Galatasaray’da Mauro Icardi’nin varlığının, daha doğrusu yokluğunun takımdaki etkisi Kayserispor karşısında daha net ortaya çıktı. Arjantinlinin varlığı rakip savunmaları o kadar meşgul edip, zora sokuyordu ki, diğerleri onun yarattığı boşluktan büyük rahatlıkla yararlanıyordu. Icardi ve Bakambu’nun yokluğunda oynayan Halil’in ne bir tehdit ne bir pas istasyonu olamayışı, takımın öndeki etkinliğini azalttı.

Son 4 maçı kayıpla geçen eksiği çok Kayserispor’un tempoyu yavaşlatmasıyla ortaya yavan bir oyun çıktı. Mertens’in boş kalıp dışarı vurduğu da olmasa, maç değil 5’e 2 antrenmanı izleniyor sanılırdı. Tek şans, duran top pozisyonundan gelen gol evinde kaybetmeyen ev sahibinin skoru almasını sağladı. Gol tribünlerin sesini yükseltti. Ancak, takım aynı yükselişi gösteremedi.

Son 7 maçta kalesinde yalnızca 2 penaltı golü gören sarı kırmızılıların, bir penaltı golü daha yemesine Muslera engel oldu. İkinci yarıda konuk etkili başladı. Bu süreçte Zaha’nın topları ezişini izleyen ev sahibinin, sürekli yapılan geriye paslardan birinde golü ikram etmesi skora denge getirdi. Sonrası kontrolsüz baskı, her fırsatta istatistik getirmekten başka anlamı olmayan şut girişimleri... Yine bir duran top. Bir VAR penaltısı. Yine kötü oyunla gelen 3 puan... Galatasaray evinde yine kazandı, ama İcardi’yi çok aradı.