Fitne, her zaman doğrunun bayrağına sığınarak, aklı evvel insanları gölgesine toplar. Çağlar öncesine gidelim, misalen namus kavramına sığdırılarak çıkarılan fitneler, ışık hızıyla yayılır ve insanlar taşlanarak öldürülürdü. Yani yüreği kin tutan fitneciler, dilinde doğru bayrağını sallayarak, milleti galeyana getirmeyi ve şer içeren amacına ulaşmayı kolayca başarırdı. Bu bugün farklı şekillerle devam ediyor, fitnenin yolu değişmiyor, şekli değişiyor ve fitneyle sürüklenen kesim de hiç tükenmiyor.

Önümüzde seçimler var ve bu seçimler “sadece bir belediye seçimi” değil! Sınırsal, politik, ekonomik ve iç güvenlik üzerinden saldırılara uğrarken, bunları olağan karşılayan bir kesim tarafından her şeyin güllük gülistanlık olduğu ve teröristin zararsız olduğu açıklamaları yapılıyor. Beka, kelimesi bu kesime gülünç geliyor… Çünkü öyle bir dertleri yok, fitne sancağına sığınmışlar ve doğruyu doğruluktan çıkartarak yanlış dillerince haykırıyorlar, niyetleri ise milleti hayırsız bir akıbete sürüklemek…

Bugün fitne çadırları ülkenin dört yerine kurulmuş, türkü tüttürürken, hala cumhur ittifakını sorgulayanlar var, şu köhne zihniyetsizliğe hizmet edercesine bencil bir tutum izliyorlar. Bencil evet, düşünün “bu benim partime önceden şunu demişti ben bunla nasıl birlikteyim” sözü, memleket derdiyle hemhal olup, benliğinden öte milleti görmek midir? yoksa benlik hırslarını önde tutup, kendi kendine sloganlarda ve şarkılarda memleketçilik yapmak mıdır? Bir dava partisinden, iktidar hırsı bekleyen ülküsüz zihniyetin milliyetçiliğinin hududu, kendi benliklerinden öte geçemez ki geçmiyor da…

 “Önce Milletim, Sonra Partim ve Ben” sözü arif olana çok şey ifade ederken çoğu dev milliyetçi – ülkücü geçinen ama bu hareketten asırlar boyu uzak olanlar için anlamsız kaldı… Bu gün Milliyetçi Hareket, asırlar öncesinden seslenen varlığın bedenine bürünerek, Devlet Millet Vatan bekçiliğinin gereğini yapıyor. Hükümet ve devlet ayrımını yapamayanlar da bu tavrı cahilce yorumluyor. Devlet makamında kim olursa olsun, bu milletin tercihidir ve bu milletin simgesidir. Milliyetçi Hareket kuruluşundan bu güne, her daim o devlet makamının koruyucu gücü olmuştur. Şimdi memleket görebilen gözler için cehennem yeriyken, devlet makamını yalnız bırakıp terör safını tutmak hainliktir, işte doğru olan da bunların dilinde yanlıştır. Kaostan beslenenler, çirkin siyasetle zevk alanlar, huzursuz ortamların beşik sallayıcıları; hoşgörü siyasetini ve devlet adabını bilmezler. Haliyle çirkin siyaset anlayışları, gerektiğinde birlik olabilmeyi de idrak edecek kabiliyete sahip değil… Çünkü ayrımdan, kutuplaşmadan güç alıyorlar… Karşıda bu fitne sancaktarları saf tutmuşken; milliyetçi tarafın birliği eleştirmesi nasıl bir yanlışa düşmektir, basiret bağlanması, kör bakmaktır. Ben milliyetçiyim diyerek dev rüzgarlar estirenler, çıkıp saray yanında yokuz cümleleriyle mesnetsiz eleştiriler yaparken hakikaten milliyetçi midir..? Milliyetçilik bu kadar basit midir..? Peki, bu benliğini öteye koyup ülküsü ile düşünemeyenlerin eleştirisi geçerli midir..?

Bu gün Milliyetçi Hareketin varlık gayesinden, geçmişinden, dava şuurundan habersiz olanlar; Milliyetçi Hareketin en önde giden neferleriymiş ve sahipleriymişçesine oturdukları yerden ahkam kesiyorlar. Kör bakıp, aksak konuşuyorlar… Ve maalesef ki taşlamaya hazır bir kalabalık da hemen oluşuyor, düşünmek çok kolay halbuki ama insanımız düşünme yetisini kulağına vermiş…

Ak Parti gitsin diye meclise terörist sokanlarla aynı düşünceyi savunmak nasıl bir milliyetçilik anlayışının içine sığabilir ki? Biz bu parti ile aynı safta olamayız, nasıl bir zihniyetsizliktir..? Sen birlik cümlelerinin piri olan hareketin neferiysen, kin ekip ayrılık çıkaranları nasıl desteklersin?  Bu gün Çanakkale Meydanı kurulsa,  o parti cehpede diye kenara çekilip, pencere önü milliyetçiliğiyle fitne sancağını sallamaya devam mı edileceksin? İşte bu Ülkücülüğü-Milliyetçiliği bir partiyi eleştirmek üzerinden sahiplenenler, gerçek hainleri unutmuş bile… Öyle ki teröristle aba altında el sıkışanlarla aynı ağızdan konuşuyorlar, eleştiriler aynı oklar aynı yönde …  Bu gün Çanakkale meydanı modern dizaynını almış, yine aynı mahşere çeyrek var ve sorgulanması gereken birlik hareketleri değil, devlet makamının ardında duran Milliyetçi saf değil; bugün sorgulanacak olan pusu kurup memleketi içten yakan terörist ile saf tutanlar… Şeytan bilip taşladığın yerde yanlışla aynı safa dizilmişsen, kıbleni sorgulamalısın. Müslüman geçinip hurafelerle insanları galeyana getirenlerle, milliyetçiyim deyip bu ahmaklığa düşen ve bunun bayrak sallayıcısı olanların ne farkı var..? Fitne memleketin bağrında beşiğini sallarken, ninni tutturmak hangi milliyetçiliğe sığar…