasıl oluyor da bu kadar hain çıkıyor?

          FETÖ’nün siyasi ayağı tartışmaları, bilerek ve isteyerek başka yerlere çekilip sulandırılırken, meselenin özünü kaybettirme gayretlerini ibretle izliyoruz. FETÖ ile mücadele elbette hayati önemdedir. Bu terör örgütünün bütün ayrıntıları ile ortaya çıkarılması, temizlenmesi ve cezalandırılması şarttır. Buna kimse itiraz edemeyecektir. Ancak, mesele bununla bitmiyor. Dikkatlerden kaçırdığımız bir başka önemli husus daha var ki, bize göre asıl oraya odaklanmak, asıl o konuda mutlaka kalıcı tedbirler almak ve sistemi yenilemek gerekiyor.

BU KADAR HAİN NEREDEN ÇIKIYOR?

         Biz, millet ve ülke olarak darbelerle, darbe girişimleriyle, terör eylemleriyle, ihanetlerle defalarca karşı karşıya geldik. Bizim kadar çok yönlü terör örgütlerinin saldırısına maruz kalmış dünyada başka bir ülke yoktur.  Bütün iyiliklerin de, belaların da, ihanetlerin de kaynağı insandır. Asıl sorun buradadır. Dışarıdan gelenleri anlıyoruz da, kendi okullarımızdan, kendi imkânlarımızdan, kendi devletimizin içinden nasıl oluyor da bu kadar hain çıkıyor? Bu soruyu, FETÖ ihanetinin yaşanmasından sonra da birkaç defa sordum. İnsan yetiştirmekte çok ciddi bir sıkıntımız var.

HANGİ TEDBİRLER ALINDI?

            Kurumları düzeltirsiniz, yanlış yapanı ayıklarsınız, suç işleyeni cezalandırırsınız. Bu, işin kolay tarafıdır. Bütün mesele bu yanlışların, bu ihanetlerin bir daha yaşanmaması için ne yapıldığı, hangi tedbirin alındığıdır. FETÖ’nün kalleş darbe girişimiyle birlikte sistemin yanlış olan tarafları da iyot gibi ortaya çıkmıştır. General rütbesi taşıyan, savcı, hâkim, emniyet müdürü olacak kadar yüksek eğitimden geçen, ülke yönetiminde söz sahibi olacak kadar imkân ve itibar verilen insanlar nasıl oluyor da bu kadar kolay etki altına alınıyor veya kandırılıyor? Ve hiç düşünmeden ülkesine, milletine, vatanına, bayrağına ihanet edebiliyor? "Kandırılmışlar, satın alınmışlar, kafaları doldurulmuş" diyerek, işin içinden çıkamayız. Dışarıdan bakınca, askeri okullarda laik eğitim verildiği, bu okullara girenlerin tamamen Atatürkçü, milli, vatanına ve milletine bağlı olarak yetiştirildikleri zannediliyordu. Ne oldu, okullar mı vazgeçti, müfredat mı değişti, eğitim verenler mi yanlış yaptı? Bu FETÖ’nün bu okullara imtihan soruları çalarak yerleştiğini anladık da, verilen eğitimin bu insanların gelişimine hiç mi katkısı, etkisi olmadı? Bu konuda yeteri kadar bir sorgulama yapıldı mı?

AYNI OKUL, FARKLI SONUÇ

         FETÖ'nün okullarında, dershanelerinde, genellikle ülkenin en zeki, en akıllı çocukları bulunuyordu. Özel olarak ve özel yöntemler kullanarak seçiyorlardı. Ancak FETÖ'nün okullarında yine milli eğitimin müfredatı geçerliydi. Yargıda, orduda, bürokraside FETÖ'cü olarak karşımıza çıkanlar; vatansever, dürüst ve namuslu insanlarla birlikte aynı askeri okullarda, harp akademilerinde, hukuk fakültelerinde okuyor, aynı eğitimi alıp, aynı sınavlara giriyorlardı. Peki, nasıl oluyor da, ilkokuldan üniversite bitirinceye kadar neredeyse 20 yıl boyunca verdiğimiz eğitim hiçbir işe yaramıyor da, FETÖ'nün odalarında gizli veya açık verdiği eğitimler kesin ve şaşmaz bir sonuç veriyor? Üstelik en zeki ve en akıllı çocuklar, gençler hiçbir sorgulama yapma, hiçbir itirazda bulunma gereği duymadan teslim oluyor ve her biri kendi ülkesine ihanet edecek, kendi Meclisini bombalayacak, kendi kardeşine kurşun sıkacak kadar canavarlaşıyor? Bunların her biri Fehullah Gülen denilen satılmıştan daha akıllı, daha eğitimli, daha zeki, daha donanımlı, daha kariyerli, ama ona teslim oluyorlar, onun emrine giriyorlar, onun dediğini yapıyorlar. Hatta onun kulu-kölesi olup birer robota dönüşüyorlar. Bu hale nasıl geldiler? Dinimizi ve mukaddeslerimizi ihanete malzeme yapmak, bu kadar kolay mıdır? Sadece FETÖ mü?  PKK'yı oluşturan kanlı örgütün çok büyük bölümü de bu ülkenin vatandaşları, bu devletin okullarında okudular. HDP denilen siyasi uzantı, bu milletin vergileriyle maaş alıyor, bu devletin imkânlarını kullanıyor, ama çıkıp Meclis kürsüsünden kin kusuyor. Dünyanın neresinde böyle bir şeye izin verilir?

EĞİTİM, MİLLİ OLMALI

            Temel soru buradadır ve bu soruna bir çözüm bulmadan hiçbir şeyi düzeltemeyiz. Kendi içinden en çok hain yetiştiren ülke olma vasfımız devam ettikçe, başımıza daha çok belanın geleceği, yeni ihanetlerle karşılaşacağımız kesindir. Eğitim sistemini sadece adıyla değil, içeriği ile de, sonucuyla da milli hale getirmek şarttır. Ülke ve dünya gerçeklerine uygun, insanı esas alan, düşünmeyi, araştırmayı, gelişmeyi, yenilenmeyi öncelikleyen, milli ve manevi değerleri temel oluşturan bir düzen kurmak gerekmektedir. Düşünen ve sorgulayan insandan korkmamak gerekiyor. Bütün mesele, milli donanımının tam ve yüksek olmasıdır. Milli olmayan savruluyor ve nerede duracağını kestirmek imkânsızlaşıyor.