Demir-Çelik ve mobilya sektörlerindeki yatırımlarıyla Türkiye’nin ihracat gelirlerine önemli katkılarda bulunan Baştuğ Metalurji Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Baştuğ gazetemize verdiği söyleşide hedeflerinin nitelikli ve katma değer yaratan üretimle dünya markası haline gelmek olduğunu söyledi.

TÜRKİYE TEDBİRLERİNİ ALDI

Küresel ekonomi sıkıntılı bir dönemdeyken Türkiye’nin almış olduğu ekonomik tedbirlerle yoluna güçlenerek ve tam bağımsız olarak devam edeceğini dile getiren İş adamı Mustafa Baştuğ “Bizler vatanını milletini seven iş adamları olarak tüm gücümüzle devletimizin geliştirdiği politikaların destekçisi olmayı sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.

 

 “TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK 5. ARK OCAKLI TESİSİ”

 Yatırımlarınızın yoğunlaştığı Demir-çelik sektörü Türkiye’nin iç tüketiminde ve dış satımında nasıl bir yere sahip?

Baştuğ Metalurji Sanayi A.Ş. olarak, Osmaniye Organize Sanayi bölgesinde toplam 605.000 m2 alan üzerine kurulu, 145.000 m2 kapalı alanda, 2.000.000 ton/yıl sıvı çelik ve 1.250.000 ton/yıl inşaat demiri üretim tesisi ile Türkiye’nin en büyük 5. ark ocaklı tesisi olarak üretim yapmaktayız.

Demir-çelik, Türkiye’nin hem ihracat pazarlarında hem de iç piyasada lokomotif görevi gören sektörlerin başında gelmektedir. Sektör, ihracat pazarlarında, 2022 yılı 9. ayı itibari ile yaklaşık 13 milyar USD ihracat rakamına ulaşmıştır.

İç pazarda uzun çelik üretimi, ülkenin tüm ihtiyacını karşılamakta ve ihracat pazarlarına yönelik satışlar yapılmakta olup diğer demir-çelik ürünlerinde, son 10 yılda yapılan yeni ve büyük yatırımlarla iç pazarın ihtiyaçlarını karşılayacak üretim tesisleri kurulmuş ve dışa bağımlılığımızı azaltıcı yönde etki sağlamıştır. Bu durum, ülkemizin en büyük sorunu olan cari açığı kapama yönünde büyük fayda sağlamıştır.

“TÜRKİYE SEKTÖRDE SÖZ SAHİBİ”

Dünya’daki demir-çelik sektörüne baktığımızda Türkiye’nin yeri neresi ve size göre potansiyel olarak nerede bulunmamız gerekiyor?

Türkiye, demir-çelik üretiminde dünyada söz sahibi ülkelerden biridir. Dünyanın en büyük 8. üreticisi konumundaki Türkiye hem lojistik avantajı, kaliteli üretimi, zamanında ve doğru teslim süreçlerini yönetmesi ile dünyada ön plana çıkmakta olup son yıllarda iç pazarın ihtiyacını karşılayacak yatırımlar ile de dışa bağımlılığını azaltmış ve artık dünya pazarlarına yönelik daha nitelikli, katma değerli üretimlere yönelerek dünyadaki konumu güçlendirmek için adımlar atmaktadır.

Önümüzdeki süreçte, nitelikli ve katma değer yaratan yeni üretim tesislerinin devreye girmesi ile ihracat rakamlarımız nitelikli olarak artmaya devam edecek ve ülke ekonomisine büyük katkı sağlayacaktır.

Pandemiyle bozulan tedarik zinciri ve artan enflasyon demir-çelik sektörünü nasıl etkiledi? Şuandaki durum hangi seviyededir?

Pandemi ile başlayan küresel çelik piyasalarındaki korumacılık önlemleri ihracat pazarlarımızda Türkiye olarak zorluklar yaşamamıza neden olan sebeplerden biridir. Ancak 2022 başında başlayan Rusya-Ukrayna savaşı, pandeminin getirdiği zorlukların yanında enerji fiyatlarında inanılmaz yükselişlere neden olmuş ve maliyetlerimiz içindeki enerji maliyeti payı %7’lerden %30’lara çıkmış, bu da ihracat pazarlarında rekabet gücümüzü ortadan kaldırmıştır. Küresel piyasalarda yaşanan resesyon endişeleri ile yurtdışında yatırımların durma noktasına gelmesi ve Türkiye’deki enerji fiyatlarının maliyetinin artması ihracat pazarlarındaki en büyük sıkıntımız olmuştur. İç pazarda ve ihracat pazarlarında yaşanan daralma küresel olarak fiyatlara baskı yapmakta, bunun yanında enerji maliyetlerindeki artış sonucu yaşanan maliyet artışları da satış trendini aşağı çekerek demir-çelik fabrikalarını zorlamaktadır.

“TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK 51’iNCİ ŞİRKETİYİZ”

Firmanız İlk 500 firma arasında üst sıralarda bulunuyor. Dolayısıyla Türkiye’nin ihracatına sağladığınız katkıyı ve yurt içerisinde oluşturduğunuz istihdam olanaklarını da sormak isterim…

2021 yılında yaklaşık 450 milyon ABD doları ihracat yapan şirketimiz, 1500’ü aşan çalışanıyla sektörde hizmet vermektedir. 2011 yılından itibaren İSO 500’deki ilk 50 firma arasında yer alan şirketimiz, 2021 yılında 1.100 milyon USD ciro yapmış ve İSO 500’e göre, Türkiye’nin en büyük 51. şirketi olmuştur. Küresel piyasalarda ve iç piyasada yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen istihdamımızı korumaya ve tüm girdilerde yaşanan olumsuz fiyat yükselişlerine rağmen ihracatımızı artırmaya ve üretimimizi devam ettirmeye çalışıyor ve Türkiye’mizin ekonomisine katkı sağlamak için mücadelemize devam ediyoruz.

“MOBİLYADA HEDEF DÜNYA MARKASI OLMAK”

Yatırımlarınızın olduğu bir diğer alan da mobilya sektörü. Mobilya sektöründeki hedefleriniz nelerdir?

Yeni yatırımımız olan ofis mobilyaları fabrikamızı 2021 yılında devreye aldıktan sonra öncelikle kaliteyi ön plana aldık. Hem iç pazarda hem ihracat pazarlarında dünya markaları ile yarışacak bir marka yaratmaya çalıştık. Mobilya sektöründe, özellikle ofis mobilyalarında Türkiye ve ihracat pazarlarında söz sahibi olmayı, kalitenin yanında görselliği ön planda tutmayı ve kısa sürede ülkemizde ilk üç marka arasına girmeyi hedefliyoruz. İhracat pazarlarında, ihtiyacı olan ülkelerin tespit çalışmaları tamamlanmış olup ülke ekonomimize bu sektörde de katkı sağlamayı hedeflemekteyiz.

“EKONOMİSİ GÜÇLÜ VE TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE”

Hükümetin ve Cumhur ittifakının ekonomi konusundaki duruşunu dünyanın yaşadığı ekonomik sıkıntılar ölçeğinde nasıl değerlendiriyorsunuz?

Küresel piyasalarda yaşanan enflasyon, resesyon ve benzeri sıkıntıların yaşandığı, pandemi ile başlayan ve Rusya-Ukrayna savaşı ile devam eden, tedarik zincirlerindeki problemlerin tüm büyük ekonomileri sarstığı bir dönemde, hükümetimizin aldığı çözüm odaklı ekonomik tedbirleri ve gösterdiği dik duruşu çok değerli buluyorum.

1929 Büyük Buhranı’ndan sonra küresel çapta en büyük etkiyi yaratan 2008 dünya krizi için Sayın Cumhurbaşkanımız  “Ülkemizi teğet geçecek” demişti. O günlerde Türkiye’nin bir kriz sarmalına girmesini ellerini ovuşturarak bekleyenler vardı.  Ancak süreç Sayın Cumhurbaşkanımızın öngördüğü gibi gerçekleşti ve Türkiye küresel ölçekteki negatif duruma karşı kendi pozisyonunu korudu, hatta güçlendirdi.  

Bugün de küresel bir sıkıntının ortasındayız. Hükümetimiz ve “Cumhur ittifakı iradesi” dediğimiz devlet aklı, almış olduğu önlemler ve yol gösterici çalışmaları ile ülkemizin geleceğini aydınlatıyor. Bu bağlamda Türkiye olarak yolumuza güçlenerek ve tam bağımsız olarak devam edeceğimizden hiçbir şüphem yoktur.  Bizler vatanını milletini seven işadamları olarak tüm gücümüzle devletimizin geliştirdiği politikaların destekçisi olmayı sürdüreceğiz.

MUSTAFA BAŞTUĞ KİMDİR
1991 yılında demir-çelik üretim tesisi, 2010 yılında ise Osmaniye’de entegre çelikhane tesisi kurucuları arasında yer aldı. 2002-2007 yılları arasında Milliyetçi Hareket Partisi Hatay il teşkilatında yönetici ve üst kurul delegesi olarak görev yaptı. 4 yıl süreyle Osmaniyespor kulübünün başkanlığını yürüttü. Evli ve üç çocuk babasıdır.

Hazırlayan: Bahadır Çoban

Editör: Haber Merkezi