Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve yanındaki heyetin, TBMM’de grubu bulunan tüm partileri içeriği sadece “Başörtüsünün güvence altına alınması ve aile birliğinin korunmasına yönelik” anayasa değişikliği düzenlemesi için ziyaret etmesi sonrası, 6’lı masa ve medya uzantıları hâlâ MHP üzerinden kendi konumlarını temizlemeye çalışıyor. Çünkü bu 6’lı masaya hangi adresten giderseniz gidin karşınıza muhakkak HDP çıkmaktadır.

          Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve yanındaki heyet “Aile birliğinin korunmasına yönelik” LGBT’ci olan CHP-HDP-İP gibi partileri ziyaret etmeyecek de kimi edecekti? Aile birliğinin korunmasını bozmaya yönelik siyasi eylem ve söylem içinde olan konunun muhatabı zaten bu partilerdir.

          Şu bir gerçektir ki, CHP-HDP ve İP üçlüsünü birbirinden ayırmak, atomu parçalamaktan daha zordur. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve yanındaki heyet işte bu yüzden konunun muhatabı olan bu üç partiyi birbirinden ayırmamıştır.

Başörtüsü gündemini başlatan CHP’ye gidip, ortaklarına gitmemek olur mu?

          “Aile birliğinin korunmasına yönelik” anayasal düzenlemeler yapmak adına "LGBT, Türk aile yapısını bozuyor mu?" sorusuna karşılık "Hayır, ilgisi yok. Niye aile yapısını bozsun?" diyen Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’sini, LGBT’ci Bahadır Erdem’i Genel Başkan Yardımcısı yapan İP’i ziyaret ederken, LGBT’yi toplumda meşrulaştırmayı parti politikası hâline getiren HDP’yi niye ziyaret etmeyeceklerdi?

          MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin “AK Parti heyetinin anayasa değişikliğini görüşmek amacıyla Mecliste grubu bulunan siyasi partileri ziyaret etmesi de son derece doğal ve doğru bir adımdır” dediği nokta işte burasıdır. Başörtüsünü gündeme getiren CHP’dir ve “Aile birliğinin korunmasına yönelik” düzenlemelerin muhatabı da LGBT’ci duruşu olan CHP, HDP ve İP’in bizzat kendisidir. Bu görüşmeler, bir nevi hastalığı yayan bu partilerin kendilerini sınava tabi tutma girişimidir. Yarın bu konuda anayasa değişikliğine karşı çıktıklarında “Başörtüsünün güvence altına alınması ve aile birliğinin korunması” konusundaki tutumlarıyla halka hesap verecek olan da yine kendileri olacaktır.

          Konuyu hep bu odak noktasından alıp, sanki bu ziyaretler içinde CHP-İP ikilisiyle görüşülmemiş, sanki sadece bunların ortağı HDP ile görüşülmüş ve görüşülen konuda yeni bir “çözüm süreci başlatılıyormuş” gibi sunmaları hem alçaklıkları hem de ahmaklıkları olmaktadır.

          MHP Lideri Devlet Bahçeli bu konuyu ilk değerlendirmesinde “HDP’ye nasıl baktığımızı tekrar etmeye lüzum bile duymuyorum. AK Parti heyetinin CHP’yle kurduğu temasa ses çıkarmayanların bizim sırtımızdan HDP’yi dillerine dolamaları müflis ve müfsit bir tavırdır. Zira bizim gözümüzde HDP neyse, CHP de odur ve aynısıdır” yorumunda bulunduğu hâlde, kendi ortakları HDP’yi kullanarak, MHP üzerinden siyasi manevra yapmaya çalışıyorlar.

          MHP Lideri Devlet Bahçeli önce hafta sonu gerçekleşen Elazığ mitinginde “Bizim gözümüzde PKK neyse HDP odur. Bu kesindir.

HDP neyse CHP aynısıdır. Bu da belgelidir.

          PKK’nın siyasi bünyesi olan HDP ihanetin ve bölücülüğün merkez üssü, toplardamarıdır. Daha fazla gecikmeye meydan bırakmadan Anayasa Mahkemesi tarafından HDP’nin kapatılması da mutlak ve hukuki bir mecburiyettir. Hiç kimse HDP’yle ilgili bize parmak sallayamaz” açıklamasını yaptı.

          Daha sonra da geçtiğimiz gün MHP’nin grup toplantısında “TBMM’de de bölücü sima istemiyoruz, terörist görmeye dayanamıyoruz.

          Biz terör örgütüne eleman devşiren, sözde Kürdistan propagandasıyla sabırlarımızı kevgire çeviren HDP’nin Türk siyaset ve demokrasi hayatında bir saniye yer almasına tahammül edemiyoruz.

HDP, PKK’nın menfur ve melun eylem yoldaşıdır.

HDP, CHP’nin ikiz kardeşi, diğer marjinal partilerin çıkar ortağıdır.

          Terör zillettir, terör örgütleri hıyanettir, teröre karşı üç maymunu oynayanlar da zulmün göbek taşıdır” açıklamasını yaptı.

          6’lı masa ve medya uzantısı bu açıklamaları aklınca ilk açıklamayla kıyaslayarak “Devlet Bahçeli HDP konusunda fikir değiştirdi” diye sunmaya başladı.

          MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin “doğal ve normal” gördüğü, yazımın başında ifade ettiğim “Başörtüsünün güvence altına alınması ve aile birliğinin korunmasına yönelik” anayasa değişikliği yapılmasına dair düzenlemeyle sınırlı ve ilgiliyken, bunlar HDP ile ilgili sanki geniş ve sınırsız bir tanım yapılmış gibi, bunun üzerinden kendilerinin HDP ile olan ihanet ilişkilerini genişletmeye çalışıyorlar.

          HDP ile “PKK-Öcalan” denkleminde bir açılım görüşmesi mi, yoksa LGBT’ci bu üç partiye (CHP-HDP-İP) “aile birliğinin korunmasına yönelik” yasal düzenleme teklifi mi yapıldı?

          AK Parti hükümetinin meseleyi kendi alanında hapsedip, muhataplarını köşeye sıkıştırarak, “Başörtüsünün güvence altına alınması ve aile birliğinin korunmasına yönelik” düzenlemeyi yapma gayreti, MHP Lideri’nin “Son derece doğal ve doğru bir adımdır” ifadesini kullanmasına sebebiyet vermiştir.

          Mahrem tutulan toplantılarla Anayasa’nın ilk dört maddesini değiştirmek için toplantı yapan CHP, HDP, İP üçlüsü; kameralar önünde sebebi-konusu belli anayasa değişikliği için mi bu kadar senaryo yazmaktadır?

          “Devlet Bahçeli HDP konusunda fikir değiştirdi” şeklinde ahmakça attığınız haber başlıkları hükümsüzdür. HDP, CHP-İP ikilisinin büyük ortağıdır. Muhataplıkların öznesi de, yüklemi de budur.

          Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve yanındaki heyetin, TBMM’de grubu bulunan tüm partileri ziyaretinden hemen sonra başlayan tartışmalarla ilgili, Türkgün Gazetesi Başyazarı ve MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin Basın Danışmanı sıfatını taşıyan biri olarak “HDP, CHP'nin ikizi değil mi?” başlıklı bir yazı yazmış ve o yazı içinde “MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin HDP’ye ve terör örgütü PKK’ya bakış açısı bellidir. Bunu da her fırsatta çok net bir şekilde ifade etmektedir. Terör örgütü PKK’ya yardım ve yataklık eden HDP kapatılmalı, terör örgütü PKK ezilmeli ve yok edilmelidir” değerlendirmesinde bulunmuştum.

Bu yazı geçen haftaki MHP Grup Toplantısı öncesi yazılmıştır. Değişen ne?

          MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin açıklamasında bir tezat ve bir değişiklik yoktur. Kiminiz konuyu eksik göstermeye çalışıyor, kiminizin de zekâsı yetmediği için öyle yorumluyorsunuz?

          CHP ve İP’in temel gayesi HDP’yle olan ihanetlerini meşrulaştırmaktır. Ama kendilerinin PKK’ya sahip çıkma konusundaki birliktelikleriyle, yaptıkları seçim ittifaklarıyla, AK Parti hükümetinin “başörtüsünün güvence altına alınması ve aile birliğinin korunmasına yönelik” muhataplığını bir tutmak, ya maske kullananların ya da ihanetini kapatmaya çalışanların işidir. CHP ve İP ikilisi işte bunu yapmaya çalışıyor.

          Meral Akşener’in partisi İP ile CHP’nin belediye başkan adaylarını seçtirmek için yerel seçimlerde yırtınan HDP Eş Başkanı Pervin Buldan da "1 hafta sonra eski ayarlarına dönen bir MHP Genel Başkanı'yla karşı karşıya kaldığımızı söylemek istiyorum. Kendisine nacizane tavsiyem şudur: Bugün konuşan MHP Genel Başkanı'nın 8 Kasım'da konuşan MHP Genel Başkanı'yla bir araya gelerek ortak bir karar vermelerinde fayda var" açıklamasında bulunmuş…

          PKK’lı Pervin, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin ilk açıklamasındaki “HDP’ye nasıl baktığımızı tekrar etmeye lüzum bile duymuyorum” cümlesiyle, son açıklamasındaki “HDP’nin Türk siyaset ve demokrasi hayatında bir saniye yer almasına tahammül edemiyoruz” cümlesi arasındaki farkı bize söyleyebilir mi?

PKK’nın büyük partisi CHP varken, niçin hâlâ küçüklük peşindesiniz?

HDP’yi kapatıp CHP’ye katılmayı düşünmüyor musunuz?

          Dünyayı yıksanız da MHP’nin HDP’ye bakışı değişmez. AK Parti hükümeti birbirinden farkı olmayan bu üç ortağı TBMM’nin prosedürlerinden ve muhatabı oldukları konudan dolayı ziyaret etmiştir. Öküzün altında buzağı aramak neyse sizin yaptığınız da odur.