Genel

Gelmiş geçmiş en azılı suçlulardan biriydi... Çakal Carlos'u sağ kolunun ihaneti mi yakalattı?

70'li ve 80'li yıllarda düzenlediği saldırılarla dünya gündeminden bir an bile düşmeyen Çakal Carlos, 1994 yılında Sudan'da yakalanarak hapse gönderilmişti. Geçtiğimiz günlerde yayımlanan bir kitap, Carlos'un yakalanmasını sağlayan istihbaratın kaynağına dair çok çarpıcı ayrıntıları gün yüzüne çıkardı...

Abone Ol

Bruno Breguet, Akdeniz'de bir feribotta sırra kadem basmadan dört yıl önce, ABD'ye ait bir diplomatik temsilcilik binasının kapısından içeri adım attı. Breguet, Amerikalılara gelmiş geçmiş en azılı suçlulardan biri hakkında istihbarat sağlamayı vadediyordu. Söz konusu suçlu Venezuelalı Ilich Ramirez Sanchez'di ama dünyanın büyük bir çoğunluğu onu Çakal Carlos olarak tanıyordu.

İsviçre doğumlu Breguet, boş yere bu kadar büyük vaatlerde bulunmuyordu; 1991 yılının bahar ayları itibarıyla, Sanchez'in Batı Avrupa'daki operasyonlarında bir numaralı yardımcısı haline gelmişti. O dönemde Çakal Carlos, Suriye'nin başkenti Şam'da yaşıyordu. Yasal ikamet adresi İsviçre'nin Ticino şehri olan Breguet de zamanının önemli bir kısmını Şam'da geçiriyordu. Çakal Carlos, Breguet'ye çok güveniyor, işlerin önemli bir kısmının idaresini ona bırakıyordu. Ancak geçtiğimiz günlerde raflarla buluşan bir kitap, Çakal Carlos'un yakalanmasına neden olan şeyin tam da bu güven olduğunu öne sürüyor.

Marksist bir avukatın oğlu olan Ilich Ramirez Sanchez'in ilk ismi Vladimir İlyiç Lenin'den geliyordu. (Erkek kardeşlerinin isimleri de Vladimir ve Lenin'di.) Sanchez, Çakal Carlos adını 1970'lerde aldı. Filistin Halk Kurtuluş Cephesi'nin üst düzey isimlerinden biri, Venezuelalı olduğu için Sanchez'e kod adı olarak "Carlos"u uygun görmüştü. "Çakal" lakabı ise daha sonra geldi. The Guardian gazetesinin muhabirlerinden biri, Sanchez'in eşyaları arasında Frederick Forsyth'ın 1971 tarihli romanı "The Day of the Jackal"ı (Çakal) görüp bu detaydan bir haberde bahsetti. O günden sonra Sanchez, "Çakal Carlos" olarak anılır oldu.

Tarihçi Adrian Hänni'nin kaleme aldığı "Terrorist und CIA-agent: Die unglaubliche Geschichte des Schweizers Bruno Breguet" (Terörist ve CIA Ajanı: İsviçreli Bruno Breguet'nin İnanılmaz Hikayesi) isimli Kitap, modern tarihin en büyük gizemlerinden birine ışık tutuyor. Hänni, kitapta Breguet'nin 1995 yılında nihayetinde Çakal Carlos'un yakalanmasını sağlayacak bir adım attığını ve CIA için çalışmaya başladığını öne sürüyor.

İsrail güvenlik güçlerinin Carlos'un yönettiği bir gruba ait silah ve mühimmata el koyduğu haberi gazetelere bu fotoğraflarla yansımıştı Kitaba göre, ABD Ulusal Arşivleri'nde bulunan belgeler, Breguet'nin "ajan FDBONUS/1" kod adıyla ABD istihbaratı için hizmet ettiğini gösteriyor. Ayda 3.000 dolar ücret karşılığında Çakal Carlos'un çetesinde olup bitenleri Amerikalılara bildiren Breguet'nin paylaştığı detaylar arasında operasyon planları, silah sevkiyatı yapılacak noktalar ve destek olan kişi ve gruplar hakkında bilgiler de bulunuyor. FernUni İsviçre'de siyaset tarihi dersleri veren Adrian Hänni aynı zamanda Washington'da bulunan Georgetown Üniversitesi'nde misafir öğretim görevlisi. Hänni'nin çalışmalarının odağını istihbarat servislerinin ve terörizmin tarihi oluşturuyor.

DÜNYA ONU OPEC BASKINIYLA TANIDI Hafızaları kısaca tazelemek gerekirse... Dünya, Çakal Carlos'un adını 21 Aralık 1975 tarihinde Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü'nün (OPEC) Viyana ofisine düzenlediği baskınla duydu. Bu baskın sırasında 3 kişi hayatını kaybetti; aralarında 11 ülkenin petrol bakanları da olan 60'tan fazla kişi rehin alındı. Carlos ve beş ortağı talep ettikleri bir uçakla rehineleri de alıp Cezayir üzerinden Libya'ya kaçtı. Rehineler 25 ile 50 milyon arasında olduğu bildirilen bir fidye karşılığında 29 Aralık günü serbest bırakıldı. Carlos, Al Watan al Arabi dergisine verdiği röportajda baskının sorumluluğunu üstlendi. The Times'a göre, Çakal Carlos "kariyeri" boyunca radikal Filistinlilerle, Batı Almanya'da faaliyet gösteren Kızıl Ordu Fraksiyonu'yla (Baader-Meinhof Çetesi) ve Japon Kızıl Ordusu'yla birlikte çalıştı ve 80 kişinin ölümüne neden oldu.

Soğuk Savaş döneminde KGB ve Doğu Alan Stasi ajanlarının desteklediği Çakal Carlos ve sadık adamları, Eylül 1991'de Suriye hükümeti tarafından sınır dışı edildi. Bir süre Ürdün'de kalan Carlos oradan Sudan'ın başkenti Hartum'a geçti. 1994 yılında Hartum'da Fransız gizli servis ajanları tarafından yakalandı. Hänni'ye göre, Fransızlar bu tartışmalı operasyonda ABD'li muhataplarından gelen istihbarattan faydalanmıştı.

ÖLENE KADAR HAPİSTE KALACAK Çakal Carlos, 1994 yılından bu yana Fransa'da cezaevinde tutuluyor. Hakkında üç ayrı suçtan ömür boyu hapis kararları bulunuyor. Bu suçlar arasında 1982 ve 1983 yıllarında Fransa'da iki yolcu trenine, Marsilya tren garına ve Libya merkezli bir derginin Paris ofisine düzenlenen bombalı saldırılar öne çıkıyor. (Söz konusu dergi saldırısında 11 kişi hayatını kaybetmiş, 150 kişi de yaralanmıştı.) Carlos bu saldırıları, o zamanlar evli olduğu Magdalena Kopp'un yakalanarak hapse gönderilmesine karşı misilleme olarak düzenlemiş, Kopp serbest bırakılmazsa saldırıların devamının geleceğini öne sürmüştü. (Kopp'un Berguet'ye 1982'de Paris'te düzenlediği bir saldırıda yardımcı olduğu iddia ediliyordu.)

Çakal Carlos hakkındaki üçüncü ömür boyu hapis cezası Mart 2017'de açıklandı. Carlos, 1974 yılının Eylü ayında Paris'in St. Germain Bulvarı'nda bulunan bir eczaneye düzenlenen ve 2 kişinin ölümüne 34 kişinin de yaralanmasına neden olan bir el bombası saldırısıyla ilgili olarak yargılanıyordu. Carlos'un el bombası saldırısını 1972'de Tel Aviv Havalimanı'nda düzenlenen kanlı saldırının da sorumlusu kabul edilen Japon Kızıl Ordusu adına gerçekleştirdiği iddia ediliyordu. Temmuz 1974'te Japon Kızıl Ordusu üyelerinden biri Paris yakınlarındaki Orly Havalimanı'nda gözaltına alınmış, Japon Kızıl Ordusu da karşılık olarak Fransa'nın Hollanda Büyükelçisi'ni ve elçilikte çalışan 10 personeli rehin almıştı. Savcılık yetkilileri eczane saldırısının amacının da Fransa makamları üzerindeki baskıyı artırmak olduğunu, kullanılan el bombasının da Baader-Meinhof Çetesi tarafından ABD ordusuna ait bir mühimmat deposundan çalındığını ve Filistin Halk Kurtuluş Cephesi'ne teslim edildiğini öne sürdü. Duruşmaların en başında kürsüye çıkan Çakal Carlos ise kendisini bir "profesyonel devrimci" olarak nitelendirdi ancak eczaneye yönelik saldırıdaki rolünü reddederek davanın "absürt" olduğunu söyledi.

SALDIRIYI DÜZENLEYEMEDEN YAKALANDI Breguet'ye gelirsek... 1950 yılında dünyaya gelen ve Maggiore Gölü kıyısındaki Minusio şehrinde büyüyen Breguet, İsrail'in bayrak taşıyıcı havayolu şirketi El Al'a ait bir uçağa 1969 yılında Zürih Havalimanı'nda saldırı düzenleyen Filistinli militanların yargılandığı Winterthur duruşmaları sırasında radikal gruplarla tanıştı. Daha sonra Lübnan'a giderek Filistin Halk Kurtuluş Cephesi'ne ait bir kampta eğitim aldı. Tel Aviv'de bulunan Şalom Kulesi'ne düzenlenecek bir bombalı saldırı için gönüllü olan Breguet, üzerinde 2 kilogram patlayıcı maddeyle Hayfa Limanı'nda yakalandı ve 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. İsviçre hükümetinin diplomatik baskıları ile Jean-Paul Sartre, Simone de Beauvoir, Günther Grass, Max Frisch, gibi Friedrich Dürrenmatt entelektüellerin desteklediği bir uluslararası kampanya sonucunda 1977 yılında salıverildi.

Hänni'ye göre, Şubat 1981'de Carlos ve arkadaşları Romanya gizli servisi için çalışıyordu. ETA'yla birlikte hareket eden Carlos ve arkadaşları, Radio Free Europe'un Münih'te bulunan bürosuna bir bombalı saldırı düzenledi. Doğu Avrupa ülkelerinin arşivlerine göre, bombayı patlatan kişi Breguet'nin ta kendisiydi. Neyse ki saldırıda can kaybı yaşanmadı. 1982'de bu kez Paris'te bir bombalı saldırı girişiminde bulunan Breguet yakalandı. Carlos adamının serbest kalmasını sağlamak için Fransa İçişleri Bakanı'na bir tehdit mektubu gönderdi. Breguet'nin avukatı Jacques Verges, müvekkilinin geleceğinden çok emin bir tavırla şu açıklamayı yaptı: "Siz biliyorsunuz, o biliyor, hükümet biliyor. Breguet suçlu bulunsa bile cezası uygulanmayacak. Biz bunu biliyoruz. Yani, onu serbest bırakmaları için, Breguet'nin arkadaşlarının daha kaç Fransız yetkiliyi öldürmesi gerekiyor ki?" Üç buçuk yıl sonra Breguet serbest bırakıldığında bu soru da cevabını buldu; bu süreçte 11 kişi öldürüldü, en 139 kişi yaralandı.

Çakal Carlos'un ve Breguet'nin yanı sıra ve Gestapo lideri Klaus Barbie (sağda) gibi isimleri de savunan Verges'ye müvekkilleri ve mahkeme salonundaki tavırları nedeniyle "Şeytan'ın Avukatı" yakıştırması yapılıyordu. Verges, 2013'te kalp krizi nedeniyle öldü. Hänni, Breguet'nin CIA ajanı olarak çalıştığının ortaya çıkmasının, neden gizemli bir biçimde kaybolduğu sorusunun yanıtı olabileceğini belirtiyor. Peki Breguet nasıl kayboldu? Resmi kayıtlara göre Breguet, Yunanistan'dan hareket eden bir gemiyle 11 Kasım 1995 günü, İtalya'nın Ankona Limanı'na vardı. Ancak İtalya makamları Breguet'nin ülkeye girişine izin vermedi. Breguet'nin geldiği yolla yeniden Yunanistan'a dönmesine karar verildi. Görgü tanıkları, 12 Kasım gecesi Breguet'nin feribotta olduğuna şahit olmuştu. Ancak bir sonraki gün Yunanistan'ın kuzeybatısındaki İgumeniça'ya yanaşan gemiden inenler arasında Breguet yoktu. O günden sonra kendisini gören olmadı ancak söylentilerin ve dedikoduların sonu gelmedi.

CIA DESTEĞİYLE Mİ KAYBOLDU YOKSA CARLOS İNTİKAM MI ALDI? Hänni, İsviçre'nin resmi yayın kuruluşunun internet sitesi Swissinfo için kaleme aldığı makalede "CIA yeni bir isimle yeni bir hayata başlaması için Breguet'ye yardım etmiş olabilir mi?" diye sordu ve şu ifadeleri kullandı: "1995 sonbaharı itibarıyla Breguet artık eskisi kadar faydalı bir ajan değildi. O noktada hem Çakal Carlos hem de sağ kolu Alman Johannes Weinrich çoktan parmaklıklar arkasına girmişti." "Diğer yandan bir intikam girişimi olabileceği de açık. Carlos, Breguet'nin ihanetini haber almış ve intikam almak için Paris'teki hücresinde harekete geçmiş olabilir mi? Bu kesinlikle mümkün. Zira Kasım 1995'te grubun yapısı hâlâ çok sağlamdı ve Carlos'un bu iş için birileriyle anlaşması söz konusuydu." Hänni, Sanchez'in Breguet'yi ortadan kaldırma kapasitesini yitirmemiş olduğunu da vurguladı ve satırlarını şöyle noktaladı: "Dışarıdaki adamlarıyla iletişim kanalları açıktı. Lübnan'da onun için çalışmaya hazır kiralık katiller bulunuyordu. Üstelik bol miktarda parası da vardı. Yoksa dönemin İsviçre Başsavcısı Carla del Ponte'nin dediği gibi, Breguet kendi kendine mi kayboldu?" Kaynak: Hürriyet