Dikkatinizi çekiyor mu bilmem, Türkiye üzerinde faaliyet yürüten tüm terör örgütleriyle bir bağ kurmuş olan CHP’de bir özgüven patlaması var. PKK, YPG, PYD, DHKP-C, MLKP, FETÖ gibi terör örgütleriyle her türlü sıcak ilişki kuruyor, onlara sözcülük yapıyor, onların her meselesinde karşımıza avukat olarak çıkıyor.

          Yerel seçimlerde de birçok büyükşehir belediyesini kazanınca bunlardaki özgüven patlaması dengelerini tümden bozdu. Her şeylerini artık pervasızca, ahlaksızca ortaya koyuyorlar. Artık hiç “millet ne der, toplum ne der” ölçüleri de kalmadı.

          CHP’li belediyelerde yaşanan rezillikler bunların aynası durumundadır. İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Mersin, Antalya belediyelerine bakın çapsızlık, vizyonsuzluk ve yandaşa vurgun düzeni kurmak dışında bir şey göremeyeceksiniz.

          Dün başyazımda da bunları vurgulamış ve iki tane örnek vermiştim. Birisi Mersin’de CHP’li belediyelerin yolsuzluklarını yazan yerel gazetenin baskına uğraması, diğeri CHP’li Kuşadası Belediyesi’ndeki yolsuzlukları, usulsüzlükleri yazan Ergün Poyraz’ın feci şekilde dayak yemesi olayıdır.

          Ergün Poyraz da azılı bir şekilde AKP muhalifidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında ağır eleştiri olan birçok kitabın da yazarıdır.

          Yani bunlardaki gözü dönmüşlük kendilerine hizmet edenleri bile tanımamaktadır. Ölümden dönen yazar Ergün Poyraz “Bana saldıranlar PKK’lıdır. Bu saldırıyı da azmettiren Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Gönel’dir. Hepsinden şikâyetçi olacağım” açıklamasında bulunmuştur.

          Ayrıca “Bana saldıran Turan Bagı PKK’lıdır. PKK’ya finansör sağlıyorlar. Bunlara belediye tarafından 750 bin ton mıcır ihalesi verdiler ve mıcırı almak için 300 gün süre tanınmış. Bu süre sonunda bu kişilerin 750 bin ton mıcırı teslim etmesi gerekiyordu. Bu adam (Turan Bagı) dört sene öncesine kadar bir firmada gece bekçisiydi. Gece bekçisi bir adam hemen bir firma kuruyor ve 750 bin ton mıcır ihalesi alıyor. Bugüne kadar bir kilo mıcır yapmıyor. Belediyeye bu şirket sahiplerinin PKK’lı olduğuna dair verdiğimiz dilekçeler bu kişilerin ofislerinde yapılan aramalarda çıktı. Benim verdiğim dilekçelerden bu kişilerin haberi varmış. Buradan bu çıkar” açıklamalarıyla CHP’li Kuşadası Belediyesi’nin ilişki ağına da ışık tutmuştur.

          “YPG terör örgütü değil, vatanını koruyan oluşum” diyen, PKK’lı Demirtaş için “Cezaevinde yattığı her gün onun şeref madalyası olacaktır” diyen bir genel başkana sahip Kuşadası Belediyesi’nde bu tip ilişkilerin olmasına kim şaşırır ki?

Parti parti değil terör örgütleri için şefkatli bir sığınağa dönmüş durumdadır.

          CHP’nin vatana ihanet noktasındaki ilişkileri yanında bir de belediyelerindeki yolsuzlukları için CHP’li gençleri gazete basmaya göndermeleri, gazetecileri dövdürmeleri tüm pervasızlıklarıyla ortadadır.

          Ülkücülere birçok iftira atanlar, birçok kumpasın içine çekmeye çalışanlar söz konusu CHP’lilerin yolsuzluk konularındaki gazete basma, gazeteci dövme konularında niçin dillerini yutuyorlar?

          Hem de aşırı derecede AKP ve Erdoğan muhalifi bir gazeteci sırf CHP yolsuzluklarını yazdı ve PKK ilişkilerini ortaya döktü diye yoğun bakımlık saldırıya uğradı.

          Her fırsatta PKK’lıları, FETÖ’cüleri serbest bırakacağını söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu zihniyetindeki CHP yarın Türkiye’yi yönetse bu ülkede kaos, kriz ve terörden başka hangi projeyi hayata geçirmiş olabilir?

          Daha şimdiden CHP’nin yolsuzluklarını yazdı diye gazeteci dövdüren, gazete basan zihniyet bu kadar terör örgütü bağı varken yarın ülke yönetmeye kalkarsa o ülke ne hale gelir?

          Basın özgürlüğü nutukları atanlar gazete bastırıyor, gazetecileri komaya sokuyor. İstekleri de “CHP’nin yolsuzluklarını, vurgunlarını, rezilliklerini yazmayın” şeklindedir. Yazarsanız işte Ergün Poyraz’a dönersiniz. İktidar muhalifi olmanız bile sizi kurtarmaz.

          CHP’li belediyeleri devlet mercek altına alsa kim bilir daha ne rezaletlere ulaşacaklardır. Zaten hepsinin kokusu yavaş yavaş tüm iğrençliğiyle ortaya çıkmaktadır.

          CHP bir yandan, İP bir taraftan, HDP öbür taraftan CHP’li belediyelerde kendi düzenini kurmaya çalışmaktadır. Bunlardaki kişisel menfaatler ve siyasi proje birlikteliği yanyana gelince halkın malı resmen yağmalanmaktadır.

          CHP milli güvenlik tehlikesi olması yanında, toplumsal ahlak için konulmuş bir dinamit olarak tehlike saçmaya devam etmektedir.

Her Türk vatandaşı bu tehlikeye karşı dikkatli olmalıdır.