Eğer fark yaratmak istiyorsan. Şampiyon olacaksan, yeteneklerinin hakkını sahada vermek zorundasın. Takım lider. 7 maçtır kazanıyor. Geçen hafta yaşadığı ‘ağır eziklik’ bir kenara bırakılırsa, zorlanarak da kazandığı oldu, parlayarak da. Bu süreçte yeteneklerinin karşılığı tempoyu, futbolu sahaya yansıttı mı, tartışılır.

Galatasaray’ı ‘ağır favori’ olarak gösterip tersine bir taktikle başlattı takımını konuk teknik direktör Mesut Bakkal. Gerekli yerlerde, gerekli baskı ile oyun kurdurmadı. Tempoyu kendi ayarladı. Daha net pozisyon buldu.

Yedeklerini hangi takıma koysan yıldız olacak Galatasaray ne yaptı bu sırada? Tempoyu yükseltti mi? Hayır! Şut attı mı? Hayır! Orta yaptı mı? O da yok…

Yarım saat boyunca takımın hiçbir şey yapmadığını gören Mostafa Mohamed, sıkıldı. Önce ceza alanı dışından şut attı. Ardından duran topta ceza alanı içinde yakaladığı topu ağlara gönderdi. Devrenin sonunda takipçiliğini, golcülüğünü bir kez daha gösterdi.

Soyunma odasından çıkışta, konuk baskılı başladı. Pozisyonlar buldu. Alanya’daki kadar katı olmasa da savunmada kaldı Galatasaray. 3’üncü dalyasını yapan Muslera yine kurtardı. Sonuçta, oyuncuları hızlı, futbolu ağır-aksak keyifsiz Galatasaray üst üste sekizinci maçını da kazandı. 10 gol atınca ailesini getirecek Mohamed hedefine biraz daha yaklaştı. Falcao kısacık bir süre de olsa yeniden formasına kavuştu. Peki, futbolseverlerin elinde ne kaldı?