Bu maç için ne yazılır ki ?

Rakip zaten zayıf, bir de erken kırmızı kart gelince, iş daha oyunun başında “Kedi-Fare oyununa döndü. Kerem’in kıvraklığı, Halil’in son vuruşları skorun artmasında etken oldu.

Tabi bu maç bizim için ölçü olmaz.

Teknik patron Kuntz güçsüz rakibine karşı gereğini yaptı, hücumda etkili oyunları sahaya sürdü. Ancak doğru dürüst top yapamayan Cebelitarık 10 kişi kaldıktan sonra çizgiye inebilen, adam eksilten Abdülkadir Ömür’ün oyuna alınmasını beklerdik. Bir Cengiz, bir İrfan Can, bir Yusuf eksik olmazsa fark daha ilk yarıda 5-6 olurdu belki de. Sonuç olarak Kuntz gereğini yapıyor, bu bizim için önemli. İsime forma vermiyor, izlediği, güvendiği isimleri sahaya sürüyor. Bunun en son örnekleri Barış, Halil ve Kerem. Oyuna iyi başlamayan Caner ve Zeki’yi de hemen oyundan alması, taviz vermediğinin en büyük göstergesi. Alman disiplini bu olsa gerek. Futbolcularına yakın ilgi gösteriyor ama iş oyun alanına gelince, bildiğini okuyor.

Cebelitarık karşısında alınan bu skor yeter mi, onu Salı günü göreceğiz. Bu oyun daha ciddi bir rakip olan Karadağ’a yeter mi, onun cevabı da Salı gününde. Dün geceki skorlardan sonra iş tamamen bizim Karadağ’ı yenmemize kaldı gibi görünüyor.

O zaman “Haydi bizim çocuklar...”

Yenin şu Karadağ’ı da, güldürün şu pandemi günlerinde yüzümüzü. Tabi sadece bizim aldığımız skorların bir önemi yok. Norveç’in de puan kaybetmesi gerekiyor. Yani tüm umudumuz Hollanda’nın, Norveç’i yenmesi ve bizim de Karadağ’dan 3 puan çıkarmamız. Umarız her şey istediğimiz gibi olur.