Yıldıray Çiçek / TÜRKGÜN

Seferihisar Belediye ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı makamlarında otururken hep vatana ihanetleriyle konuşulan Tunç Soyer, İzmir’in kurtuluş yıldönümüyle ilgili 300 bin kalabalığı olan (Emniyet sayısı) 45 milyon TL harcadığı Tarkan konserli bir program düzenledi ve orada “100 yıl önce bu toprakları yönetenler gaflet, delalet ve hatta hıyanet içindeydi“ şeklinde bir konuşma yaptı. Konuşmayı yapana bak, kurduğu cümleye bak!

Tunç Soyer, Vahdettin ve Damat Ferit’i kastediyorsa (Şimdi öyle diyor) kendisinin onlara rahmet okutacak biri olduğunu unutuyor demektir. Osmanlı’nın genelini kendi haline bakmadan hedef alıyorsa bu alçaklıktan başka bir şey değildir.

Tunç Soyer, gerek Osmanlı’nın gerek Cumhuriyet’in ismini ağzına alabilecek bir karakter midir?

Osmanlı dönemine yönelik “Gaflet, delalet ve hıyanet” nutukları atan Tunç Soyer, Türkiye Cumhuriyeti’nde “Gaflet, delalet ve hıyanet” sıfatlarıyla anılacak kişi değil midir?

Türkiye Cumhuriyetini bölmek için gece-gündüz çalışan PKK’nın siyasi uzantısı HDP’nin bir eylemine katılıp “HDP’nin gücüne güç katmaya geldim” diyen, İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı yapıldığında da HDP’nin “Tam profilimize uygun aday” dediği Tunç Soyer’in Atatürk ve Cumhuriyet ile ne bir bağı olabilir ki, bir de çıkıp Osmanlı-Cumhuriyet kıyaslamaları yapıyor?

Askerimiz, polisimiz Sur’da PKK temizliği yaparken “Gerçekten kahroluyoruz, uzakta olmak, bir şey yapamamak, elimizden bir şey gelmemesi, bizi son derece üzüyor. Gitmek istiyoruz bir yandan, ama görüyoruz ki, orada bırakın bizim gibi sıradan insanları, milletvekilleri, üst düzey yöneticiler bile giremiyorlar içeri” (Hendek-Çukur eylemlerindeki PKK’lılara destek) şeklinde ağıt yakan, terör örgütü PKK’ya destek veren HDP’nin Sur Belediyesi’ne kayyum atanmasına “Kayyum halkın iradesine darbedir, bizim Sur halkıyla kardeşliğimizi bozamaz” şeklinde tepki gösteren, PKK’ya yardım ve yataklıktan görevden alınan HDP’li Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Selçuk Mızraklı (9 yıllık hapis cezasıyla cezaevinde) ile beraber konferans düzenleyen, Belediye kadrolarını HD(P)KK’ya açan, “Kıbrıs’ı Kıbrıslılara bırakırsak, en doğrusu bu olacak. Ancak hiç bırakmıyoruz. Adayı Kıbrıslılara bırakmak lazım. Kaderlerini kendileri belirlemeli” diyen, “İzmir’in ayrı bir bayrağı olsun, ayrı bir para birimi olsun” diyerek ayrılıkçı dil kullanan, Pasaport’ta bulunan vapur iskelesine Yunan Kralı Agamemnon’un adını veren, İzmir’de Kadifekale’nin ismini değiştirip Yunanca “Pagos” koyan ve orada Pagos pazarı kuran, ‘Pagos’ ismini İzmir’de bir vapura bile koymaya çalışan, Türkiye Barış Pınarı Harekâtı’nda terör örgütü PKK’yı ezerken, “Hepimizi mutsuzluk ve karamsarlığa sürükleyen bu savaşın bir an önce bitmesini istiyoruz” şeklinde sanki iki devlet arasında savaş varmış gibi haince yorum yapan Tunç Soyer bu ülkede “Gaflet, delalet ve hıyanet” nutukları atabilecek, Atatürk ve Cumhuriyet’ten bahsedecek son kişi bile değildir.

Tüm örnekleriyle ortadadır ki, Tunç Soyer Türk değildir, Türk’ten yana değildir. Atatürk’ün milli mücadele ruhuna düşmandır. Atatürk neyin mücadelesini verdiyse onun karşısındadır.

MHP Lideri Devlet Bahçeli Tunç Soyer’i, “Tarihimizi düşman gözüyle yorumlaması iflah olmaz bir cahillik, tedavisi imkânsız devşirme hastalığıdır” derken haksız mıdır? Yunan’ın İzmir işgaline “Barış” diyen ama Türk devletinin terör örgütleriyle mücadelesine “Kahrolan” ve “Halkın iradesine darbe” olarak gören Tunç Soyer’le “İzmir Marşı” söyleyen herkese Allah gaflet uykusundan uyanmayı nasip etsin…

Atatürk masonları “Defolun buradan Masonlar, cehennem olun gidin Yahudi uşakları!” diye kovarken, Mason localarını kapatırken mason olduğu ortaya çıkan Tunç Soyer’in halini görünce Abdürrahim Karakoç’un şu şiiri aklıma geldi:

İlim adamıyım der, araştır mason çıkar.

Dört makale yazmışsa dördü de fason çıkar.

Hele bir araştır bak aslını-astarını Büyük dedesi Yorgi, babası Mişon çıkar.

Editör: Haber Merkezi