Atiker Konyaspor'un Malili golcüsü Mustapha Yatabare, Fransız basınına verdiği röportajda A Milli Takım'ın yarın EURO 2020 elemelerinde Fransa'yla oynayacağı karşılaşmayı değerlendirdi. A Milli Futbol Takımı, EURO 2020 elemelerindeki üçüncü maçında yarın Konya'da son Dünya Kupası'nın sahibi Fransa'yı ağırlayacak. Karşılaşma öncesinde Fransa'da yayım yapan Sud Ouest gazetesinin sorularını yanıtlayan Atiker Konyaspor'un 33 yaşındaki golcüsü Mustapha Yatabare, Konya'daki atmosferin Fransızları zorlayacağının altını çizerken "Türkler asla oynamaktan korkmaz." ifadelerini kullandı. İşte Yatabare'nin dev maça ilişkin görüşleri: "Konya seyircisi çok ateşli""Konya stadı, Türkiye'deki en iyi üç-dört ambiyanstan birine sahip. Fransız futbolcular, kendi ülkelerinde alıştıklarından farklı olarak son derece sıcak ve hoş bir atmosfere tanıklık edecek. Konya, 1 milyon nüfuslu büyük bir şehir. Ancak hayatın çok daha hızlı olduğu İstanbul'la asla kıyaslanmayacak ölçüde sakin ve sade. Bununla birlikte bir futbol şehri. İnsanlar, çok kibar ve son derece misafirperver. Takımlarını çok ateşli bir şekilde destekliyorlar ve kaybetmekten nefret ediyorlar. Konya'da stadyum genellikle dolu olur. Özellikle büyük maçlarda çılgın bir atmosfer vardır. Sis bombası kullanılmaz ama koreografiler ve tezahüratlar etkileyicidir. Şehirde agresiflik göremezsiniz. Konya'ya ilk kez rakip olarak gitmiş ve gol atmıştım. Stadyum mükemmeldi. Fransa maçında da stat, yeşil-beyaz değil tamamı ile kırmızıya boyanacaktır. Tatile çıkmadan önce pek çok kişi benimle bu maç hakkında konuşmak istedi. İnsanlar çok sabırsız." "Türkler korkusuzdur""Türk Milli Takımı, yeniden yapılanma sürecinden geçiyor. Son dönemlerde ilerleme kaydettiklerini düşünüyorum. Kendilerini tam anlamıyla yeniliyorlar. Şahsen Fransa'yla bir nebze rekabet edebileceklerini düşünüyorum ama bunun süresinden emin değilim. Yine de bu maç, onlar için hangi seviyede olduklarını görmeleri açısından iyi bir test olacak. Emre Belözoğlu, Burak Yılmaz gibi daha önce milli takımda uzun süre oynamış oyuncular yeniden kadroda. Ancak Abdülkadir Ömür gibi Avrupa'nın peşinde olduğu gençler de var. Dolayısıyla takımda enteresan bir karışım olduğunu söyleyebiliriz. Türk futbolu, çok rekabetçi. Bu yüzden asla korkmayacaklardır. Onlara kimliğini veren de bu özellikleri. Burada küçük takımlar bile atak oynuyor. Oyun, çok fiziksel ve agresif değil ama bu ikili mücadelelerde olmalarını engellemiyor. Futbolcuların maaşlarının ödenmesinde gecikmeler yaşandığı biliniyor ama sezon sonu her şey halloluyor. Daha mütevazı ekiplere bile gelmekten çekinmeyen yabancı oyuncular sayesinde 4 yıldır futbolun seviyesi yükseliyor. Avrupa kupalarında mücadele eden takımları saymazsak puan cetvelinin ikinci yarısı için Ligue 1 benzetmesi yapabilirim. Genç yetenekler yavaş yavaş çıkmaya başladı. Ancak eğitim, ne yazık ki ön planda değil. Oysa bunun için her türlü fiziksel olanağa sahipler."