Genel

Dünyanın eksenini kaydıran deprem! Günleri kısalttı...

Dünyadaki büyük depremlerin etkileri şaşkına çeviriyor. Bilim insanları Kahramanmaraş'ta 6 Şubat'ta meydana gelen depremler sonucu yeryüzünün merkezinde yeni bir 'iç çekirdek' keşfedildiğini açıklamıştı. Tarihteki şiddetli sarsıntıların Dünya'ya etkileri ile ilgili bilim insanlarından çarpıcı açıklamalar geldi.

Abone Ol

Depremlerin Dünya'ya etkileri bilim insanlarının araştırdığı önemli konulardan bir tanesi... Kahramanmaraş'ta meydana gelen depremlerin ardından Dünya'nın gizli iç çekirdeğinin keşfedildiği duyurulmuştu. "Dünyada meydana gelen büyük depremler gezegenimize nasıl etki ediyor?" sorusuna bilim insanlarından dikkat çeken açıklamalar geldi.

GÜNLER KISALDI Japonya'da 2011'de yaşanan ve ülke tarihinin en şiddetli sarsıntısı olarak kayıtlara geçen 9 büyüklüğündeki deprem, Dünya'nın kendi ekseni etrafındaki dönüşünün hızlanmasına ve günün kısalmasına yol açmıştı.

17 CM OYNADI Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi (NASA) bilim adamlarından Dr. Richard Gross o dönem yaptığı değerlendirmede Dünya'nın dönüşünün hızlanması neticesinde 11 Mart Cuma gününün 1.8 mikro saniye ya da bir saniyenin milyonda 2'si kadar kısaldığını açıklamıştı. Dünya'nın ekseni de 17 santimetre oynadı.

2011'deki depremin Japonya'yı da 2.4 metre kaydırmış olabileceği hesaplandı. Uzmanlara göre benzer durumlar diğer büyük depremlerde de yaşandı.

2010'da Şili'de kaydedilen 8.8 büyüklüğündeki deprem ile 2004'te Endonezya'da meydana gelen 9.1 büyüklüğündeki depremde de günün birkaç mikro saniye kısaldığı saptanmıştı.

Depremler, Dünya'nın dönüş hızını etkileyen tek faktör olarak grülmüyor. NASA'nın Goddard Uzay Uçuş Merkezi'nden Dr. Benjamin Fong Chao, 2004 Endonezya depreminden sonra, "Kütlenin hareketini içeren herhangi bir dünyevi olay, mevsimsel hava koşullarından araba sürmeye kadar Dünya'nın dönüşünü etkiler" demişti.

Değişen deniz seviyeleri ve Dünya'daki kaymalar gibi dönme hızını etkileyen pek çok farklı faktör bulunur, ancak en büyük faktör Ay'ın Dünya'dan uzaklaşmasıdır.

İki uzay cismi etkileşim halinde olduğu için, Ay'ın uzaklaşması sırasında ara sıra hız patlamaları ortaya çıksa da, sonuç olarak Dünya yavaşlar.

Kahramanmaraş depremlerinin sismik dalgaların yansımalarını ölçen bilim insanları çarpıcı bir keşifte bulunulmuştu. Yer bilimciler, Dünya'nın 1600 kilometre derinliğinde 644 kilometre çapında bir metalik çekirdek bulunduğu ve bu çekirdeğin demir-nikel karışımı bir yapıdan oluştuğu yönündeki iddianın ağırlık kazandığını belirtmişti.

Bilim insanları çarpıcı bir keşfe imza attı. Nature Communications adlı dergide yayınlanan araştırmada yerbilimciler, Kahramanmaraş depremlerinin sismik dalgalarını incelemiş ve Tüm bilinenleri yanlış çıkaracak bir detayı ortaya çıkarmıştı.

Buna göre, Dünya sanıldığı gibi 4 değil 5 katmandan oluşuyor. Su katmanı, yer kabuğu (Litosfer), magma katmanı (Pirosfer) ve çekirdek katmanının (Barisfer) içinde katı ve metalden gizli bir iç çekirdek bulunduğu ileri sürülmüştü.

Bu yeni buluşun gezegenin oluşumuna ışık tutabileceğini belirten isimlerden Avustralya Ulusal Üniversitesi Yer Bilimleri Araştırma Okulu'nda çalışmanın yazarlarından Sismolog Dr. Thanh-Son Phạm "Bu çalışmada, ilk kez, güçlü depremlerden kaynaklanan sismik dalgaların dünyanın bir tarafından diğerine sekme gibi beş kata kadar gidip geldiğine dair gözlemleri rapor ediyoruz" demişti.

Teori doğrulanırsa, gezegenin nasıl oluştuğu, manyetik alanının nasıl geliştiği ve delişmye devam edeceğinin daha iyi anlaşılmasına ışık tutabilir.

Bu katmanın bu zamana kadar tespit edilememesinin ardında yatan neden ise, bir üst katmanla çok benzemesi olarak belirtildi.

Pham metal olduğunu düşündükleri çekirdeğin kabuğunda çok fazla miktarda demir nikel alaşım bulunduğunu sözlerine eklemişti. Titreşim dalgalarının bu yeni çekirdeğin anizotropik bir yapıya sahip olduğunu gösterdiği yani madde yaklaşıldığı açıya bağlı olarak farklı özelliklere sahip olduğu belirtilmişti.

Bu yapı sayesinde araştırmacılar sismik dalgaların farklı yönlerde ne kadar hızlı ilerlediğine bakarak en içteki çekirdeğin bu dalgaların hızını, üzerindeki katmandan farklı şekilde değiştirdiğini gözlemlemişti. Bu hız farkı da yeni bir katmanın tespit edilebilmesini sağlamıştı. Kaynak: Sabah