Y-CHP’nin Dersimli Kemal’in koltuğunu sağlamlaştırdığı, Atatürk’ün partisinden kopuşunun iyice tescillendiği fiyasko bir Kurultayı geride kaldı…

Sıradan, ümitsiz, yavan, iç muhalefetsiz, hoşgörüsüz, demokrasisiz…

“İktidar ümidi”ni yitirmiş, sinsi ve adı konmamış “dostlarla” karanlığa bir koşuda…

Güya entel liboşların yönettiği parti sözde “devletçiliğe” ve “lider diktasına” koşuyor…

Artık Y-CHP, Türkiye’nin “millî beka meselesi”dir…

*

Dersimli’nin konuşmasındaki tek gerçek, “Bu Kurultay tarihî bir kurultaydır” cümlesidir…

Gerçekten tarihîdır; “partinin tabanındaki vatansever, Atatürkçü, laik, tam bağımsızlıkçı ve Cumhuriyetçi kitlenin kapı dışında kaldığı parti oluşunun ilân edildiği” tarihî kurultayıdır…

Tarihîdir; Dersimli Kemal’in “iktidar ümitsizliği içinde parti tabanından ve milletten değil ‘dostlar’dan medet bekler hale geldiğinin ilân edildiği” tarihî kurultaydır…

“2023’te, HDPKK/İP/SP/FETÖ/Medya/Sermaye dostlarıyla Cumhuriyeti demokrasi ile taçlandırmayı düşünen kafanın ilân edildiği” tarihî kurultaydır…

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün adının maske yapıldığı, ilke ve inkılâplarının tarümar edildiği, millî değerlerin savrulduğu, partinin FETÖ ve PKK sevicilerce işgal edildiği, liderin diktaya soyunduğu bir Y-CHP artık bu ülkenin iç meselesidir…

*

Lafa bakın, “Bu kurultay, üzerinde dünyanın gözünün kulağının olduğu” bir kurultaymış!

Milletine merhem olamayan kafa, “millî olamadan evrensel olmaya soyunan” kafa…

Kirli emeli için, siyasî ve ideolojik hasmına milletin iradesi dışında vekil kiralayan bu kafa, kurultayda 3 adaya 10’nar imza verdirmiyor!

Bu kurultayda alacakları her karar, geleceğe ışık tutacakmış…

Bunun 35. ve 36. Kurultaylardan ne farkı var?

Dersimli Kemal Bey, “alçakgönüllü bir uygarlığın inşası” sözünden ne anlıyor, anlatabilir mi?

Terör yuvası yapılmış belediyelere kayyum atanırken direnen ağalar, “söz veriyorum belediyelerden bir işçi atılmayacak” deyip işçileri sokağa atan beyler, “yerel özerklik” peşinde koşan PKK seviciler hangi uygarlıktan bahsediyor?

“Duvar yıkmakla övünen” bir kafa, “kendine inancı kalmayıp şaibeli dostlara sarılmış” bir kafa, hangi uygarlığı inşa edebilir?

*

Sürekli yasama, yargı ve medyanın “vesayet altında olduğunu” vurgulamak, “egemen güçler”den bahsetmek acizlik değil midir? Kemal Bey yıllarca vesayetleri altında tuttukları güçleri kaybetmenin sancısını yaşıyor!

TBMM’nin hangi yetkisi kısıtlanmıştır? “Devamlılık esası” üzerine kurulu devlette, ne zaman yapıcı bir muhalefet yaptı ki, ne zaman kanun koyucu Mecliste “araştırma önergeleri” dışında milleti oyalamaktan vazgeçti ki?

Yüzde 52’lik iradeye ve kendi seçmenine saygısı olmayan bir kafa, partisinden genel başkan olarak Cumhurbaşkanı adayı olmayı göze alamayan bir kafa, hangi “parlamenter sistem”den bahsedebilir?

Cumhurbaşkanı seçtirmeyen, bütçede günlerce sandıkta dakika kaybı hesabı yapan kafa, hangi dostlarıyla gelirse gelsin, asla iktidar yüzü göremeyecektir…

MHP Lideri Bahçeli’ye “Gel Başbakanımız ol” diyebilen siyasî ahlâksızlık, şimdi hangi siyasî etik kanununun peşindedir?

Ülkücülere, milliyetçilere “Gelin kardeşim” deme ahlâksızlığı, şehidin gazinin hamiliğine soyunma edepsizliği hangi siyasî etiğin terminolojisinde?

Dünyaya “Türkiye’nin iflas ettiğini” haykıran gayri millî kafa, neyin peşindedir?

ABD’li uzmanları elleriyle devletin içine sokan kafa, hangi bağımsızlıktan söz ediyor?

“Terör” yerine “Kürt sorunu”nu sakız gibi çiğneyen, Irak, Suriye, Libya ve Doğu Akdeniz’de savrulan kafa hangi dış politikadan bahsediyor?

Siz Firavun musunuz Musa mı?

“Herkesi kucaklayacağız” lafınızı yemez bu millet, kazandığınız belediyeler bunun ispatı… Çalışanın alınteri sizin için bir hiç çünkü!

Sizin zırt pırt yayınladığınız manifestolarınızı sevsinler!

Sizin oradan buradan devşirme planlarınızı sevsinler…

Sizin hedefiniz ne devlet, ne de millet! FETÖ/PKK ile demokrasiyi yan yana getirebilen gaflet!

Milleti aldata aldata bıkmadınız, sizi sevgili Nihat Genç’e havale ediyorum…

Kin, husumet, bölülücülük, dostlarınızın karanlık emelleri uğruna Erdoğan ve Bahçeli’nin ördüğü “Cumhur”u devirmek…

Gerisi gelir sanıyorsanız, aldanıyorsunuz… Kurduğunuz tuzaklar, attığınız pusular asla tutmayacak…

Fiyaskodur yaşadıklarınız… Dersimli Kemal ve ekibiyle bir diktaya koşuyor Y-CHP!

Bari oynadığınız tiyatroda halkı alet etmeyin!