Koronavirüs salgını ve buna bağlı olarak alınan tedbirler sadece günlük hayatımızı değil, manevi dünyamızı da etkiliyor. Bu yıl da ramazan ayını buruk geçirdik. Camilerimiz kapalı değildi ama teravih kılınamadı. Omuz omuza saf tutmayı bir süre daha ertelemek zorundayız. Salgının boyutları hiç kimsenin tahmin edemeyeceği noktalara ulaştı ama bugünler de geçecektir. Ümidimiz ve dileğimiz sonraki bayramların normal şartlar içinde idrak edilebilmesidir. Asıl burukluğumuz Kudüs’te, Gazze’de yaşanan zulüm ve katliamdan dolayıdır. Bu mübarek bayram gününde terörist devlet İsrail’i lanetliyorum. Zulüm ile abat olanın akıbeti eninde sonunda ama mutlaka berbat olacaktır.

NE ONLARDA YALAN BİTER, NE BİZ MEYDANI BOŞ BIRAKIRIZ

Zillet güruhu her ne kadar bayram seyran dinlemeden kriz, kaos ve yıkım siyasetini sürdürüyor olsa da, bu güzel bayram gününde ağır siyasi meselelere girmek istemiyorum. CHP ve yancıları var olukça ne yanlış, yanılgı, haksızlık, yalan ve karalama ve hatta ihanet biter, ne de biz bunlara meydanı boş bırakırız. Her bayram olduğu gibi yine bazı vecizeleri değerli okuyucularımızla paylaşmak istiyorum. Mübarek Ramazan Bayramı’nın Türk ve İslam âlemine huzur, refah ve başarı getirmesini diliyorum. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile kurucu kahramanlara ve arkadaşlarına, bölücü ihanetle mücadele ederken hayatlarını kaybeden asker, polis, korucu ve bütün aziz şehitlerimize, ömrünü Türklük ve Türkiye ülküsüne adamış büyüklerimize Allah’tan rahmet niyaz ediyorum.

BOZKURT

Atatürk, Bozkurt’u devletin her kurum ve kuruluşunda kullanmıştı. Daha Cumhuriyet ilan edilmeden TBMM’nin 1922’de çıkardığı pullarda, 1924’te kurulan Türkiyat Enstitüsünde, MTTB’nin ambleminde, İzcilik-Yavrukurt Teşkilatında, 1927’de çıkarılan kâğıt paralarda Bozkurt amblem ve logoları kullanılmıştır.

İlk yolcu gemimizin adı Bozkurt’tu ve TCDD trenlerine Kara Kurt adı verilmişti. Yakın çevresindekilere Bozkurt soyadı veren Atatürk’ün emriyle Petrol Ofisinin amblemi ve sigara logolarında Bozkurt sembol olarak kullanılmıştı.

Tarihçi Yılmaz Öztuna, “Bozkurt, Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar bütün Türklüğün sembolüdür” diyor ve ekliyor: “Gençliğin elinden Bozkurt’u alırsanız, onları Mao’nun, Lenin’in, Marks’ın posterlerine mahkûm edersiniz.”

ÜLKÜCÜLER

-Türklük bedenimiz, İslamiyet ruhumuzdur. Ruhsuz beden ceset olur.

-Ülkücüler, insanlık âlemi içinde ne uşak olmayı, ne de başkalarını uşak olarak kullanmayı kabul etmeyen şerefli bir bayrağın taşıyıcısıdır.

-Millî kalkınmamızı gerçekleştirmek, her Türk ferdini hür yapabilmek için Türk milletini yeniden kurmak zorundayız. Vatandaşlarımız arasında parti, mezhep, ırk ve bölge farkı gözetmeksizin karşılıklı sevgi ve saygıya dayanan bağlar dokuyacağız.

- Gençliğimizi büyük bir savaş beklemektedir. Bozgunculuğa, tembelliğe, ahlaksızlığa, cehalete, yalancılığa karşı büyük bir savaş.

-Milletler yabancı kuvvetlerin orduları ve diğer maddi güçleri tarafından yok edilmeden önce, manevi ve fikir güçleri tarafından esaret atına alınırlar. Böyle bir toplumun esir ve yok olması kesin hâle gelir.

Alparslan Türkeş

DAVA

-Sokak başka şey, meydan başka şey. Sokaklar çok karanlıktır, tehlikelidir. Bizim partililerimiz yoktur. Dava arkadaşlarımız vardır. Dava ne alınır, ne satılır.

-Silik ve sessiz bir gölge gibi duran gönüller ihya olmalı, iradeye geçirilen esaret zincirleri kırılmalıdır.

-Tohumu şefkatle atarsak, ürünü neşeyle toplarız. Söz ruhtan gelmiyorsa, kalben onaylanmıyorsa, yani dürüst değilse, altında bir oyun vardır.

-Şuurumuzdaki pırıltılarla beraber sahiplenecek bir vatan, bir millet, dalgalanacak bir bayrak bizi bekliyor.

Devlet Bahçeli

Sayın Devlet Bahçeli, 10’uncu Büyük Kurultay konuşmasını, merhum şairimiz Arif Nihat Asya’dan esinlendiğini söylediği, hafızalardan çıkmayan, tarihe mal olmuş şu dua ile bitirmişti. Biz bir bayram duası olarak paylaşalım:

Biz, kısık sesleriz; minareleri ezansız, gökyüzümüzü bayraksız bırakma Allah’ım.

Müslümanlık ve Türklükle yoğrulan yurdumuzu çaresiz bırakma Allah’ım.

Biliyoruz hasma karşı koymasını, bizi cansız bırakma Allah’ım.

Bizi sevgisiz, susuz, havasız ve vatansız bırakma Allah’ım.

Bizi yersiz, yurtsuz, yarınsız ve yalnız bırakma Allah’ım.

Biz ki, bin yıllık kardeşlik dedik, bizi ayrı düşürme Allah’ım.

Biz ki, bağımsızlıkta karar kıldık, bizi esaret altında bırakma Allah’ım.

Kötülerle mücadelemizde bizi bir başımıza bırakma Allah’ım.

Musibetleri al başımızdan, felaketleri at hanemizden, bizi garip koyma Allah’ım.

Milletimi yaşat, devletimi var et, insanımı huzurlu ve saadetli et; sen bizden yardımını esirgeme Allah’ım.

Bozkurdun başını dik, Ülkücünün alnını açık ve Üç Hilal’in geleceğini kutlu et Allah’ım.

Günahlarımızı affet, bize sevdiklerinden ve sevenlerinden olabilmeyi nasip et Allah’ım.

“Türk milleti sensiz asla.”

Ne mutlu Türk’üm diyene.