Ekrem İmamoğlu’nu ölümüne savundular ve desteklediler. Ama Ekrem İmamoğlu’nun HDP’lilere “Size layık olmaya çalışıyorsam ne mutlu bana. HDP’lilerin başımın üstünde yeri var” demesi karşısında sustular. O kadar sustular ki, şimdi yüzlerine vurulunca “Ekrem İmamoğlu, İYİ Partinin adayı değildir” diyerek işin içinden sıyrılmaya çalışıyorlar. İP’liler Türk milletine karşı o kadar ihanet içinde oldular, yanlış kişilerle iş birliği yaptılar ki, herhalde utançlarından her meselede “Biz aslında yoğuz, biz aslında yaşamıyoruz” sahnesini oynuyorlar.

         İP isimli parti öyle bir çuvalladı ki, seçim öncesi hangi ilişkiye girdiler, hangi iş birliğini yaptılarsa hepsini bir bir inkâr etmeye başladılar. Alenen gerçekleşen CHPHDP- İP ittifakını bile inkâra kalkışıyorlar. Herhalde ne kadar inkâr edersek o kadar etkili olur diye düşünüyorlar. İP isimli parti, HDP ile ittifak pisliğini temizlemek uğruna kendini öyle kaptırdı ki, en son geldikleri noktada Ekrem İmamoğlu’nu bile inkâra kalkıştılar.

         İP isimli partinin Toplumsal Politikalar Başkanı ve Ankara Milletvekili Şenol Sunat, geçtiğimiz gün televizyon ekranlarından “Ekrem İmamoğlu, İYİ Partinin adayı değildir” dedi. Hiç güleceğimiz yoktu. Dünyanın tek cümlelik, çok komik fıkrası gibi… Yarın Ekrem İmamoğlu, İP kontenjanından müdür ve şef yaptıklarını kapının önüne koysa hakkıdır.

         Bugün “Ekrem İmamoğlu, İYİ Partinin adayı değildir” diyenler seçimden önce CHP’den, HDP’den, Kandil’den daha çok Ekrem İmamoğlu’nu sahipleniyordu. Kimi “Ekrem İmamoğlu’nun babası şöyle milliyetçi, amcası şöyle Ülkücü” diye Ülkücüleri etkileme masalları anlatıyorlardı. Etkilenen oldu mu? Elbette oldu. Ama Ekrem İmamoğlu’nun gönlü daha ziyade terörist Demirtaş’a ve HDP’ye kaymıştı. Partisi CHP’nin politikası da bu yöndeydi.

         Ekranlarda Ekrem İmamoğlu’nun PKK/ HDP ilişkisi tartışılırken onu savunamayıp “Ekrem İmamoğlu, İYİ Partinin adayı değildir” demek hem mensubu olduğunuz CHP-HDP ittifakına ayıp, hem de Türk milletinin aklıyla dalga geçmektir.

         İstanbul Çatalca’da Ekrem İmamoğlu ile beraber miting yapıp, orada “Hepimiz Ekrem İmamoğlu’na oy vermiş, oyu murdar edilmiş seçmen olarak buradayız. 23 Haziran’da Ekrem Başkanıma mazbatasını yeniden vererek ve o sandıkları oyla patlatarak yeniden seçmek için buradayız” diyen Meral Akşener’de İP’in Genel Başkanı değil o halde?

         Kemal Kılıçdaroğlu, İP Genel Merkezi’nde Meral Akşener’i ziyaret ettiği gün, kameraların karşısına geçip “Biliyorsunuz bizim İstanbul’da adayımız yok ve yine olmayacak. Dolayısıyla Sayın Ekrem İmamoğlu’nu dün desteklemiştik, bugün de elimizdeki tüm imkânları kullanarak destekleyeceğiz” diyen Meral Akşener, Şenol Sunat’ın neyi oluyor?

         Meral Akşener’in ve parti yöneticilerinin Ekrem İmamoğlu’ndan 3 müdürlük, 2 şef kadrosu kapmak için nasıl canla başla çalıştığını bilmeyen mi var?

         Kaldı ki, Ekrem İmamoğlu’nun mazbata dilekçesini tüm terör örgütlerine selam çakmasıyla meşhur CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile aynı arabada giderek veren İP İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu kim? Yoksa korsan il başkanınız mı var? HDP ile ittifak yapıyorlar “Biz yokuz” diyorlar.

Ekrem İmamoğlu’nu ölümüne destekliyorlar “Biz yokuz” diyorlar.

         Bunların “Biz yokuz” komedilerini izleyince Avrupa Yakası isimli dizideki Burhan Altıntop karakterinin komşusunu çıldırtmak için, onun karşısında dondurma yediği ve konuştuğu halde ona söylediği “Ben aslında yoğum, ben aslında yaşamıyorum” dediği sahne aklıma geliyor. Her türlü ihanetin içinde ol, her türlü haini destekle şimdi çık “Biz aslında yoğuz, biz aslında yaşamıyoruz” de…

         Bunlar yakında “İP bizim partimiz değildi, Meral Akşener bizim genel başkanımız değildi” diye açıklama yaparsa şaşırmamak lazımdır.

         Şimdi bunlara Tunç Soyer’i sorun, onu da desteklemediklerini söyleyeceklerdir. Oysa seçim öncesi CHP’den, HDP’den çok Tunç Soyer’i bunlar savunuyordu. Tunç Soyer’in babası Nurettin Soyer’in 12 Eylül 1980 dönemi Ülkücülere işkence zulümlerini örtbas etmek için en fazla Meral Akşener ve Müsavat Dervişoğlu mücadele vermiş… “Babam Nurettin Soyer’in hukukçuluğuyla gurur duyuyorum” diyen Tunç Soyer’i “Suç babadan oğula mı geçer?” diye savunmuşlardı. Tunç Soyer’in HDP-PKK sevdasına daha hiç girmiyorum.

         Ekrem İmamoğlu’nu satan, Tunç Soyer’i hayli hayli satar. Ekrem İmamoğlu’nun karakteri, görev ahlakı, sözüne güvenirliliği, HDP-PKK sevdası patlayınca herhalde biz bunu tanımayalım moduna girdiler.

         Ekrem İmamoğlu’nu ölümüne savundular ve desteklediler. Ama Ekrem İmamoğlu’nun “Demirtaş’ın siyasetteki çizgisini çok beğeniyorum” sözüne sustular.

         Ekrem İmamoğlu’nu ölümüne savundular ve desteklediler. Ama Ekrem İmamoğlu “Demirtaş’ın suçu nedir? Niçin cezaevinde? Uygun bir zamanda ziyaretine gideceğim” dediğinde sustular.

         Ekrem İmamoğlu’nu ölümüne savundular ve desteklediler. Ama Ekrem İmamoğlu’nun terör örgütüne yardım ve yataklıktan dolayı kayyum atanan HDP’li belediye başkanlarına destek için ziyarete gitmesi, Fransa’da yaptığı konuşmayla Türkiye’yi bu yüzden Avrupa’ya şikâyet etmesi karşısında sustular.

         Ekrem İmamoğlu’nu ölümüne savundular ve desteklediler. Ama Ekrem İmamoğlu’nun HDP’lilere “Size layık olmaya çalışıyorsam ne mutlu bana. HDP’lilerin başımın üstünde yeri var” demesi karşısında sustular.

         O kadar sustular ki, şimdi yüzlerine vurulunca “Ekrem İmamoğlu, İYİ Partinin adayı değildir” diyerek işin içinden sıyrılmaya çalışıyorlar. İP’liler Türk milletine karşı o kadar ihanet içinde oldular, yanlış kişilerle iş birliği yaptılar ki, herhalde utançlarından her meselede “Biz aslında yoğuz, biz aslında yaşamıyoruz” sahnesini oynuyorlar. Ama CHP kontrolünde kurulmuş bu parti çatısı altında kalanlar, siyasi menfaatleri için yine aynı davranışı yapmaya devam edeceklerdir. Onlar sadece anı ve günü kurtarıyorlar.

         Yoksa “İYİ Partiyi, CHP ve HDP ile yan yana getirme çabalarını çok çirkin ve ayıp buluyorum” dedikten aylar sonra CHP ile genel seçimlerde, HDP ile yerel seçimlerde ittifak yapan Meral Akşener değil miydi?

         Dua edin de “Ekrem İmamoğlu, İYİ Partinin adayı değildir” dediğiniz için İstanbul Büyükşehir Belediyesine gönderdiğiniz üç müdürü, iki şefi kapının önüne koymasınlar…

Biz aslında yoğuz yoğ” tiyatronuz nereye kadar sürecek ibretle izliyoruz bakalım…