Galatasaray Genel Kurul üyeleri, rakiplerin hiçbirinin aklına gelmeyecek bir şekilde kendi kulüplerine verebilecekleri en büyük zararı verdiler, en büyük darbeyi vurdular. Futbol takımı, 22’nci şampiyonluğuna ulaşmak için 6 puan gerisinde olduğu Medipol Başakşehir ile kıran kırana bir yarışa girmiş. Öyle ki, bırakın puanı, her bir taç atışının çok çok önemli olduğu bir ortam. Üstelik, bu kadar kritik bir dönemde elde edilecek şampiyonluk, istatistiklere eklenecek bir rakam anlamına gelmiyor. Şampiyon olmak, Şampiyonlar Ligine katılmak, çok ciddi bir gelire sahip olmak demek. Hele ki, financal fair play baskısı bu kadar ciddiyken, bu kadar ağırken… Seversiniz, sevmezsiniz, Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz ve yönetimi, geçmişten gelen büyük ekonomik sorunları bir dengeye getirdi. UEFA yetkilileri ile masada birçok önemli sıkıntıyı giderme adımları attı. Üstelik, genel kurul üyeleri de bu mali başarıyı kabul etti, onayladı...

Peki beyler, bu kadar kritik bir dönemde, ‘delikli kuruşun’ bile önemli olduğu bir ortamda, yönetimi ‘idari’ olarak ibra etmemek, ‘bizi yeterince temsil edemiyor’ demek, ne demek? Bir asrı aşkın geleneğin genel kurul üyeleri, bu kadar mı olayların farkına varmaz, bu kadar mı kendi kulübüne zarar verir? Mustafa Cengiz’i beğenmiyor olabilirsiniz, ancak, bunun yöntemi bu mudur? Zamanlaması bu mudur? Galatasaray tribünleri zaman zaman şöyle bağırır: “Gerçekleri tarih yazar, tarihi de Galatasaray..”

İşte, biraz böbürlenme, biraz geçmiş başarılara gönderme içeren bu tezahürat, Galatasaray Olağan Mali Genel Kurul toplantısında, genel kurul üyeleri tarafından bir kez daha gerçeğe dönüştü. Galatasaray; basketbol, voleybol ve diğer branşlardaki yarışmayı bir kenara bırakarak, asıl para kaynağı şampiyonlar liginden uzağa düşerse, tarih, yönetimi idari yönden ibra etmeyen Galatasaray Genel Kurul üyelerini, “Kendi kulübünün dibine dinamit koyma becerisini gösteren genel kurul üyeleri” diye yazacaktır.