İzmir'de HDP binasına kanlı bir saldırı gerçekleştirilmesi sonrası, bir etnik fitne provokasyonu denendi ama bu oyun çok şükür yine tutmadı. İzmir’de HDP İl Örgütüne yönelik provokasyon kokulu saldırıda hayatını kaybeden Deniz Poyraz’ın, annesinin, babasının ve üç kardeşinin PKK bağlantılarına baktığımızda bile HDP’nin Türk milletinin birliği, beraberliğini ve kardeşliğini bozacak terör bağlantılı bir fitne olduğunu hemen anlayabiliyoruz.

          Deniz Poyraz saldırıda hayatını kaybediyor, baba HDP İzmir İl Örgütü önüne geliyor ve başlıyor “Serok Apo sağolsun, Başkan Apo sağolsun” diye slogan atmaya… Bu ailenin üç tane çocuğunun da PKK’lı olmaktan cezaevinde bulunduğunu göz önüne alırsak, HDP’nin terör yuvası olduğu gerçeği bir kez daha çok net gözüküyor.

          Deniz Poyraz’ın babası HDP İzmir İl Örgütü önünde PKK propagandası yapmakla yetinmiyor, PKK’nın Mezopotamya isimli haber ajansına da “Deniz benim Denizim değil Kürdistan’ın Denizidir. Biz dağlarda direnen aslanlara borçluyuz. Şu anda düşmanın tank ve toplarının önünde direniyorlar. Biz ne kadar bedelde versek halen onlara borçluyuz” şeklinde açıklama yapıyor.

          Kandil’deki teröristlerin yapabileceği bu bölücü açıklamayı kızı öldürülmüş bir baba, İzmir gibi bir ilde yapabiliyor. Baba ve anne evlat kaybetme derdinde değil, onların tek amacı “Evlatlarımız PKK’ya feda olsun” şeklindedir.

          HDP görüldüğü gibi terör örgütü PKK’ya siyaset alanında taşeronluk yapmaktadır. HDP aileleri ve gençleri bölücü örgüte hizmet için tuzağa düşürmektedir.

          Öldürülen Deniz Poyraz’ın annesi, babası ve kardeşleri bu tuzağa düşürülmüş kişiler olduğu gibi, Deniz Poyraz’ın da İzmir Ağır Ceza mahkemelerinde 3 adet ayrı ayrı ceza dosyasının bulunduğu, örgüt üyeliği konusunda savcılık tahkikak dosyasında da bir soruşturmasının devam ettiği, PKK-KCK terör örgütünün gençlik ve kadın alan yapılanmasında faaliyet gösterdiği, “Terör örgütü propagandası yapmak” suçundan açık dosyasının olduğu, PKK’nın kırsal katılım sorumlusu olarak şehirden daha çıkmak isteyenlere işbirlikçilik yaptığı ve 2003, 2008, 2016, 2018, 2019 yıllarında TEM tarafından, 2013 yılında da KOM tarafından gözaltı kayıtları bulunduğuna dair bir sicili olduğu ortaya çıkmıştır.

          Yani HDP’ye yapılan saldırıda öldürülen Deniz Poyraz’ın da terör örgütü PKK’nın batağına saplanmış biri olduğu bu sicilinden anlaşılmaktadır.

          Deniz Poyraz’ın öldürülmesi üzerinden HDP’yi masum göstermeye çalışanlar aslında bu destekle birlikte HDP’nin terör örgütü PKK’ya hizmetini meşrulaştırmaya çalışmaktadır. HDP’yi masumlaştırmaya çalışmak birçok ailenin ve gencin terör örgütü PKK’nın tuzağına düşürülmesine katkı vermekten başka bir anlamı olmaz.

          HDP ve benzeri hangi parti görünümlü örgüt evi var olmaya devam ederse, PKK’nın tuzağına düşürülen aileler, gençler olmaya devam edecektir.

Çünkü terör örgütü PKK tarafından kurulan siyasi partilerin kanlı misyonu budur.

          Bu misyon için kurulan HDP var oldukça bu ülkede terör örgütüne yardım ve yataklık, provokasyon, provokatörlük biter mi?

          HDP’nin kendi varlık sebebi bu olduğu gibi, HDP üzerinden Türkiye’yi karıştırmak isteyenlerin karanlık ellerine de sürekli malzeme üretilmektedir.

HDP’ye yapılan saldırı da işte böyle bir karanlık el senaryosudur.

          Kızı saldırıda öldürülen baba, kızının canı için ağıt yakmak yerine olay yerinde “Serok Apo sağolsun, Başkan Apo sağolsun” sloganı atıyorsa, konuştuğu bölücü haber ajansına dağlardaki PKK’lı yaratıklar için “Biz dağlarda direnen aslanlara borçluyuz” mesajını yolluyorsa bu karanlık ellere malzeme ve toplumu tahrik etmeye gerekçe olmuyor mu?

          HDP İzmir İl Örgütü önünde bazı anne ve babalar PKK’ya kaçırılan çocuklarını HDP’den isteme eylemi yaparken, bu babanın evlatlarını PKK’ya feda etmesi ve kızının öldürüldüğü binanın önünde bile PKK sloganları atması gözden kaçmamalıdır.

          HDP’ye yapılan saldırı sonrası herkes sağduyu mesajı verebilir, etnik fitnelere karşı dikkatli olmaya davet edebilir, karanlık bir elin yaptığı provokasyon kınanabilir ama ne Deniz Poyraz’dan ne de ailesinden masum ve kahraman çıkarılamaz. Olay anında bile on binlerce kişiyi öldürmüş, sakat bırakmış terör örgütü PKK’ya biat eden bir baba, HDP gerçeğini bir kez daha ortaya koymuştur. O değişmeyen gerçek ise HDP terör örgütü PKK’nın yardım ve yaltakçısıdır.

          Anayasa Mahkemesinde kapatma davası görülen bir partinin bölücü terör örgütüne hizmeti asla ödüllendirilmemelidir. HDP’ye kapatılmama gibi bir ödül verildiği vakit, HDP terör örgütü PKK’ya hizmette artık daha pervasız olacaktır. Türkiye’de terörü önlemenin, provokasyonların önüne geçmenin tek yolu HDP gibi kanlı misyonu olan partilere nefes hakkı vermemektir. Mesele “HDP gibi partiler kapatıldı da ne oldu?” gibi olayı basitleştirmek değil, asıl mesele HDP gibi partilerin kuruluşuna niçin izin verildiğini sorgulamak olmalıdır. HDP gibi partiler asla bu kanlı misyonu yaşatamamalıdır. Yoksa yarın HDP’yi kapattın, yine aynı kanlı misyonu devam ettirecek üç harfli bölücü başka bir parti kurulunca değişen ne olacaktır?

          HDP’nin kapatılması yanında, kökten önleyici kararlar alınmalı ki, terör örgütleri demokrasi kılıfı içinde kendine hayat hakkı bulmasın…

Aksi taktirde İzmir’deki provokasyon denemeleri hep olacaktır.

          İzmir’de HDP’ye yapılan saldırı sonrası yaratılmak istenen atmosfer kısa zamanda etkisini kaybetti. Saldırının kanlı bir elin provokasyonu olduğunu herkes gördü. Deniz Poyraz’ın ölümü üzerinden yapılmak istenen “katil devlet” çığırtkanlığı CHP-HDP merkezli birçok propagandaya rağmen tutmamıştır.

          HDP’nin ölen Deniz Poyraz’ı ve ailesini terör örgütü PKK çukurunda kullandığı da anlaşılınca herkes oynanmak istenen oyunu görmüştür.

          Türkiye’de karanlık güçlerin emelleri, provokasyonları, provokatörlükleri hiç bitmemiştir. Bundan sonrada asla bitmeyecektir. O yüzden her bir vatandaşımızdan tutunda herkesin her vakit dikkatli olması gerekmektedir. Etnik fitne ateşini yakmak ve onu kor ateş haline getirmek için sürekli denemeler yaptılar ve halende yapmaya devam ediyorlar. Türk milleti bugüne kadar sağduyusuyla bu oyunların hiçbirine düşmedi, bundan sonrada düşmeyecektir. Türk-Kürt kardeşliği bu ülkenin en bozulmaz güzelliğidir. Bu güzelliği bozmaya çalışanın PKK isimli kalleş terör örgütü olduğunu herkesin bilmesi de bozulmaz kardeşliğin sigortasıdır. İzmir’deki kanlı provokasyon bu hassasiyet üzerinde değerlendirilmelidir.