Aslında her şey önce Boumal, sonra da Obertan’ın sakatlığı ile başladı. Bir de bunlara kaleci Fernolle ve Hasan eklenince o anlara kadar Fenerbahçe’ye kafa tutan Erzurumspor’un bütün gardları düştü, sahada açıklar vermeye, hatalar yapmaya başladı. Bu durum Fenerbahçe’nin ekmeğine yağ sürdü. Goller peş peşe geldi.

Fenerbahçe’nin asıl kadrosu elbette bu değil ama formayı alan futbolcular mücadele ediyor, maçı kazanma adına her şeyi yapıyorlar. Bir de bu mücadeleye ek olara Pelkas, Mert Hakan, Ozan ve Gustavo, gibi futbolcular hünerlerini ortaya koyunca skor kendiliğinden geliyor. Özellikle Pelkas çok enteresan bir futbolcu. Gösterişsiz ama akıllı, nerede durup, nerelere gideceğini, nasıl pas atıp, nasıl vuruş yapacağını çok iyi biliyor. Hem asistlerine, hem de gollerine devam ediyor ve daha da edecek gibi. Ve Mert Hakan Yandaş, her geçen gün takıma daha da alışıyor, mücadelesi ve golleriyle kadroya yerleşiyor. Doğrusu arkada bekleyenlerin artık işi çok zor. Tisserand ve sakatlık sonrası eski günlerine dönme sinyalleri veren Sadık da iyi bir ikili oluşturmaya başladı. Fenerbahçe’de tek eleştirimiz, Türkiye’nin en iyi sol oyuncularından olan ve en iyi orta yapan futbolcusu Caner’e olacak. Kardeşim neden bu kadar konuşursun ki, bırak ayakların konuşsun.

Fenerbahçe zor bir deplasmanı daha geride bıraktı ve galibiyet zincirine yeni bir halka ekledi. Liderin puan kaybettiği haftada zirveye bir adım daha yaklaştı. Dünkü maç gösterdi ki, ne kadar eleştirilirse eleştirilsin, Erol Bulut’lu Fenerbahçe yarışı sonuna kadar bırakmayacak.