AKP’de ilginç şeyler oluyor…

Cumhur İttifakı'nın “kader yolcuları” Bahçeli’den sonra Erdoğan da bir “sarmal”a alınmak isteniyor…

Yani “Tayyip Bey'in elleriyle büyüttüğü adamlar” yol ayrımına düştü!

7 Haziran’da başlayan seçim ve referandum fırtınaları, 15 Temmuz alçak kalkışması, 24 Haziran sonuçları ve 31 Mart’ta İstanbul, Ankara, Adana, Mersin, Antalya’da kaybedilen seçim, bizce “bilerek” elini taşın altına koymayan “vefasız ayrımcıları” cesaretlendirdi…

Y-CHP/İP/HDP/SP/sermaye/medyanın “egoları”nı iyice şişirdiği bu tayfa, “Erdoğan husumeti”ni ete kemiğe büründürmeye çalışıyor…

*

Acemice başını ilk kaldıran Serok Ahmet’ti, yalnız kalakalınca AKP’de kalmanın yollarını arıyor şimdi…

Hem de yıllarca yanlış politikalarla Tayyip Bey'i ve ülkeyi sıkıntılara sokan bu adam, MHP üzerinden hedef saptırmaya soyunarak…

Şuursuzca yaptığı “MHP âdeta AK Parti tabanına hortum bağlamış”, “MHP ile ittifak bitirilmeli” gibi temelsiz, akılsız ve öngörüsüz açıklamalarla âdeta tabanda anafor oluşturup AKP’nin altını oymaya yöneldi…

Yaptığı şey, güya “iradesi dışında elinden alınan başbakanlığının” intikamını almak!

*

Şimdi gelelim asıl “AKP’yi parçalama projesi”nin aktörleri ve Çelik’in tavrına…

Bizim de şahit olduğumuz “özel telefonlar”la MHP’nin tabanından “ülkücü avı”na bile çıkan Babacan ve ekibi…

Perde arkasında Gül’ün olduğu Babacan ekibinde, çözümcü Atalay, devrin Adalet Bakanı Ergin, Amerikalı Şimşek, DSP’den evrilme Günay, AYM’den Kılıç ve Can, kripto Koru gibi isimler var…

Bizde “hem kız evinde hem oğlan evinde oynamak” diye bir tabir vardır, Arınç da bunlardan…

Atalay gibi Cumhurbaşkanlığı YİK’te görevlendirilmesine rağmen Arınç’ın, Babacan’ın ekmeğine yağ sürdüğünü biliyoruz… Özellikle seçime beş kala bebek katili mektubu girişimini yaşayınca!

*

AKP’den istifa eden Babacan, “halkın ekonomik sıkıntılarını giderecek” ve “yerli ve yabancı sermayeye güven verecek” bir parti çalışması yürütüyormuş!

Ateş çemberindeki ülkenin diğer millî meseleleri o kadar önemli değil!

Erdoğan’ın içeride ve dışarıda vermek istediği görevleri reddedip şimdi “kurtarıcı” rolüne soyunan bu Hamamönü’nün Truva atları…

Y-CHP/İP/HDP/SP/sermaye/medya ittifakının “Erdoğan’ı indirip Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni alabora etme projesi”ne su taşımaya soyunmuş…

Hülle ile AKP, MHP, CHP ve İP’ten milletvekili ayartarak parti kuracaklar…

Bu ne kadar başarılı olur, zaman gösterecek ama “siyaset çöplüğümüz bu tür ihtirasların cesetleri” ile dolu!

*

Erdoğan, etrafındaki bu kumpaslarla uğraşırken, eski Devlet, Çalışma ve Tarım Bakanlarından Faruk Çelik Bey’in çok önemli bir röportajı yayınlandı…

Çelik, Bengü Türk TV’deki programımızda da, “FETÖ’cü tayfa” ve “et lobisi” tarafından nasıl görevden aldırıldığını, Bursa’dan nasıl uzaklaştırılıp Şanlıurfa’ya gönderildiğini, 15 Temmuz’da nasıl tehdit edildiğini, tarım ve hayvancılıkta oynanan oyunları, çalışanların ve EYT’lilerin durumlarının nasıl örselendiğini anlatmıştı… Hem de çözüm teklifleri ile…

“Patates-soğan”a indirgenen seçim, ekonomik darboğaz ve tarım ve hayvancılıktaki yanlış politikalar, AKP’ye birilerinin beklediği zararları verdi…

Faruk Bey'in yeni röportajında da AKP’nin geleceği, sistem ve Cumhur İttifakı üzerinden önemli mesajlar saklı…

AKP teşkilatlarına bir “vefa” ve “şuur” dersi veriyor…

*

15 Temmuz kahpeliğinin üçüncü yıl dönümünde, yaptığı en önemli açıklama “Urfa’ya gönderilmem, FETÖ projesidir” cümlesi…

“Siyasi ayak” denince bin dereden su getirenler, “Bursa’da FETÖ’nün hedefi haline getirilen”, “kurşunlatılan”, yetinilmeyip Bursaspor vesilesiyle “ağabeyi tutuklanan”, “Şanlıurfa’da Emniyetin takibine alınan” ve “15 Temmuz’da ölüm mesajları alan” Çelik’in bu samimi açıklamalarına kulak vermeli…

Şu anda ittifak ortağı MHP ve Devlet Bey’e oynanan oyunun, Tayyip Bey ve AKP’ye tezgâhlandığının farkında Faruk Bey…

Devlet Bakanlığı sırasında MHP’nin desteğiyle “Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı”nın kuruluşunu sağlayan…

İlk defa “Taşımalı eğitim ile köylerin boşaldığını” anlatan…

İlk defa “millî tarım”dan söz eden ve “Toprak, 82 milyonun malıdır” diyen…

Tarım alanlarını sit alanı ilan edip ve programlı üretim projesini uygulama aşamasına getirmişken birilerinin kumpası “yanlış raporlar”la görevden aldırıldığını…

“Erdoğan ve AKP’ye kumpası” programlayanların, Faruk Bey'i asla yeni görevlere, Külliye’deki çalışmalara katmadığını, ancak Tayyip Bey onu Bursa’da meydana çağırdığında hemen sahaya inebildiğini…

31 Mart’ta Bursa Büyükşehir’in elde kalmasında payının olduğunu…

6 yıl kaldığı Güneydoğu'yla ilgili kimsenin bir şey sormadığını…

Teşkilatların zaafa düşüp her şeyi Erdoğan’a havale ettiğini, oysa Tayyip Bey'in karar verici olması gerektiğini, cesaretle söylüyor…

Şimdi parti peşinde koşan allamelere inat!

*

Faruk Çelik, “Kopmaya çalışanların, nereden kopuyoruz diye oturup düşünmeleri gerekir. ‘Kişisel meseleler’i kopuşa vesile kılmak doğru değil” açıklaması yaptı ve dedi ki:

“Kılıçdaroğlu 10-15 kez yenildi, Kılıçdaroğlu da orada duruyor, arkadaşları da… Siz Tayyip Erdoğan’ı zaafa uğratırsanız, bir yere kadar getirirsiniz. Bu, şu demektir: Aradan çıkan birisi iktidar!”

Sonra ekledi: “Bu parti hepimize makamlar, mevkiler verdi, neyi paylaşamıyoruz?”

Ve şamar gibi delikanlıca sözler:

“Ayrılıyorum diyen gerekçesini sunacak!”

Hem AKP’den istifa edip hem de eleştirenlere diyor ki:

“Başka bir yola girdiğiniz an, AKP’de ne olacağı sizi ilgilendirmez!”

Daha ne desin arsızlık ve şuursuzluğa?

*

Eski Devlet, Çalışma ve Tarım Bakanı Faruk Çelik, “Erdoğan’ın ‘tam bağımsızlık’ mücadelesi verdiğini” belirterek, “Erdoğan’ın bu kadar düşmanının olması boşuna değil” diyor.

Kaygısı da şu: “Cumhuriyetin 100. yılına, 2023’e gidiyoruz. Ben bazı mahfillerin 100. yılla ilgili bu kadar hizmet etmiş partimize dönük planları olduğunu hissediyorum!”

Çünkü ona göre, “İmparatorluk bakiyesi Türkiye’de cumhuriyeti kurmak, geliştirmek, korumak kolay değil… Rahmetli Atatürk’ten beri kendi yol haritasını belirleyen bir ülke olmaya çalışıyoruz… Erdoğan ile dost-düşman ortaya çıktı…”

Bu sebeple,“S-400’ler, 82 milyonun geleceği için doğru bir karardı…”

MHP ile ittifakın bir mecburiyet olduğunu belirtiyor ve ayrışmacılara “Aklımızı kullanmazsak ülke başkalarına yâr edilir!” uyarısında bulunuyor.

Birilerinin, AKP’nin MHP ile Cumhur İttifakı'ndan rahatsızlığı boşuna değil yani…

Cumhurbaşkanının kendisini Ziraat Bankası Yönetim Kurulu üyeliğine ataması için de, “Bir hatırlanma olarak teşekkür ediyorum ama bizim faydalanılacağımız çok farklı alanlar var, bunun için maaşa da makama da gerek yok” açıklamasıyla “vefa ve liyakat”e dikkat çekiyor Faruk Çelik Bey…

Hele bekleyip görelim yankılarını…