CHP'nin gündemi değişmiyor. Kimi zaman şaibeli kurultay davası, kimi zaman CHP'li belediyelere yönelik düzenlenen yolsuzluk soruşturmaları, kimi zaman ise parti için muhalefete yönelik alınan tavır. Ne memleket hayrına bir çözüm önerisi, ne de dünya gündemine dair bir değerlendirme sunabiliyor parti. Bu durum kendi içlerinde de sıkça tartışılıyor.
CHP'nin önde gelen bir çok ismi, partinin 'İmamoğlu Holding' gibi yönetildiği, Ekrem İmamoğlu'nu merkezine alan bu tavrın CHP'ye ciddi zarar verdiği görüşünde. Özgür Özel'in son günlerde kontrolü kaybetmişçesine yaptığı açıklamalar, hakarete varan cümleleri ve ‘büyük haber’ diye duyurduğu iddiaların içinin boş çıkması kendilerine yakın gazetecilerin dahi tepkisini çekiyor.
Kemal Kılıçdaroğlu'na ağır saldırı
Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun avukatı Celal Çelik, Kılıçdaroğlu'nun, kendisinin kullandığı hukuk ofisini çalışma ofisi olarak kullanmaya başladığını duyurdu. "Güdümlü medyanın ve trollerin aylardır Kılıçdaroğlu’nun çalışma ofisine ilişkin giderleri karşılamakta zorlanacağını söyleyerek saldırdıklarını" söyleyen Çelik, Kılıçdaroğlu'nun maaşı dışında geliri olmadığını kaydetti. Çelik, Kılıçdaroğlu'nun memleket için siyaset üretmeye ve bu bağlamda misafirlerini kabul etmeye başladığını bildirdi.
Geçtiğimiz gün yayınlanan bu haber, CHP içindeki trollerin yanısıra, Özgür Özel cephesinde de tepkiyle karşılandı. Muhalif kanadın yok olmasını isteyen 'Özel'ciler, Kılıçdaroğlu'na bel altı vurmaya çalıştı. Kılıçdaroğlu cephesinden ise bu isimlere çok sert bir şekilde karışılık verildi. CHP eski Milletvekili Barış Yarkadaş, katıldığı bir televizyon programında şunları söyledi:
KILIÇDAROĞLU ÖLSÜN İSTİYORLAR
Kemal beye yapılan tam anlamıyla siyasi namussuzluk. Kemal Kılıçdaroğlu ölsün istiyorlar. Bu nasıl bir ahlaksızlık. Kemal beyin ofisinin sahibi Emin bey bizim dostumuz. Düşük bir kira bedeliyle Kemal bey orayı kullanıyordu. Mali sıkıntı yaşayınca, Emin bey Kılıçdaroğlu'ndan izin alarak orayı satmak istedi. Kemal bey de "tabii" dedi, “ne zaman isterseniz boşaltabiliriz.” Sonra avukatı Celal Çelik, “Benim ofisim büyük orayı kullanın” dedi. Kemal bey de kabul etti. Bu bir vefa, bir yoldaşlık, dostluk örneği.
"İTALYA'DAN BELEDİYE MÜTEAHHİTİNE JAKUZİ GETİRTENLERE SORUN!"
Murat Karayalçın'ın ofisini neden sormuyorlar. Önder Sav'ın da ofisi var. Ya kardeşim, siyaset demek illa bir partide oturmak değil. Kemal bey buharlaşsın mı? İki-üç tane akademisyen kılıklı ahlaksız var.. “Efendim kirayı verdi mi” diyorlar. Bak Evladım, siz bu kadar ahlaklı namuslu adamsanız. Önce her gece yayınına çıktığınız, televizyon kanalının binasının sahibine sorun o bina nasıl alındı. Kemal bey bina alabilirdi. Ne zaman alabilirdi biliyor musun? Bankadaki tüm birikimini, bir muhalif kanala getirip bağışlamasaydı alabilirdi. Ahlaksızlar. Kiranın peşine düştünüz, ders veriyorum size, o çok övdüğünüz belediye başkanlarından biri İtalya'dan üç tane jakuzi getirtti mi? Hadi size ders. İtalyan dergilerine bakıp belediye müteahhitine fotoğrafını çekip, “İtalya'dan geleni beğenmedim, bunu getirt” dedi mi? O jakuzi de geldi beğenmediler. Sonra başka bir dergide beğendiğini getirtti mi? Evladım. Sözde akademisyen kılıklı, al sana ders. Belediye başkanının oğlu “teknem var” diyor sormuyorsun. 700 bin dolar Avrupa'ya götürüyor, “annemin verdiği harçlıktan biriktirdim” diyor sormuyorsun, düşmüşsün Kemal Bey kira veriyor mu vermiyor mu? Belediyeden ihale alıp kira mı ödüyoruz.
