Doğu Türkistan davası Türk milletinin kanayan bir yarasıdır. Çin, Doğu Türkistan’ı işgal ettiği günden bu yana Uygur Türkleri üzerinden asimilasyonu, zulmü, şiddeti, baskıyı bir an olsun terk etmedi. Bu durum saklanabilecek ve görmezden gelinecek bir durum da değildir…

          Çin’in Doğu Türkistan üzerindeki zulmü, baskısı Birleşmiş Milletler başta olmak üzere birçok uluslararası kuruluş tarafından raporlarla belgelenmiş durumdadır.

          Ama dünya milletleri bu meseleye “insanlık dramını sona erdirelim” anlayışıyla bakmıyor. Onlar kalıplaşmış bir şekilde “Doğu Türkistan meselesini Çin üzerinde ekonomik, askeri ve siyasi rekabette kullanalım” ölçüsünde bakmaktadır. Yoksa dünya genelinde milyonlarca insanın ölümünden baş sorumlu olan ABD için Doğu Türkistan’daki baskıdan, zulümden ve şiddetten bir insanlık duruşu beklemek hayalcilik olur. Dünyaya “Doğu Türkistan konusuna hassasiyetle bakıyor” imajı veren ABD’nin bu konudaki bakışı da, duruşu da yine emperyalist içgüdülerini tatmin etmeye yöneliktir. “Uygur Türkleri için ilgileniyor” gözüken ABD’nin, Irak’taki Türkmenleri işgal sırasında hem kendisinin hem de Barzani’ye nasıl ezdirdiği ortadadır. Suriye’de PKK’nın uzantısı YPG’ye tonlarca silah yardımı yaparak oradaki Türkmenleri nasıl ezdirdiği ortadadır.

          O yüzden ikiyüzlü ve sadece kendi çıkarlarını düşünen dünya milletlerinden bir fayda gelmeyeceği ve Doğu Türkistan konusunda Türkiye dışında diplomatik manada sağlıklı bir adım atacak ülkenin olmadığı çok net görülmelidir.

          Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun geçtiğimiz ay Türkiye’yi ziyaret eden Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Konseyi Üyesi ve Dışişleri Bakanı Wang Yi ile Bakanlıkta yaptığı görüşmeye ilişkin “Uygur Türklerine ilişkin hassasiyetimizi ve düşüncelerimizi ilettik” ifadesi önemlidir ve bu sözün takibi AK Parti hükümeti tarafından sürdürülmelidir.

          Çünkü Doğu Türkistan meselesinin ne uluslararası arenada ne de Türkiye’deki ikiyüzlü muhalefet nazarında istismar malzemesi yapılmasına müsaade edilmemelidir.

          Türkiye’de son bir yıldır Doğu Türkistan meselesi istismar konusu yapılmaktadır. İşin en tuhaf yanı ise Doğu Türkistan konusunu propaganda malzemesi yapanların ortak noktası HD(P)KK’da birleşmesidir.

          Mesela Doğu Türkistan konusunu Türkiye’de mevcut muhalefet içinde ilk kullanan, milletvekilliği düşürülen Ömer Gergerlioğlu idi. Birileri ne var bunda “HDP’li Ömer Gergerlioğlu, Doğu Türkistan’da insanlık dramına işaret ediyor” diye savunma geliştiriyor. Yahu Türkiye’de askerimizi, polisimizi, masum vatandaşımızı şehit eden terör örgütünün partisinde siyaset yapacaksın, teröristbaşı Öcalan’a ve PKK’lı teröristlere her manada sahip çıkacaksın, sonra çıkıp Doğu Türkistan’daki baskıdan, şiddetten, zulümden bahsedeceksin. Bunun samimi yönü ve bir mantığı olur mu?

          Ne yani “Türkiye’deki Türkleri öldürün, Doğu Türkistan’daki Uygur Türklerini yaşatın” mı diyorsunuz?

İSTİSMARDA AKŞENER VE DAVUTOĞLU’NUN ROLÜ

          Sadece HDP’li Ömer Gergerlioğlu’nun bu çarpık duruşu söz konusu değil… Türkiye’de yaklaşık 50 bin kişinin hayatına mal olmuş, binlerce askerimizin, polisimizin şehit edilmesinin baş sorumlusu terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı HD(P)KK ile son beş yıldır iş birliği ve ittifak içinde olan Kemal Kılıçdaroğlu bile Doğu Türkistan demeye başladı. Bu istismar tablosunda Ahmet Davutoğlu, Meral Akşener geri durur mu? Onlar da HD(P)KK ile ittifak yaparken, HDP’yi her manada korumaya çalışırken Doğu Türkistan naraları atmaktan geri durmadılar.

          Çin’e karşı Doğu Türkistan hamaseti yapıp, Türkiye’de terör yaratan, milletin evlatlarını şehit ettiren, masum insanların canını alan terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı HDP ile yerel seçim ittifakı yapmaktan utanmayan, binlerce kişinin azmettirici katili terörist Demirtaş’ın serbest bırakılmasını isteyen, terör örgütü PKK’nın terör eylemlerine stratejik ve lojistik destek sağlayan HDP’li belediyelere kayyum atanması karşısında sahip çıkan bunlar için Türkiye’deki Türklüğün değeri yok da, Doğu Türkistan’daki Türklük mü değerli hâle geldi?

          Hepsi numara yapıyor, hepsi Türkiye’deki ihanetlerini Doğu Türkistan gibi milli davaların arkasına sığınarak gizlemeye çalışıyorlar.

          Bunların hepsine çok basit şu soruyu sormak lazımdır: Doğu Türkistan’daki insanlık dramını bu kadar önemsiyorsun da, Türkiye’de 50 bin kişinin katili terör örgütü PKK ve siyasi uzantılarıyla niçin iş birliği için yan yana geliyorsunuz?

          Doğu Türkistan davasını işte bu sorunun cevabı karşısında nasıl istismar ettiklerini anlayabilirsiniz. Geçtiğimiz haftalarda da Çin’in Ankara Büyükelçiliği, HDP ile ittifak yapan Meral Akşener’i ve HDP desteğini alarak Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Mansur Yavaş’ı sosyal medya hesabından etiketleyerek “Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi, Çin toprağının ayrılmaz bir parçasıdır. Bu dünyaca kabul edilen ve tartışılamaz bir gerçektir. Çin tarafı, herhangi bir kişi veya gücün Çin’in egemenliğine ve toprak bütünlüğüne herhangi bir şekilde meydan okumasına kararlılıkla karşı çıkmakta ve bunu şiddetle kınamaktadır. Çin tarafı, haklı karşılık verme hakkını saklı tutmaktadır” açıklamasını yaparak haritada Doğu Türkistan’ı gösteremeyecek olan, son bir yıla kadar hiç Doğu Türkistan davasını ağzına almamış bu kişilere nedeni bilinmez bir şekilde istismar alanı açmıştır. Onların kendi ihanetleri için Doğu Türkistan’ı istismar etmesini bir kenara bırakırsak, elbette Çin’in Ankara Büyükelçisi’nin Doğu Türkistan’daki zulmün üzerini örtmek için Türkiye’deki siyasetçilere, belediye başkanlarına laf yetiştirmesi de ayrıca hadsizliktir. Zaten Çin’in Ankara Büyükelçisi Liu Şaobin, sosyal medya paylaşımlarından duyulan rahatsızlık nedeniyle Dışişleri Bakanlığına çağrıldı.

          Ben bir köşe yazarı olarak yıllardır MHP’nin, Ülkücü Hareket’in, Sayın Devlet Bahçeli’nin Doğu Türkistan hassasiyetini ve Doğu Türkistan üzerinde yaşanan acıları kaleme aldım. Bugüne kadar ne Mansur Yavaş’ın, ne Meral Akşener’in Doğu Türkistan konusunda bir hassasiyetlerini, sahiplenmelerini ne duydum, ne gördüm.

          Meral Akşener DYP’de, AKP’de, MHP’de siyaset yaparken Doğu Türkistan hassasiyetini gören, duyan oldu mu?

          Mansur Yavaş MHP’de, BBP’de, ANAP’ta siyaset yaparken Doğu Türkistan hassasiyetini gören, duyan oldu mu?

          Son 1 yıl içinde birden bire Doğu Türkistan sevdalısı oldular… İşte bunun sebebi de anlattığım istismar gerekçeleridir.

          Yusuf Has Hacip ne güzel söylemiş, “Gönülsüz nereye doğru atılsa ayak, o yer nice yakın olsa da olur uzak!”

          Hâlleri, manzaraları bu iken bir de utanmadan ömrünü Doğu Türkistan davasına adamış, Doğu Türkistan derneklerine her daim maddi ve manevi destek olmuş, Doğu Türkistan’ı ilk ziyaret eden Türk devlet adamı olan MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’ye Doğu Türkistan üzerinden eleştiri getirecek kadar alçaklaşıyor ve istismar alanlarını genişletmeye çalışıyorlar.

          Türkiye’de şehit asker ve polislerimizin katilleriyle iş tutanların Türklük davası olmaz. Olsa olsa menfaatleri için tüm değerleri satan yahut istismar edenler olurlar.

Doğu Türkistan davasını bunlarla anmak bile Doğu Türkistan davasına lekedir.