Geçmişte AKP hükümetinin yaptığı PKK açılımı olsun, Çözüm süreci olsun, Kürt açılımı olsun adına ne derseniz deyin o günlerde yaşanan her adıma tavizsiz karşı çıkan partinin adı MHP, Lideri Devlet Bahçeli olmuştu. O sürece karşı çıkan ikinci bir parti ve ikinci bir lider de olmamıştır. O süreçte yaşananlar karşısında MHP’nin verdiği mücadele ve bugün gelinen noktada Cumhur ittifakının ve AK Parti hükümetinin terör örgütünün belini kırması, Türkiye’nin kazancına ve milli menfaatlerin korunmasına çok büyük katkılar vermiştir. Terör örgütünün hareket alanının bitirilmesi, kökünün kazınması Doğu ve Güneydoğu halkına huzur getirmiştir. Dünlerde terör örgütü PKK’nın korkusuyla yaşam süren halk, şimdi al yıldızlı bayrağın gölgesinde artık huzur dolu bir yaşam sürdürmektedir. Türkiye’de bu manzarayı inkâr edecek aklı başında, sağduyu sahibi bir tane Allah’ın kulu yoktur.

          Bu manzara birilerine batmaktadır. Doğu ve Güneydoğu Bölgesini yine PKK’nın güdümüne sokmak isteyen, bölgede huzuru PKK’nın terörüne kurban vermek isteyenler vardır. Bunların başında da Diyarbakır’a ziyarette bulunan, PKK’ya umut olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu gelmektedir. Kemal Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır’daki rezaletlerine ses çıkarmayan ortakları da onun gibi düşündüğünü kabullenmiş oldu.

          Yazımın girişinde niye açılım sürecinden bahsettiğime gelince; HDP’li Ahmet Türk’ün Kobani duruşmasında yapmış olduğu savunmaları okudum. Daha ziyade PKK’nın elinde esir olan bir adamın çaresizliğini gördüm.

          18 yaşındaki PKK’lı teröristin belediyeye gelip, ayak ayaküstüne atıp makamında kendisine sigarasını yaktırdığı 79 yaşındaki Ahmet Türk, hala esirlikten kurtulamadı, ölene kadar da kurtulacağa benzemiyor.

          Ahmet Türk, geçmişte Kandil’e gittik, şuraya gittik, buraya gittik, şunları yaptık diyor. Ve devamında da “Devlet bir taraftan da bize arkadan tuzak kurdu” diyor. Çözüm sürecinde PKK’lı yaratıklar silah bıraktı mı? Asla. Hatta daha çok silahlandı. Terör olaylarını bitirdiler mi? Asla bitirmediler. Hendek-Çukur olayları bile başlı başına alçaklıklarının ürünüdür.

          Ahmet Türk demiş ki: Zaman zaman siyasetçiler ve basın, HDP’nin halkı kışkırttığını söylüyor. Kimi kışkırttık, ortada bir şey var mı? Partimizin bu davada azmettirici olarak görülmesi hukuk dışı bir anlayıştır.

***

Şu sözler kimin peki?

          “Şanlı direniş gösteriyoruz. Bu direniş kazanacaktır. Böyle hendek, çukur diyerek küçümsemeye çalışanlar da dönüp tarihe baksınlar.”

“Hendek kazanların ellerinden öpüyorum.”

“Gençler hendek kazıyormuş, halk barikat kuruyormuş. Başka bir yol gösterin, onu yapsınlar.”

          “Bugün küçümsediğiniz barikat, hendek dediğiniz şey darbeye karşı direniştir. Darbe yapılmıştır. Buna karşı toplum sessiz mi kalacak?”

          Ahmet Türk “Selahattin Demirtaş kürsüde ‘provokasyona gelmeyin’ dedi” diyor. Bu sözler provokasyonları bizzat terörist Demirtaş’ın yaptığını göstermiyor mu? Bu durum “Bozacının şahidi şıracı” hali değil de nedir?

          Hendek-Çukur olaylarında kaç askerimiz, polisimiz şehit oldu, kaç masum insan öldü hiç mi hafıza yok sende Ahmet Türk?

          Onlarca kişinin öldüğü, binlerce kişinin yaralandığı Kobani olaylarında “Şu anda toplantı halinde olan HDP MYK’dan halklarımıza acil çağrı” notuyla paylaşılan mesajda “Kobane’de durum son derece kritiktir. IŞİD saldırılarını ve AKP iktidarının Kobane’ye ambargo tutumunu protesto etmek üzere halklarımızı sokağa çıkmaya ve sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz” açıklamasıyla PKK’lı yandaşlar, teröristler sokaklara salınmadı mı?

          Resmi açıklama yapan HDP’nin o dönem Eşbaşkanı bu savunduğun Selahattin Demirtaş değil miydi?

          Çözüm sürecinin bir ortağı olan AKP şimdi terör örgütü PKK’ya anladığı dilden muamele yaparken, siz daha niçin PKK’nın kapsama alanından çıkamıyorsunuz?

Neyi önlediniz ya da önleme girişimindesiniz Ahmet Türk?

          ABD’den silah alıp Irak ve Suriye üzerinden terör üretimi yapan terör örgütü PKK’ya “terör yaratığı olmayın” çağrınız oldu mu?

          Kürt kökenli vatandaşlarımızı ABD beslemesi bir terör örgütünün kucağına teslim etmeye hiç mi utanmıyorsunuz? Hiç mi Allah korkunuz yok, hiç mi vicdanınız yok?

          Onbinlerce insan öldürüldü, askerlerimiz, polislerimiz şehit edildi? Kimin hesabına? ABD dört parçalı sözde Kürdistan’ı kursun diye değil mi?

          Kürtleri öldüren bu terör örgütü, aşağılayan bu terör örgütü, Kürtlerin evini, camisini, okulunu, fabrikasını basan, yakan yıkan yine bu terör örgütü… O halde Türk soyadı taşıyıp, PKK borazanlığı yapmanın ne manası var?

          Türk devleti Afrin’de 4600 PKK leşi serdiği günlerde bile sana sağlığın konusunda merhamet göstermişti Ahmet Türk… 18 yaşındaki PKK’lı ayak ayaküstüne atıp sana sigarasını yaktırıyorsa senin anlattığın masallar geride bırakacağın utancın olacaktır.

          Devlet tuzak kurmuyor, vermeniz gereken hesabı soruyor. Son 6 yılda 19 bin terörist leşi sererek ve hukuk önünde sorulan bir hesap bu…