Geçmişinde AKP-FETÖ arasında konumlanmış bir tiplemeydi. Sonra menfaatlerine dokunulunca AKP muhalifi oldu. Bu yüzden CHP ve yancıları tarafından parlatılmaya çalışıldı. Sürekli televizyon kanallarına çıkardılar, yazılarına yer verdiler, röportaj yapmak için yarışa girdiler ve kitaplarının reklamını yaptılar. Adı Levent Gültekin…

          AKP ve MHP’den nefret ediyor. MHP’den ise AKP ile olan birlikteliğinden dolayı daha çok nefret ediyor. Her konuşması ve yazısında bu nefretini tatmin etmeye çalışıyor. Bir ara Meral Akşener’in partisinde kurucu üye olacağı konuşulmuştu. Olmadı ama onu şimdi hepsi kullanıyor. Geçtiğimiz yıllarda MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye yönelik ahlaksız ve haddini aşan cümleler kurunca “Küfürbaz Sakallı” başlıklı bir yazıyla cevap vermiştim. Geçtiğimiz günlerde “Bahçeli, Erdoğan’ı nereye sürüklüyor” başlıklı bir video çekmiş, Cumhur İttifakı’na olan nefretini tatmin etmek için her türlü saçmalığı yumurtlamış…

          Cumhur İttifakı’nın istediği, sosyal medyada insanların şerefi ve namusuyla oynayan kişilere karşı ahlaki ve hukuki düzenleme konusundan girmiş, nerelerden çıkmış…

Devlet Bahçeli, Recep Tayyip Erdoğan’ı otoriterleşmeye, baskıcı sistem yaratmaya yönlendiriyor

Devlet Bahçeli, Recep Tayyip Erdoğan bana muhtaç olsun diye onu kimseyle diyaloga sokmuyor.

Devlet Bahçeli, Recep Tayyip Erdoğan’ı bitirmek için her türlü tezgâhı kuruyor. Erdoğan’ı kendi tabanıyla, muhafazakâr tabanla küs haline getirdi

Devlet Bahçeli, Türkiye’yi dünyada zayıflatmak için, Türkiye’yi Irak yapmak için, Suriye yapmak için, onlar gibi bölüp, parçalamak için bir odakla çalışıyor.

          Bu ve benzeri cümlelerle bir hayal dünyası kurup, nefretini o hayal dünyasının içine kusmuş… Bu nefreti daha renkli olsun diye, Doğu Perinçek, Cumhur İttifakı’nın neresinde ise hayal dünyasında onu da konumlandırmış…

          Baştan başlayalım. MHP Lideri Devlet Bahçeli nerede, ne zaman “Sosyal medyayı kapatalım” dedi ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı bu konuda baskıcı rejime sürüklemiş olsun?

          Sosyal medyanın olması gereken özelliğine vurgu yapıp, bunun mecrasından saptırılmasına “İnsan şerefine, insan namusuna, insan haysiyetine envai çeşit saldırganlığı provoke eden sosyal medyanın bu haliyle varlığı akla, ahlaka ve insani değerlere tamamen aykırıdır. Sosyal medya terörü, insan ve toplum huzuruna kastetmektedir. İtibar suikastlarının kurgu mekânı, insan onurunu ayağa düşüren, akla ve hayale sığmayan fitne ve dedikoduların sığınak ve barınağı olan sosyal medya, geleceğimiz, milli ve manevi gerçeklerimiz açısından vahim bir tehdit ortamını kökleştirmiştir.” diyerek bu halinin ahlaki ve hukuki düzenlemesinin elzem olduğunu belirtmesi Levent Gültekin’i niçin rahatsız etmektedir? Sosyal medyada Levent Gültekin’in namusu ve şerefiyle ilgili bir kara propaganda yapıldığında, Levent Gültekin bundan mutlu mu olacaktır? Ahlaki ve hukuki düzenleme istemenin neresi baskıcı rejim özlemidir?

          “Twitter’ı kapatırız, yasal olarak bu mümkün” diyen Trump’ın Amerika’sı mı özgürlükler ülkesidir? Sosyal medyada insanların şerefi ve namusuyla oynamak, dünyanın neresinde özgürlük olarak görülüyor? Levent Gültekin, kendi namusun ve şerefinle oynatmak sana göre özgürlük olabilir ama biz böyle bir özgürlük tanımıyoruz.

          MHP Lideri Devlet Bahçeli, ilke ve ölçüleriyle hareket eden bir liderdir. “Bana muhtaç olsun” diye kimseyle dostluk kurmaz. Duruşu kendi ilke ve ölçüleriyle alakalıdır. Verdiği sözde sonuna kadar durur, karşı olduğu bir konuda da dostlarına da, düşmanlarına da bunu açıkça ifade eder. Bunların hepsini yaparken de “Benim aklım hep Türkiye’dir” ölçüsüyle hareket eder. Cumhur İttifakı içinde yanlış gördüğü meseleleri de en yüksek sesle ifade etmesi, bu ilke ve ölçülerin rahatlığından kaynaklanmaktadır.

          MHP Lideri Devlet Bahçeli ne yapmış ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kendi tabanıyla, muhafazakâr tabanıyla küstürmüştür? Devlet Bahçeli’nin hangi konuda, hangi olayda muhafazakârları üzecek bir eylemi ve söylemi olmuştur? Bir tane konu ve olay göstermen mümkün değilken, deli saçmalıklarını niye üretiyorsun? Oysa muhafazakârlıkta en tavizsiz duruşu sergileyen Devlet Bahçeli iken, nasıl onun sayesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın muhafazakâr tabanla arası açılıyor? AKP-MHP arasında fitne yaratmaya çalışıyorsun bari biraz üretmeye çalıştığın fitneler akla ve mantığa yatkın olsun.

          Ya “Devlet Bahçeli, Türkiye Irak ve Suriye gibi parçalansın, bölünsün diye belli bir odakla çalışıyor” sözüne ne demeli? Herhalde bir an MHP Lideri Devlet Bahçeli’yi, kendisinin destek verdiği HDP, teröristbaşı Öcalan, terörist Demirtaş, Barzani, YPG ve PYD ile karıştırdı. MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin zaten en büyük hedefi Türkiye’nin bölünmüş Irak gibi, parçalanmış Suriye gibi olmaması için mücadele iken, bu cümleyi bir deliye bile söyletemezsiniz ama Levent Gültekin gevşek gevşek bu cümleleri kurabiliyor.

          PKK, HDP, terörist Demirtaş, Barzani, teröristbaşı Öcalan söz konusu olunca demokrasi, özgürlük naraları atan adam, MHP ve Devlet Bahçeli konu olunca adeta kendinden geçiyor. Daha önceki yazımda da belirttiğim şu ifadeler aslında Türkiye’nin Irak ve Suriye gibi olmasını isteyenlere, Levent Gültekin’in desteğinin nasıl olduğunu göstermişti.

Öcalan’ın açıklamasını nasıl buldunuz?” diye soruyorlar.

İyi bir açıklamaydı. Bende gazeteci olarak bir açıklama yazacak olsam aynısını yazardım” diyor.

HDP-PKK ilişkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?” diye soruyorlar. “Bize PKK ile ilişkisini kesmiş bir HDP lazım değil, böyle saçma bir talep olmaz ki. Bu insanlar HDP’ye o sorunu çöz diye oy verdiler. PKK ile ilişkisini kesmesi ne demek? HDP’nin PKK ile ilişkisini asla kesmemesi lazım bu sorun bitinceye kadar.” diyor.

HDP’ye bakışınız nedir?” diye soruyorlar. “Ben HDP’lilerin daha fazla işin içinde olması gerektiğini savunanlardanım” diyor.

Kerkük’teki gelişmelere nasıl bakıyorsunuz?” diye soruyorlar. “Sen, Kerkük Türkmenlerin dersen, birileri de Diyarbakır benim der” diye cevap veriyor. Yani diyor ki, “PKK ve Barzani Diyarbakır benim derse ne yapacaksınız?

AKP-cemaat ilişkisini” soruyorlar. “Cemaatle AKP’nin kavgasından keyif alanlara şaşırıyorum. Bu kavganın onları etkilemeyeceğini düşünüyorlar. Hocaefendinin dediğinin çok doğru çıktığını da görüyorum. İsrail’in otorite olduğunu hepimize de gösterdi.” diyerek Hocaefendi güzellemeleri yapıyordu.

***

          Kişiliğini yansıtan bu özet bile aslında Levent Gültekin’in fikrini, düşüncesini deşifre ediyor. Onun derdinin hainlere demokrasi ve özgürlük olduğu çok net anlaşılıyor. Cumhur İttifakı’na olan nefretin sebebi de hainlere geçit verilmemesidir. Emin olun başka bir derdi yoktur.

          Türkiye’de özgürlük isteyenler kim, PKK’lılar, FETÖ’cüler… Bunlara özgürlük peşinde koşanlar kim, CHP ve yancıları… Bunların tetikçiliğini yapan kim, Levent Gültekin ve benzerleri…

          Aslında bu yazı Levent Gültekin’in şahsına yazılan bir yazı değil, o ve onun gibilere yönelik genel bir yazıdır.

          Cumhur İttifakı’na dair bir yerde düşmanlık görüyorsanız, emin olun orada Türkiye üzerinde kirli ve hain emeller bulabilirsiniz.

          Levent Gültekin’in fitnelerindeki iğrençliğe bir bakın, Cumhur İttifakı’na karşı gözü dönenlerin üretmeyeceği fitne yoktur.

          Binlerce askerimizin, polisimizin, vatandaşın ölümünde PKK’lı teröristleri azmettiren terörist Demirtaş için “Selahattin Demirtaş’a uygulanan rehine politikasına artık son verilmeli.” diyen Levent Gültekin, Türkiye’de demokrasiden, baskı rejiminden bahsediyor. Allah’ım bizlere sabır, bunlara da akıl, mantık ve karakter ver…