Savunmanın sağında yeni yıl kazazedesi Omar Elabdellaoui, orta sahada gizli-açık patron Taylan Antalyalı, takımın asist uzmanı Sofiane Feghouli, takımın golcülerinden Mbaye Diagne kadroda yok. Radamel Falcao kenarda. Teknik Direktör Fatih Terim, tahkimce bir maç indirim yapılan cezasını tamamlamak için tribünde.

Rakip, geçen hafta, önce gök, ardından Atakaş Hatayspor sağanağı altında kalan Fraport TAV Antalyaspor. Konuk takımda da golcü eksikleri vardı. Teknik Direktör Ersun Yanal, ek olarak takımın ustası Podolski’yi kenarda saklayıp, gol işini ani ataklarda rakip alana uçabilecek Dever Orgill’e bırakmıştı.

Bu koşullar altında başlayan maçın ilk dakikalarından itibaren her iki hocanın oyun planı ve karakteri sahaya yansıdı. Galatasaray’ın acelesi vardı. Sağlı, sollu, ortadan, dönerek, rakibi ablukaya aldı. Şut attı, korner attı. Bir türlü hastanede yatan Omar’a selam göndereceği golü atamadı.

Konuk da eline geçirebildiği topları, pas yaparken kaptırmak yerine, en kestirmeden öne gönderip, kaybedecekse de oralarda kaybetmeyi hedefledi. Bu süreçte, 7 şut deneyen Galatasaray, Boffin’i bir kez zora sokarken, konuk takımın uzatmalarda sonlandıramadığı atak, ilk yarının en ciddisiydi.

Yapılan ortaların boşa gittiğini tribünden net olarak gören Terim, oralarda iş bitirmek için alınan Radamel Falcao’yu oyuna soktu. Ve ilk yarıdan daha da hızlı başladı oyuna ev sahibi. Emre Kılınç’ın profesyonel, akıllı futbolcuya yakışmayacak hareketle gördüğü kırmızı kart, oyunu değiştirdi.

10 kişilik Galatasaray, gol için öndeki sayıyı tamamlamak için savunmadan fazla adam çıkarttı. Konuk takım iyice geriye yaslandı. Rakibi iyice üzerine çekip, arkada kalan geniş alanı kullanmaya yönelik oynadı. Falcao’nun bir kez daha sakatlanması karanlığın habercisi gibiydi. Ve bir hafta önce güle oynaya liderliğe çıkan Galatasaray, eksiklerine yenilerini de ekleyerek, zor haftalara yorgun ve yaralı bir başlangıç yaptı.