Trabzonspor’un seri puan kayıplarına dur demesi gereken bir maç. Hatayspor, ligin yenisi olmasına rağmen oynadığı futbolla göz dolduran, keyifle seyredilen bir takım.

Bu iki takımın maçının zevkle izlenen, keyif veren ve bol gollü bir maç olması gerekir normalde. Bu beklentilerle maçı seyredenler hayal kırıklığına uğradılar. Zaten futbol kalitesi keyif vermeyen ligimizde son haftalarda oynanan maçlarda futbol adına güzel şeyler seyredemiyoruz. Yorucu fikstür, hastalıklar ve seyircisiz futbol herhalde en önemli etkenler olsa gerek.

Abdullah Avcı rakip takımın ataklarını daha başlamadan engellemek amacıyla, Hatayspor sahasında pres yaptırarak başlattı takımını. Bunda da başarılı oldular. Rakibi durdurdu belki, ancak kendileri de yeterince gollük pozisyon üretemedi. İkinciyi bulamayınca, galibiyeti koruyamadı.

Ekuban’ın olmaması hücumdaki güçlerini de olumsuz etkiledi. Djaniny gerçekten iyi bir golcü. Dün Hatayspor kaptanı Yusuf’un, bir anlık hatasından faydalanarak aldığı topu 50 metre taşırken, önünde bulunan rakip defanstan Pabloyu geride bırakan süratiyle tabelaya imza atması tam bir ustalıktı.

Ömer Erdoğan kanatlardan gelen ortalarla gol umudunu Boupendza ve Diouf’a bağlamıştı. Ama bundan sonuç alamadı. Boupendza takımına kazandırdığı penaltıyı gole çevirerek sene sonu fiyatını biraz daha yükseltti.

Hakemin verdiği penaltı kararı ve tekrarlatması doğruydu. Ama maç genelinde çok başarılı değildi. Zorbay Küçük, Türk hakemliğinin gelecekteki en önemli isimlerinden biri olacak. Sahadaki duruşu ve yetenekleri buna son derece müsait. Ancak, “Aman başıma bir şey gelmesin” zihniyetiyle maç yönetmeyi bırakıp, son derece basit müdahalelere ve kurallara uygun ikili mücadelelere faul çalmaması lazım. Sakatlık nedeniyle 4 kez oyunun durduğu ve sahada tedavi yapıldığı ilk yarının sonuna sadece 2 dakika ilave etmeyi nasıl hesapladı acaba?