Türkçe Düşün
İstanbul
HAFİF YAĞMUR
27°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Türkgün Galeriler Gündem Bir kuşla başladı, hepsi aynı pozu verdi! 36 padişahın 600 yıllık sırrı çözüldü

Bir kuşla başladı, hepsi aynı pozu verdi! 36 padişahın 600 yıllık sırrı çözüldü

Osmanlı padişahlarına bakıldığında her birinin portresinde özellikle yan durduğu görülüyor. Sağ ya da sol profilden resmedilen padişahların özellikle böyle poz vermelerinin sırrı aslında daha güzel görünmek için değildi. Osmanlı padişahlarına Roma'dan miras kalan bu duruşun çok başka bir anlamı var.

1299’da Bilecik’in Söğüt ilçesinde bir beylik olarak kurulan Osmanlı, Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u fethetmesiyle imparatorluk haline geldi. Toplamda 36 padişahın 624 yıl boyunca hüküm sürdüğü imparatorlukta Roma’dan ve hatta Antik Yunan’dan miras kalan şeyler de vardı. Örneğin kuruluşundan yıkılışına kadar Osmanlı Devleti’nin tüm padişahları portreleri çizilirken yan durmuşlardı. Sağ ya da sol profillerinden çizilen resimlerde padişahların bu şekilde durmasının, sanıldığının aksine güzellikle ilgisi de yoktu. Peki tarihin en güçlü devletlerinden birinin hükümdarları için bu duruşun anlamı neydi?
FOTOĞRAF KONUSUNDA ÇOK HASSASLARDI Dünyaya yön veren imparatorlukta hem iç hem de dış otoriteyi sağlamak oldukça önemliydi. Osmanlı saraylarında 23 yıl boyunca fotoğrafçılık yapmış, gerçek adı Bogos Tarkulyan olan Febus Efendi, 3 padişah 1 halifeye tarihi vizörden bakmıştı. Saray fotoğrafçısı, bir röportajında padişahların dışarı servis edilen fotoğraflar konusunda ne kadar hassas olduğundan da bahsetmişti. Kendilerinden kilometrelerce uzaktaki hükümdarların ve otoritelerin karşısında Osmanlı Devleti hükümdarı olarak güçlü durmaya özen gösteren padişahları fotoğraflayan Tarkulyan, İstanbul’da da oldukça seçkin bir isimdi. Onun fotoğrafçılığı için şu sözler kullanılırdı: "Hakikaten sanatkârane ve nefis fotoğraflar çektirmek isterseniz Beyoğlu’nda Doğru Yol’da olan Febüs Fotoğrafhanesi'ne müracaat ediniz."
İŞİN SIRRI BURUNDA Sadece Osmanlı padişahlarında değil, Romalı imparatorlarında da görülen yan pozlar aslında gücü temsil ediyordu. Günümüzde estetik ameliyatlar ve çeşitli makyaj teknikleriyle gizlenen kemerli burunlar, Roma ve Osmanlı İmparatorluğu'nda gücü ve heybeti temsil ediyordu. Yandan bakıldığında 'kartal gagası'nı andıran kemerli burun, o dönemde 'Romalı burnu' olarak biliniyor ve soylu insanlarda bulunan bir özellik olarak kabul ediliyordu. Zamanın algısında gücün ve zenginliğin sembolü olan kemerli burunlar, Osmanlı İmparatorluğu'na da bu şekilde yerleşmişti.
Roma İmparatorluğu’nun simgesi kartal, güçlü ve yırtıcı bir kuştu. Dolayısıyla gücü de temsil ediyordu. O dönemde yandan bakıldığında kemerli burun da kartal gagasına benzetiliyordu. İmparatorlar da kendi güçlerini bu güçlü ve yırtıcı kuşla sembolize etmişlerdi. Hem Roma krallarında hem de Osmanlı İmparatorları'nda karşılaşılan kemerli burnun sırrı güçtü.
'DURUN, YANDAN OLSUN' Padişahlar fotoğrafın olmadığı dönemde ressamlara da yine yan poz veriyordu. 1918 ila 1922 arasında hüküm süren Osmanlı Devleti’nin son padişahı Sultan Vahdettin’in Topkapı Sarayı’nda kılıç kuşanma merasiminde fotoğrafını çeken Febus Efendi, padişahla arasında geçen diyalogu şöyle anlatmıştı: "Kılıç kuşanma günü fotoğrafını alıyordum. 'Müsaade buyurursanız çekiyorum' deyince birdenbire başını çevirdi, 'Durun, yandan olsun' dedi."
Son halifenin de fotoğraf hassasiyetini röportajında özetleyen Febus Efendi, "Abdülmecid Efendi titizdi. Çok da söylerdi. Makinenin karşısında kendisine uzun uzadıya pozlar verir, şöyle mi dursam, böyle mi dursam diye sorar, düşünür ve talimat verirdi" demişti.
SADECE II. ABDÜLHAMİD FARKLIYDI Osmanlı’da da tıpkı Roma’da olduğu gibi bir kural haline gelmiş bu duruşu sadece Sultan II. Abdülhamid yapmadı Febus Efendi, II. Abdülhamid’in fotoğraf çekimleriyle ilgili hassasiyetinin diğer padişahlardan çok farklı olduğunu anlatmıştı. Saray fotoğrafçısı, Sultan II. Abdülhamid’in poz verirken titiz davranışı ve Sultan Reşat’ın da sessiz sedasız poz verip işi bittiğinde gittiğinden de söz etti.1900 yılında Bogos Tarkulyan, portre çekerken İkinci Abdülhamit'e "Biraz tebessüm buyurmaz mısınız efendim" ricasına karşılık "Hayır, gayet ciddi olmak gerektir" cevabını almıştı.
Sultan II. Abdülhamid, fotoğrafın bir belge niteliği taşıdığını düşünerek kendisine ait bir fotoğraf arşivi bile yapmadı. Il. Abdülhamid tarafından beşinci derece Mecidiye Nişanı'yla da ödüllendirilen sanatçı, ayıca Ressam-ı Hazret-i Şehriyari ünvanını da almıştı. Tarkulyan, başarılı iş hayatını ve fotoğraflarını geride bırakarak 1936 yılında yaşama veda etmeden önce II. Abdülhamid’in fotoğraf hassasiyetini şöyle anlatmıştı:
"23 senede ancak bir defa onun fotoğrafını çekmek için davet edildim. O da bir mecburiyet tahtında oldu. Kendi resmiyle süslü bir nişan hediye etmesi lazım geliyordu. İşte bu nişana konmak üzere bir resim çektik. O gün Yıldız Sarayı’na gittim. Kütüphanesinin yanındaki büyük salonda makinemi kurdum. Biraz sonra hünkâr içeri girdi. Şöyle bir etrafına bakındı, sonra bana hitap etti 'Febus Efendi, nasıl münasip görüyorsanız öylece hazırlanın, ben şimdi geliyorum' diye. Çıktı, 5 dakika sonra tekrar geldi. Hazırladığım koltuğa oturdu, 'Çekerken haber veriniz' dedi."
1299’da Bilecik’in Söğüt ilçesinde bir beylik olarak kurulan Osmanlı, Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u fethetmesiyle imparatorluk haline geldi. Toplamda 36 padişahın 624 yıl boyunca hüküm sürdüğü imparatorlukta Roma’dan ve hatta Antik Yunan’dan miras kalan şeyler de vardı. Örneğin kuruluşundan yıkılışına kadar Osmanlı Devleti’nin tüm padişahları portreleri çizilirken yan durmuşlardı. Sağ ya da sol profillerinden çizilen resimlerde padişahların bu şekilde durmasının, sanıldığının aksine güzellikle ilgisi de yoktu. Peki tarihin en güçlü devletlerinden birinin hükümdarları için bu duruşun anlamı neydi?
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Kalbinizi yıkıma uğratıyor! Sağlıklı hücreleri bir bir öldüren bu besinden uzak durun...

Kalbinizi yıkıma uğratıyor! Sağlıklı hücreleri bir bir öldüren bu besinden uzak durun...