Fransa PKK'ya Fransız kalmanın bedelini ödüyor!

Abone Ol

Fransa'da akaryakıt fiyatlarındaki zamları protesto etmek bahanesiyle sokağa inen 'sarı yelekliler' polisle çatışarak kent meydanlarını savaş alanına çevirmeye devam ediyor. Fransa geçtiğimiz yıllarda Türkiye’de yaşanan Gezi olaylarını  andıran manzaraları yaşamaktadır. Türkiye’de Gezi olayları nasıl ağaç ve doğa bahanesiyle başlayarak terör örgütlerine sahne olduysa, Fransa’da zamları protesto etmek için başladığı söylenen olaylarda da terör örgütleri sahneyi ele geçirmiştir.

Fransa'da televizyona çıkan 'Sarı Yelekliler' sözcülerinden biri, Paris'te iş yerlerini yakan ve yağmalayan grupların terör örgütü PKK destekçileri olduğunu belirterek aslında Avrupa’nın kendi beslediği terörle vurulduğunu da ortaya koymuştur.

Avrupa’da terör örgütü pkk’yı desteklemeyen neredeyse hiçbir ülke yoktur. Hepsi de pkk’ya kucak açan, onları besleyen, onların eylemlerine ve propaganda yapmalarına fırsat tanıyan bir haldedir. Fransa da bunların başında gelmektedir. Fransa yıllardır terör örgütü pkk’ya mihmandarlık yapan bir ülkedir. “Besle kargayı oysun gözünü” misali beslediği teröristler bugün Paris’in altını üstüne getiriyorlar. Daha geçtiğimiz aylarda Fransız Tuğgeneral Frederic Parisot, SDG ismini kullanan YPG/PKK’ya eğitim verdiklerini kabul etmişti.

Terör örgütü pkk’ya tonlarca silah yardımı yapan ABD Başkanı Trump’ın Fransa’daki olaylara ilişkin ''Paris Anlaşması, Paris’e pek yaramıyor. Fransa’nın tamamında protestolar ve isyanlar var. İnsanlar doğayı korumak için (yönetimleri sorgulanabilecek) üçüncü dünya ülkelerine fazla para ödemek istemiyor. 'Biz Trump'ı istiyoruz!'' diye bağırıyorlar. Fransa’yı seviyorum.'' şeklindeki “Ti’ye” alan yaklaşımına bakınca terör örgütlerinin yüz bulması da gayet normaldir.

Fransa’da pkk odaklı tüm terör örgütleri harekete geçmiş ve bu eylemlerin odağına oturmuştur. Terör örgütlerinin en büyük özelliği toplumsal olayları istismar ederek kaos yaratabilmesidir. Türkiye’deki Gezi olayları “Ağaç-Doğa” hassasiyeti kaşınarak, Fransa’daki 'sarı yelekliler' hareketi de “Zamları Protesto” hassasiyeti kaşınarak başlamıştır. Şimdi masum ve mazlum insanları öldüren bir terör örgütünün ağaçla, doğayla, yapılan zamlarla ne işi olur? Terör örgütü pkk’nın mensubu yaratıkların tiplerine baksan aralıksız kusarsın ama ağaç-doğa bahanesiyle hassasiyeti olan insanların arasında eylem bile yaptılar. Gezi olaylarında meydan kimlere kalmıştı, bir hatırlayın…

Türkiye’de başlayan Gezi olayları için Fransız medyası genelde “TÜRKİYE'DE BİR BAHAR HAVASI” başlığını kullanmıştı. Şimdi “Fransa’da Cehennem Havası” desek herhalde tarifimiz tam oturur.

Fransa’da başlayan olayların Belçika’ya sıçraması, Hollanda’ya da sıçrayacağının tahmin edilmesi Avrupa’nın artık rahat olmayacağını gösteriyor. Terör örgütü pkk’nın dünyanın her yerinde maşa olarak kullanılması, kaos ve kargaşada öne sürülmesi artık değişmeyen bir gerçektir. Fransa gibi Hollanda ve Belçika’nın da terör örgütü pkk’ya kucak açan ülkeler olması da “kendi düşen ağlamaz” hatırlatmasını şimdiden yaptırıyor.

Her ülkenin sosyal-ekonomik meseleleri olabilir. O ülkelerin insanları bu duruma tepki gösterebilirler. Bu demokratik haklarıdır. Ama sosyal-ekonomik meseleleri başka ülkeler çıkarları için hem kaşır, hem de bu durumu kaosa dönüştürmek için terör örgütlerini devreye sokarsa orada demokrasi değil anarşi hüküm sürer. Tarih bu olayları hep görmüş ve yaşamıştır. Emperyalizmin işleyişi böyle bir şeydir.

Fransa’da bugün terör örgütlerinin mensupları eylem yapan insanlara kaldırım taşını sökerek onu polise atmayı öğretiyorsa, Fransa o eylemcinin taşını başına yemeden, bugüne kadar terör örgütlerine verdiği destekten dolayı kendi gidip başını taşlardan taşlara vurmalıdır.

Terör örgütünün ilkesi, ölçüsü, merhameti yoktur. Dün kendisini kullananları, bugün düşman edinebilir. Bugün düşman olduklarıyla, yarın dost olabilir. Kullanışlı olması sadece kullanım yerini değiştirebilir.

Avrupa’da bugün yelekli eylemler başlamışken ve bunlara destek veren terör örgütleri sokaklara çıkmışken MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin 2016 yılındaki Avrupa’nın ikiyüzlülüğünü ortaya koyan şu sözlerini hatırladım:  “Öldürmeyi, yok etmeyi, katliam yapmayı meslek edinmiş canavarlar; kimi zaman New York ve Boston’da, kimi zaman Paris ve Madrid’de, kimi zaman da Tokyo ve Londra’da ortaya çıkmaktadır. Bu beşeriyet defoları, bu insan müsveddeleri şeytani planların, kaos projelerinin tetikçisi ve piyonları olarak arka arkaya cinayet işlemektedir. Brüksel’de patlayan bombalara tepki gösterip, Ankara ve İstanbul’daki caniliklere suskun kalmak; Paris’teki terör saldırılarına karşı kıyameti kopartıp Şırnak, Diyarbakır, Mardin, Suruç, Şam, Bağdat ve daha nice şehirlerdeki faciaları görmezden gelmek affedilmez bir çifte standarttır. Hans için ağlayanlar, John için üzülenler; sıra Ahmet’e, Mehmet’e, Muhammed’e gelince tam bir çelişki yumağına dönüşmektedir. Maalesef Batı bu kayıtsızlığın içine çoktan yuvarlanmıştır.”

Bugüne kadar terör örgütü pkk’yı korumuş ve beslemiş Fransa’nın, bugün terör örgütlerinin içindeki hareketliliğe bakarak MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin bu sözlerine yapabileceği bir yorum var mıdır?

Mesele Türkiye olunca Fransız kalan Fransa, mesele kendi olunca bakalım ne yapacaktır?

Yağmanın, vahşetin, yakıp yıkmanın tadına bakan Fransa bakalım yine pkk’yı beslemeye, korumaya devam edecek mi?

“Sarı Yelekliler”, tamamen kanlı yeleklilere dönünce mi Fransa’nın aklı başına gelecek?

Biz Fransız kalmadan takip edeceğiz gelişmeleri…