Türkiye genelinde bugüne kadar 1794 ürün coğrafi işaretle tescil edildi. UNESCO’nun gastronomi alanındaki “Yaratıcı Şehirler Ağı”na giren ilk Türk kenti olan Gaziantep, 108 ürünle en fazla coğrafi işaretli ürüne sahip il olarak öne çıkıyor.
Kırıkkale ve Muş 4’er ürünle listenin sonunda yer alırken, Tunceli ve Bingöl’de ise 5’er coğrafi işaretli ürün bulunuyor.
Türkiye’nin birçok ilinden her yıl yeni ürünler için coğrafi işaret başvuruları yapılırken, alınan tesciller sayesinde tüketicilerin yöresel ürünleri daha iyi tanıması, ayırt etmesi ve bilinçli tercihler yapması sağlanıyor.
TÜRKPATENT Başkanı Muhammed Zeki Durak, Türkiye’nin coğrafi işaretli ürünler açısından büyük bir potansiyele sahip olduğunu belirterek, bu ürünleri küresel ölçekte markalaştırmayı amaçladıklarını söyledi.
Tarımsal zenginliğe dikkati çeken Durak, tescil sayılarının bu çeşitliliği ortaya koyduğunu ancak asıl hedefin ürünlerin bilinirliğini artırmak olduğunu vurguladı. Durak, coğrafi işaretli ürünlerin ekonomiye katkısını büyütmek, üreticinin gelirini artırmak ve farkındalığı güçlendirmek istediklerini ifade etti.
Coğrafi işaretli ürünlerin turizme de doğrudan katkı sunduğunu belirten Durak, bu ürünlerin en iyi üretildikleri bölgelerde deneyimlendiğini, turistlerin de bu nedenle ziyaret tercihlerini buna göre şekillendirdiğini dile getirdi.
Coğrafi işaret tescilinin aynı zamanda bir kalite göstergesi olduğuna işaret eden Durak, üretimin artırılması ve ihracatla dünya pazarlarına açılmanın önemine vurgu yaptı.
Öte yandan TÜRKPATENT ile Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO) işbirliğiyle yürütülen proje kapsamında bu yıl Balıkesir’in Edremit ve Aydın’ın Memecik zeytinyağı üreticilerine yönelik sınai mülkiyet, ticarileşme, e-ticaret ve sosyal medya kullanımı konularında eğitimler verildi.
Gelecek yıl ise Malatya kayısısı ve Giresun tombul fındığı üreticilerine benzer eğitimlerin düzenlenmesi planlanıyor.
