"Hayat kapısından tek tek Her giriş ecele doğru. Toprakta sürünür bebek Her karış ecele doğru. İster yürü, ister bekle İster çıkart, ister ekle Geç kaldım diye gam çekme Her varış ecele doğru.”

          Merhum şair Abdürrahim Karakoç’un dizelerinde ifade ettiği gibi bu dünyada ne yaparsak yapalım “Her varış ecele doğru.” olacaktır. Doğan, elbette bir gün ölecektir. Her canlı bir vesileyle bu dünyadaki ömrünü tamamlıyor ve ecel vakti geldiğinde bu dünyadan göçüp gidiyor.

          Geçtiğimiz günlerde bir değerimizi daha ebedi yolculuğuna uğurladık… Salgın korona hastalığı bir değerli insanı daha bizden aldı. Ankara’ya ilk geldiğim ve Ülkü Ocakları Genel Merkezi’nde göreve başladığım 2000’li yıllarda tanıştığım, efendiliği, adamlığı, fedakârlığı gönlümde hep “ayrı bir parantez” olan Berikan Yayınevi sahibi Cuma Ağca’yı kaybettik.

          Korona hastalığına yakalandığını öğrendim günden bu yana günlük haberleşiyor, sağlık durumunu düzenli soruyordum. Hep “Daha iyi oluyorum”, “İyiye gidiyor hamdolsun”, “Doktorlar daha iyi olacak diyor”, “Daha iyiye gidiyorsun diyor doktorlar” diye karşılık veriyordu. İlerleyen günlerde yine “Nasıl oldun Cuma abi?” diye mesaj attığımda “Yıldıray Bey ben Recep. Küçük oğluyum. Babam oksijen seviyesi düştüğü için pazar günü yoğun bakıma alındı. Bekliyoruz iyi olmasını” cevabını almıştım. Yüreğime bir sızı düşse de hep iyileşip aramıza döneceğine dair umutluydum. Her iftar ve sahur sofrasında bu umudumu güçlendirecek duamı ediyordum. Ama maalesef haftalardır sürdürdüğü hayata tutunma mücadelesini geçtiğimiz gün kaybetti.

          Medya, edebiyat, kültür ve sanat dünyası gerçekten üretken, fedakâr bir duayenini yitirdi. Cuma Ağca’nın sahibi olduğu Berikan Yayınevi birçok şaire, yazara, akademisyene gönlünü sonuna kadar açan yuva olmuştu. Gönül adamı Cuma Ağca, kitap çıkarmak isteyen ama yeterli parası olmayanı asla kapıdan geri göndermezdi. Kaç tane genç yazarı Berikan Yayınevine yönlendirdiğim olmuştur. Cuma Ağca da gönül adamı ve cömert olmanın her adımını, onlara karşı her zaman atmıştır. Kutlu Sesleniş dergisindeki 2015 yılında yayınlanan röportajında bu durumu kendisi de “Camiamızın fikren, ilmen ve kültürel anlamda desteklenip beslenmesi, siyaseten desteklenmesi için hiçbir fedakârlıktan kaçınmıyoruz. Kârdan çok hizmeti esas alıyoruz.” sözleriyle ifade ediyordu.

          Kaybettiğimiz şahsiyet işte böyle bir değerdi. Berikan Yayınevi merhum Cuma Ağca’nın ailesine bıraktığı miras kadar, milliyetçi camiaya bırakılmış medya-kültür-sanat-edebiyat alanında yayınevi mirasıdır. O yüzden bu yayınevi yaşamalı ve yaşatılmalıdır. Yeni şairlere, yeni yazarlara, yeni romancılara yol açan olmalı, tecrübeli şairlere, romancılara ve yazarlara ev sahipliği yapmaya devam etmelidir.

İşte böyle bir manzara karşısında Cuma Ağca’nın ruhu şâd olacaktır.

          Cuma Ağca toplumda çoğalmasını istediğimiz beyefendi, fedakâr, çalışkan, üretken bir insan modeliydi. Yokluğu her daim aranacaktır.

          Cuma Ağca ardında güzel eserler, güzel izler bırakarak ebedi dünyasına doğru gitti. Allah rahmet eylesin. Mekânı cennet olsun.

Ailesinin, dostlarının ve Ülkücü camianın başı sağ olsun…

Ülküdaş, dost, ağabey Cuma Ağca seni asla unutmayacağız.