Bizzat Kandil’den gelen talimatla PKK’nın siyasi uzantısı HDP ile el ele sınırlarımız ötesindeki terör varlığına son vermeyi amaçlayan tezkereye “hayır” dediği ne zaman hatırlatılsa kendini kaybediyor.

O günkü tercihinin Türkiye’nin terörle mücadelesini sekteye uğratmak, terör örgütlerine can suyu vermek amacı taşıdığını kabullenmediği gibi birde ne kadar ulvi bir davranış sergilediğinden dem vuruyor.

Kendine kendisine kendiyle uzaktan yakından alakası olmayan yakıştırmalarda bulunuyor.

*** 

PKK’nın televizyon kanalında Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesi Anayasa’nın değiştirilmez maddelerini değiştirme vaadinde bulunduğunu…

İktidara gelmeleri halinde ilk icraat olarak terörist Demirtaş ile Sorosçu Kavala’yı serbest bırakmak ve tüm FETÖ’cüleri görevlerine iade etme sözü verdiğini unutuyor…

“Ben gerçek milliyetçiyim” diyor…

***

PKK’nın Suriye uzantısı YPG’yi terör örgütü olarak görmediğini ifade edişini…

Hapiste yatan PKK’lıya da DHKP-C’liye de sahip çıktıklarını açıklayışını…

Varlığını terör örgütlerinin varlığına adayışının Mazlum Kobani isimli terörist tarafından “bize umut veriyor” övgüsüne mazhar oluşunu…

Kandil’deki terör elebaşlarının partisinin etrafında birleşme çağrıları yapışını unutuyor…

“Ben gerçek Ülkücüyüm” diyor…

***

Milletin parasını terör örgütlerine peşkeş çeken belediyelere atanan kayyuma kustuğu öfkeyi…

Terör övücüsü siyasetçilerin adalet önünde hesap vermesine karşı gösterdiği tepkiyi…

Yabancı başkentlerde yazılan senaryolara göz kırpıp ABD Başkanı Biden’dan dilendiği demokrasiyi unutuyor…

“Ben gerçek vatanseverim” diyor…

***

Kılıçdaroğlu ne zaman köşeye sıkışsa bu yola başvuruyor.

Söylemlerinde ne kadar milliyetçi, ne kadar Ülkücü, ne kadar vatansever olduğundan bahsediyor.

İyi, hoş da milliyetçi, Ülkücü ve vatansever lafla mı olunuyor?

***

Lafla peynir gemisi yürümez, bu söylemler ikiyüzlülüğümüzü ortaya koymaktan bir işe yaramıyor diye etrafındaki tipler sizce neden Kılıçdaroğlu’nu uyarmıyor?

Yoksa düştüğü bu komik duruma en çok onlar mı gülüyor?