Spor Toto Süper Lig’in lideri Medipol Başakşehir, 28 haftada elde ettiği puanlarla, ortaya koyduğu disiplinli, ezberlenmiş oyun anlayışı ile, kalecisinden başlayan pas organizasyonunun kusursuzluğa yakın haliyle bulunduğu yeri hak ediyor.

Spor Toto Süper Lig’in lideri Medipol Başakşehir, 28 haftada elde ettiği puanlarla, ortaya koyduğu disiplinli, ezberlenmiş oyun anlayışı ile, kalecisinden başlayan pas organizasyonunun kusursuzluğa yakın haliyle bulunduğu yeri hak ediyor.

En kritik maçlarda, maçın en kritik anlarında çözüm üretme becerisine sahip yetenekli oyuncuları, ezberletene kadar uygulattığı taktiğin sahaya yansımasını kontrol eden teknik direktörü ile gol yemeden atarak kazanan bir takım.

Bu oyun anlayışı, teknik direktörü, futbolcuları çok değil, ortalama 15 bin taraftara sahip bir takım formasını giydirin, şimdilerde, ‘Kim ikinci olacak?’ tartışması yapılıyordu.

Bir tarafta şampiyonluğun en büyük adayı, diğer yanda ikinci yarıda tehlike bölgesinden kurtulan, 5’ncilik ve Avrupa hayalleri kuran Çaykur Rizespor…

Ve tribünlerden yükselen ses, “Burası Rize burdan çıkış yok!”…

Şampiyonluğa oynuyorsun, bilmem kaç yüz kilometre öteden bir takım geliyor ve taraftarı senden fazla… En deneyimli Emre Belözoğlu bile o kadar yorgun ve bıkkın bir ruh halindeki, hakemin verdiği kararlara itiraz bile etmedi.

Liderin oyun içindeki tek farklısı, her zaman kendi işini yapan Edin Visca oldu ilk yarıda. Onun girişimlerini de durduran Gökhan Akkan…

İkinci yarıda ilkinden farklı geçmedi. Başakşehir bastırır gibi yaptı. Pas yapmak istediler, ayaklar gitmedi. Şut atmak istediler. Atamadılar, attıklarını Gökhan Akkan kurtardı. Üstüne üstlük konuk takım Vedat Muriç ile bir de gol bulunca, Avcı takımını canlandırmak için oyuncu değiştirdi durdu.

Sahaya hırs aşılamaya çalıştı. Tempo yüklemeye çalıştı. Değişiklikler oyuna değilse de Emre’ye hırs verdi. Deneyimli ayak, hakemlere yönelik klasik ‘isyan-itiraz’ davranışını sergiledi.

Ancak, taraftar olmayınca, arkadan iten, destek veren alkışlayan olmayınca, o da bir yere kadar.

Unutulmamalıdır ki, futbol güzel bir oyundur ve keyfi goldür…

Ve gol olduğunda, tribünlerden yükselen ses, bomba gibi patlayıp rakibi sindiremiyorsa, uğultusu, yorumları, mutluluk dalgaları şeklinde yayılmıyorsa, onun da bir hükmü yoktur.

Ve hakem Hüseyin Göçek’in verdiği bu penaltı ve daha önce ceza aldığı penaltının ligin kaderine etkisini 5 maç sonra göreceğiz.