Fransa'da Valence Belediye Meclis üyesi bir Türk istifaya zorlandı. Belediyede çalışan Türk asıllı Yasin Yıldırım, sosyal medyada kardeşinin paylaştığı bir gönderiyi beğendiği için görevinden uzaklaştırıldı.

Beğenilen içerikte Fransa'nın toprak bütünlüğüne aykırı, demokrasi ve insan haklarına ters düşen herhangi bir terör propagandası, suç ve şiddet yok. Yasin Yıldırım sadece kardeşinin sosyal medyada paylaştığı Türkiye Dişişleri Bakanlığının “Ermeni terör saldırılarında şehit düşen diplomatlarımız” başlıklı resmî paylaşımını beğenmiş, Ermeni diasporasının baskıları üzerine ise Valence Belediye Başkanı Nicolas Daragon, Yasin Yıldırım'ı istifaya zorlamış.

Demokrasi, insan hakları, Avrupa kriterleri, eşitlik, özgürlük, düşünce ve ifade özgürlüğü gibi şeylere girmeyeceğim. Yahut Fransa'nın Türkiye ve Azerbaycan'a karşı tutumu, Karabağ savaşı zamanı taraflı davranmalarını, Ermeni lobisinin güçlü olmasından da bahsetmeyeceğim. Zaten her şey ortada. Bu faşist tutum bana sadece bir hikâyeyi hatırlattı, onu paylaşmak isterim.

2. Dünya Savaşı sırasında ağır yaralanarak Nazi Almanyasına esir düşen Azerbaycan'ın Şeki şehrinden olan Ahmediye Cebrayılov, Fransa'daki toplama kampına gönderilir. Bir yolunu bulup, Fransız direnişçilerinin yardımıyla kamptan kaçan Ahmediye Cebrayılov, Nazi subayının üniformasını giyerek hastaneye yatırılır. Kampta tabuta saklanarak kurtulan Ahmediye Cebrayılov'u ileri derecede Almanca bildiği için kimse çözemez. Hastaneden çıktıktan sonra Fransa'nın güneybatısında bulunan Toulouse şehrine bağlı Albi köyüne görevlendirilir. Bu esnada çok sayıda insanın hayatını kurtaran Cebrayılov, Fransa'nın Alman işgaline karşı savaşında gösterdiği kahramanlıklar ile Almanların kâbusu olur. Onun önderliğinde Lion şehir merkezinde Alman tankları, ambarları ve subayların evleri yakılır. Daha sonra birçok Fransa kentinin kurtuluşuna da katılan Cebrayılov, bu ve benzeri kahramanlıklarından dolayı Fransa'nın en yüksek askeri nişanı olan Legion d'honneur (Şeref Nişanı) ile beraber 7 askeri nişan ve madalyon ile ödüllendirilir.

Harekâtların birinde Fransa Milli Kahramanı ve sonraki Fransa Cumhurbaşkanı olan Charles de Gaulle (Çarls Dögol) ile beraber bulunan Cebrayılov, de Gaulle'un öne çıkmasına engel oluyor. Neden böyle yaptığını soran de Gaulle'e kahramanımız “Eğer seni vururlarsa bütün Fransa mukavemet harekâtı başsız kalacak. Lakin beni vursalar korkulacak bir durum yok” cevabını veriyor. Dostluklarının temeli atıldıktan sonra beraber birçok harekâtta bulunuyorlar. Savaş bittikten sonra de Gaulle'un bütün ısrarlarına rağmen Cebrayılov, vatana geri dönmeye karar veriyor ve Azerbaycan hayatı başlıyor. Faşizme karşı savaş veren bu kahraman, yine faşizme karşı savaşta bir evlat şehit veriyor. Evladı Mikayıl Cebrayılov, 1990 yılında Ermeni faşizmine karşı savaşlarda şehit düşerek Azerbaycan Milli Kahramanı unvanını alıyor. 15 Aralık 1990 tarihinde esir düşen silah arkadaşlarını kurtarma operasyonunda omzundan vurulan oğul Cebrayılov, teslim ol çağrılarına uymayarak son anına kadar savaş vermişti…